Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2014/38 Esas 2014/35 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2014/ 38
Karar No: 2014 / 35
Karar Tarihi: 17.04.2014

(5275 S. K. m. 3, 105, 107, 108) (1632 S. K. m. 30, 131) (5237 S. K. m. 43, 58, 62, 63) (353 S. K. m. 220)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, hükümlü hakkındaki infazın tamamlanıp tamamlanmadığı, buna bağlı olarak, uyarlama yargılaması yapılmasının mümkün olup olmadığıdır.

Daire tarafından, infazın tamamlanmış olması nedeniyle uyarlama yargılaması yapılmasının mümkün olmadığı kabul edilerek, mahkumiyet (uyarlama) hükmünün yok hükmünde sayılmasına, hükümlünün temyiz istemiyle ilgili olarak, bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilirken;

Başsavcılık tarafından, infazın henüz tamamlanmadığı, bu nedenle, uyarlama mahkumiyet hükmünün esastan incelenmesi gerektiği ileri sürülerek, Daire kararına süresi içerisinde itiraz edilmiştir.

Yapılan incelemede;

… Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 06.09.2011 tarihli ve 2011/145-95 E.K. sayılı hükmü ile; hükümlü sözleşmesi feshedilmiş İs.Uzm.Çvş. S. K.'nin, 01.07.2009 tarihinde zincirleme askeri eşyayı çalmak suçunu işlediği kabul olunarak, eylemine uyan ASCK’nın 131/1’inci maddesinin “az vahim hal cümlesi”, TCK’nın 43 ve 62’nci maddeleri gereğince neticeten altı ay yedi gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 02.07.2009-08.09.2009 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK'nın 63'üncü maddesi gereğince cezasından mahsubuna, ASCK'nın 30/1-B maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmasına, TCK'nın 58/6,7’nci maddeleri uyarınca mükerrerlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına, karar verilmiş;

Askeri Yargıtay 4’üncü Dairesinin 10.01.2012 tarihli ve 2012/18-6 E.K. sayılı ilamı ile, uygulama yönünden kanuna aykırı bulunan mahkumiyet hükmünün bozulmasına, ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 353 sayılı Kanun’un 220/2-A madde ve fıkrasına kıyasen mahkumiyet hükmünün, “ASCK’nın 30/1-B maddesi gereğince TSK’dan çıkarılmasına” ibaresi çıkarılmak suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Hükmün infazına 26.03.2012 tarihinde başlanıldığı, hükmün infazı sırasında, 6291 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun hükümlerine göre, hükümlünün 11.04.2012 tarihinde denetimli serbestlikten yararlanmak amacıyla müracaatta bulunduğu, Ödemiş İnfaz Hakimliğinin 13.04.2012 tarihli ve 2012/104-99 Dos.K. sayılı kararı ile, hükümlünün talebinin kabulüne, cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını 6291 sayılı yasa ile eklenen 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 3/1 ve 105/A-1 maddeleri uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ve hükümlünün derhal tahliyesine karar verildiği, bu karar gereğince, Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce, bir bölgede denetim ve gözetim altında bulundurma yükümlülük ve tedbirinin uygun görülerek haftada iki gün (Pazartesi, cuma) mesai saatleri içerisinde Beydağ Polis Karakoluna giderek imza atma yükümlülüğünün getirildiği, hükümlünün bu yükümlülüğe riayet ederek 16.04.2012, 20.04.2012, 23.04.2012, 27.04.2012, 30.04.2012, 04.05.2012, 07.05.2012, 11.05.2012, 14.05.2012, 18.05.2012 ve 21.05.2012 tarihlerinde Beydağ Polis Karakoluna giderek imzalarını attığı, üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesi nedeniyle, Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2012 tarihli ve 2012/423 Değişik İş sayılı duruşmasız işlere dair kararı ile, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107'nci maddesi gereğince hükümlünün 21.05.2012 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği, düzenlenen müddetnameye göre de hak ederek tahliye tarihinin 23.07.2012 olduğu, infazın tamamlandığı belirtilerek infaz evrakının Ödemiş Cumhuriyet Başsavcılığınca 09.07.2012 tarihinde …Komutanlığı Askeri Savcılığına, … Askeri Savcılığınca da 02.08.2012 tarihinde … Komutanlığı Askeri Mahkemesine gönderildiği, … Komutanlığı Askeri Mahkemesince 06.12.2012 tarihinde infazın mükerirlere özgü infaz rejimine göre yaptırılmaması nedeniyle eksik infazın tamamlattırılmasının … Komutanlığı Askeri Savcılığından talep edildiği, … Komutanlığı Askeri Savcılığınca infazın tamamlattırılması yolunda girişimde bulunulduğu, ancak, Anayasa Mahkemesinin 23.01.2013 tarihli ve 28537 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 17.01.2013 tarihli 2012/80 E. 2013/16 K. sayılı kararına istinaden Askeri Savcılığın talebi üzerine, … Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 18.01.2013 tarihli ve 2013/227-41 Ev.K. sayılı duruşmasız işlere dair kararı ile, infazın durdurulmasına karar verildiği ve uyarlama yargılaması yapılarak, hükümlü hakkında ertelemeli mahkumiyet kararı verildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Yasal mevzuat incelendiğinde;

05/04/2012 tarihli ve 6291 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1'inci maddesi ile 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 105’inci maddesinden sonra gelmek üzere Kanun'a 105/A maddesi eklenmiş olup, “Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezanın infazı” başlığı taşıyan maddenin birinci fıkrası;

“(1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla;

a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren,

b) Çocuk eğitim evinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talebi halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle

infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hakimi tarafından karar verilebilir.” hükmünü;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Koşullu salıverilme” başlıklı 107'nci maddesinin 1 ve 2'nci fıkraları;

“(1) Koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için mahkumun kurumdaki infaz süresini iyi halli olarak geçirmesi gerekir.

(2) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş olanlar yirmidört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkum edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.” hükmünü;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri” başlıklı 108'inci maddesinin birinci fıkrası;

"(1) Tekerrür halinde işlenen suçtan dolayı mahkum olunan;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,

b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,

c) Süreli hapis cezasının dörtte üçünün, İnfaz kurumunda iyi halli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir." hükmünü;

İçermektedir.

Askeri Mahkemece, hükmün infazı ile ilgili olarak “...TCK'nın 58/6, 7'nci maddeleri uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına...” şeklinde karar verilmiş olması karşısında, yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde, infazın 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 105/A ve 108'inci maddeleri gereğince yapılması gerekirken, hatalı olarak aynı Kanun'un 105/A ve 107'nci maddeleri gereğince yapıldığı görülmektedir. Hak ederek tahliye tarihi değişmemekle birlikte, süreli hapis cezasının 3/4’ü yerine, 2/3 oranında infaz edilmiş bulunması ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmamış olması karşısında, infazın eksik yapıldığı ve henüz tamamlanmamış olduğu, anlaşılmaktadır.

Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesinin 22.05.2012 tarihli ve 2012/423 Değişik İş sayılı duruşmasız işlere dair kararı ile hatalı olarak verilen koşullu salıverilme kararının kaldırılmamış olması infazın eksik yapıldığı olgusunu ortadan kaldırmadığı gibi, infaz hukukunda kazanılmış hak kurumunun da uygulama alanı bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle, infazın henüz tamamlanmadığı ve Askeri Mahkemece uyarlama yargılaması yapılmasının hukuka uygun bulunduğu sonucuna varıldığından, Başsavcılığın itirazının kabulüne, Daire kararının kaldırılmasına, temyiz incelemesine devam edilmek üzere dosyanın Daireye iadesine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy