Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2016/9 Esas 2016/24 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2016/ 9
Karar No: 2016 / 24
Karar Tarihi: 03.03.2016

(5271 S. K. m. 220, 221, 232) (353 S. K. m. 221, 222) (AYDK. 18.09.2014 T. 2014/72 E. 2014/67 K.)

Daire ile Askeri Mahkeme arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; bazı duruşma tutanaklarında mahkeme adının belirtilmemiş olması şeklindeki noksanlığın usule aykırılık teşkil edip etmediğine ilişkindir.

Daire; bazı duruşma tutanaklarında, duruşmanın yapıldığı mahkeme adının yazılı olmamasının usule aykırı olduğunu belirterek, beraat hükmünün bozulmasına karar vermiş iken;

Askeri Mahkeme; usule aykırılık bulunmadığını belirterek, Daire kararına direnmiştir.

Daire ile Askeri Mahkeme arasındaki uyuşmazlık konusunun incelemesine geçilmeden önce Askeri Savcının temyiz dilekçesinin sanığa, katılanın temyiz dilekçesinin sanık müdafiine tebliğ edilmemiş olması nedeniyle öncelikle bu konu hakkında inceleme yapılmıştır.

Dosya kapsamından, Askeri Savcının sebepsiz temyiz dilekçesinin sanık müdafiine, katılanın temyiz dilekçesinin sanığa tebliğ edilmesi nedeniyle temyiz dilekçelerinden sanık ve müdafiinin bilgi sahibi olduklarının anlaşıldığından Askeri Savcının sebepsiz temyiz dilekçesinin sanığa, katılanın temyiz dilekçesinin sanık müdafiine tebliğ edilmesine gerek olmadığına karar verilmiştir.

Üyeler … ve …; Askeri Savcının sebepsiz temyiz dilekçesinin sanığa tebliğ edilmesi gerektiği şeklindeki aksi yöndeki görüşleriyle çoğunluk kararına katılmamıştır.

Bu konu çözüme kavuşturulduktan sonra uyuşmazlık konusu hakkında yapılan incelemede;

… K.lığı Askeri Mahkemesinde başlayan yargılamada Askeri Mahkemece; tensip zaptı ile ilk duruşmaya ait tutanağın başlık kısmında mahkemenin adına yer verildiği, ancak; müteakiben yapılan 25.9.2012, 13.11.2012, 25.12.2012, 12.2.2013, 26.3.2013 ve 21.5.2013 tarihli duruşmalara ait tutanaklarda, duruşmanın yapıldığı mahkeme adının yazılı olmadığı, 25.9.2012 tarihli duruşmada sanığın duruşmalardan bağışık tutulmasına karar verildiği, 25.12.2012 tarihli duruşmada tanık M.Y.’nin yeminli beyanlarının okunduğu, 12.2.2013 tarihli duruşmada tanık U. T. D. I.’nın yeminli beyanlarının okunduğu, 21.5.2013 tarihli duruşmada tanık M. Y.’nin yeminli beyanlarının okunduğu görülmektedir.

Bu konuyla ilgili yasal düzenlemeler incelendiğinde;

"Duruşma tutanağının başlığı" başlıklı CMK'nın 220'nci maddesinde; duruşma tutanağının başlığında, duruşmanın yapıldığı mahkemenin adının, oturum tarihlerinin, hâkimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt kâtibinin adı ve soyadının belirtileceği;

Aynı Kanun'un "Duruşma tutanağının içeriği" başlıklı 221'inci maddesinde; duruşma tutanağının içeriğinde bulunması gerekenler sayıldıktan sonra, "Duruşma tutanağının ispat gücü" başlıklı 222'nci maddesinde; duruşmanın nasıl yapıldığının, kanunda belirtilen usul ve esaslara uygun olarak yapılıp yapılmadığının, ancak tutanakla ispat olunabileceği, tutanağa karşı yalnız sahtecilik iddiasının yöneltilebileceği; düzenlenmiştir.

Yukarıda mahkeme adının bulunmadığı belirtilen duruşma tutanakları incelendiğinde; yargılamanın esaslı işlemlerinin yapıldığı duruşma tutanaklarında hangi mahkemeye ait olduğu hususunun yer almadığı görülmektedir.

“İspat gücü” bakımından, anılan tutanakların, kapsaması gereken unsurlardan birinin yokluğu nedeniyle duruşma tutanağı özelliğini kazandığını söylemek mümkün değildir. Mahkeme adının, yargısal işleme ilişkin tutanakta yer alması şart olup; dolaylı bilgilerin bu tutanağın hangi mahkemeye ait olduğunu belirlemede ölçüt alınması, bu usul eksikliğini ortadan kaldırmamaktadır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun, 6.3.2014 tarihli, 2014/7-12; 24.4.2014 tarihli, 2014/34-38; 5.6.2014 tarihli, 2014/52-52; 26.6.2014 tarihli, 2014/64-52; 18.9.2014 tarihli, 2014/72-67; 22.1.2015 tarihli, 2015/2-11; 5.3.2015 tarihli, 2015/11-24; 19.3.2015 tarihli, 2015/23-36 E.K., 16.4.2015 tarihli, 2015/37-50 E.K., 21.5.2015 tarihli, 2015/53-67 E.K., 28.5.2015 tarihli, 2015/57-71 E.K., sayılı kararları da aynı yöndedir).

Bu itibarla, duruşma tutanağının başlığında; duruşmanın yapıldığı mahkemenin adının yazılacağı kanunun emredici hükmü gereği zorunluluk olarak düzenlendiğinden, ispat gücü zedelenen bu duruşma tutanaklarının, CMK’nın 220/1 ve 232/2’nci maddeleri çerçevesinde düzenlenmemesinin, esasa etkili bir hukuka aykırılık olduğu sonucuna varıldığından, sanık hakkında direnilmek suretiyle verilen beraat hükmünün usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Başkan …; Duruşma tutanağının tek olduğu, duruşmanın bir kaç oturumda bitirilmesi hâlinde, her bir oturum için tutulan tutanakta mahkeme adına yer verilmesinin zorunlu olmadığı, dolayısıyla, duruşma tutanağının ilk sayfasında mahkeme adının bulunmasının yeterli olduğu, kaldı ki son duruşmada yazılı ve sözlü tüm delillerin okunmuş olduğu, taraflarca duruşma tutanaklarının içeriğine ilişkin sahtelik iddiasında bulunulmadığı ve Anayasa’nın 141’inci maddesinin son fıkrası uyarınca duruşmaların mümkün olan süratle sonuçlandırılması gerektiği de gözönüne alındığında, söz konusu hukuka aykırılığın nispi nitelikte olduğu görüşü ile çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamıştır.

Üyeler … ve …; yapılan ilk duruşmaya ait tutanağın başlığında mahkemenin adına yer verildiği ve müteakip yapılan duruşmalara ait tutanakların bir sıra dahilinde birbirini takip ettiği göz önüne alındığında söz konusu duruşma tutanaklarında mahkeme adının belirtilmemiş olması şeklindeki noksanlığın, duruşma tutanağının sıhhatini ve ispat gücünü etkilemediği, dolayısıyla 353 sayılı Kanun'un 221/1'inci maddesinde belirtildiği şekilde hükmü etkileyecek nitelikte olmadığı, keza aynı Kanun'un 222'nci maddesinde belirtildiği şekilde “Hükmün esasına dokunacak derecede hukuka aykırı hâllerden” olmadığı görüşüyle; çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamışlardır.

Üye …; birden fazla oturum şeklinde gerçekleşen duruşmalar dahil olmak üzere, yapılan duruşmada, duruşma tutanağının başlığında, duruşmanın yapıldığı mahkeme adının yazılması zorunlu olduğundan, Askeri Mahkemece yapılan ve esaslı işlemlerin yer aldığı 25.9.2012, 13.11.2012, 25.12.2012, 12.2.2013, 26.3.2013 ve 21.5.2013 tarihli oturumlarda duruşma tutanağının başlığında mahkeme adına yer verilmemesi hukuka aykırı ise de, ilk duruşma tutanağı, hüküm duruşması ve bazı duruşma tutanaklarında mahkeme adının yer aldığı dikkate alındığında, bu sayılan duruşmaların da hükmü veren Askeri Mahkemece yapıldığı hususunda bir kuşku bulunmadığı, dolayısıyla, 25.9.2012, 13.11.2012, 25.12.2012, 12.2.2013, 26.3.2013 ve 21.5.2013 tarihli oturumlara ait duruşma tutanaklarında mahkeme adının belirtilmemiş olması şeklindeki noksanlığın, duruşma tutanağının sıhhatini ve ispat gücünü etkilemediği, dolayısıyla 353 sayılı Kanun'un 221/1'inci maddesinde belirtildiği şekilde hükmü etkileyecek nitelikte olmadığı ya da aynı Kanun'un 222'nci maddesinde belirtildiği şekilde hükmün esasına dokunacak derecede olmadığı sonucuna ulaşılması gerektiği görüşüyle çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamıştır.

Sonuç Ve Karar: … Askeri Mahkemesinin 8.9.2015 tarihli ve 2015/182-413 E.K. sayılı kararı ile direnilmek suretiyle verilen beraat hükmünün usul yönünden BOZULMASINA;

Dava dosyasının … Askeri Mahkemesine gönderilmek üzere Askeri Yargıtay Başsavcılığına İADESİNE;

3.3.2016 tarihinde, Başkan …, Üyeler … ve … karşı oyları ile ve oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy