Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2014/21 Esas 2014/20 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2014/ 21
Karar No: 2014 / 20
Karar Tarihi: 13.03.2014

(5271 S. K. m. 191) (353 S. K. m. 207, 221)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, sanığın istinabe yoluyla tespit edilen sorgusundan sonra yapılan duruşmada, Askeri Mahkemece; kimlik bilgilerinin, duruşma tutanağına geçirilmemesine veya dosyadaki kimlik bilgileri ile karşılaştırılmasının yapılmamasına yönelik usule aykırılığın bozma nedeni sayılıp sayılamayacağına ilişkindir.

Daire; mevcut usule aykırılığın, nispi nitelikte hukuka aykırılık olduğunu ve bozmayı gerektirmediğini kabul ederek, mahkumiyet hükmünü uygulama yönünden bozarken,

Başsavcılık; mevcut usule aykırılığın, bozma gerektirdiğini ileri sürerek, Daire kararına süresinde itiraz etmiştir.

Yapılan incelemede;

Sanığın, sorgu ve savunmasının yetkili kılınan Batman 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 04.10.2011 tarihinde istinabe yoluyla tespit edilerek talimat zaptının Askeri Mahkemeye gönderildiği, Askeri Mahkemece, 02.12.2011 tarihinde yapılan duruşmada, “… Mağdur sanık M. D.'nin savunmasının tespiti için Batman Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesine yazılan talimata ikmalen cevap verildiği görüldü. Okundu, mahiyeti anlaşıldı, dosyasına konuldu." denilerek duruşmaya devam edildiği, ancak, sanığın kimliğinin tespiti yapılmadığı gibi istinabe mahkemesince tespit olunan kimliğine de atıfta bulunulmadığı, müteakip duruşmalarda da bu yönde bir işlem yapılmaksızın hükme gidildiği, görülmektedir.

5271 sayılı CMK'nın 191/3-a maddesinde, duruşmada sanığın açık kimliğinin saptanması gerektiği, esası kabul edilmiştir. Bu düzenleme gereğince, Hüküm Mahkemesince huzurda bulunan sanığın kimliğinin saptanması, şayet, sanığın, istinabe suretiyle sorgu ve savunması tespit edilmişse, ya kimlik tespiti yapılması ya da istinabe mahkemesince tespit olunan kimliğine atıfta bulunulmak suretiyle, davanın sanığının belirlenmesi gerekmektedir.

Somut olayda, Askeri Mahkemece, sanığın kimliğinin tespitinin yapılmadığı, istinabe mahkemesince tespit olunan kimliğine atıfta da bulunulmadığı, bunun usule aykırı olduğu anlaşılmakla birlikte, bir usule aykırılığın bozmayı gerektirmesi için sanığın kimliğinde herhangi bir kuşku bulunmalıdır. Hükmün bozulması için hukuka aykırılığın ya 353 sayılı Kanun'un 207/3 maddesi kapsamında mutlak bozma nedeni olması ya da aynı Kanun'un 221/1'inci maddesi gereğince hükmü etkileyecek nitelikte hukuka aykırılık içermesi gerekmektedir.

İstinabe yoluyla tespit edilen sorgusundan sonra yapılan duruşmada, Askeri Mahkemece; sanığın kimlik bilgilerinin, duruşma tutanağına geçirilmediği ve dosyadaki kimlik bilgileri ile karşılaştırılmadığı anlaşılmakla, bu hususun CMK’nın 191/3-a maddesine aykırı olduğu, ancak, dosyada yer alan sanığa ait nüfus kayıt örneği, iddianame, talimat zaptı ve gerekçeli karar incelendiğinde, sanığın kimlik bilgilerinin vatandaşlık numarası da dahil olmak üzere tam ve eksiksiz olarak bütün belgelerde doğru olarak bulunduğu, sanığın kimlik bilgileri hususunda herhangi bir tereddüt olmadığı, sanığın sorgu ve savunmasının tespit edildiği talimat mahkemesince sanığın açık kimlik bilgilerinin doğru ve eksiksiz olarak tespit edildiği anlaşıldığından, Askeri Mahkemece; sanığın kimlik bilgilerinin, duruşma tutanağına geçirilmemesi ve dosyadaki kimlik bilgileri ile karşılaştırılmamasının mutlak değil nisbi nitelikte hukuka aykırılık oluşturduğu ve bozmayı gerektirmediği sonucuna varıldığından, Başsavcılığın itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy