Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2014/107 Esas 2014/105 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2014/ 107
Karar No: 2014 / 105
Karar Tarihi: 18.12.2014

(1632 S. K. m. 85)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı suçların sübuta erip ermediğine ilişkindir.

Daire; sanığın üzerine atılı eylemlerin şüpheli kaldığını kabul ederek, Askeri Mahkemece tesis olunan beraat hükümlerinin onanmasına karar vermiş iken;

Başsavcılık; sanığın üzerine atılı eylemlerin sübut bulduğunu değerlendirmek suretiyle, Daire kararına süresinde itiraz etmiştir.

Sanık hakkında; Deniz Harp Okulu 4’üncü sınıf öğrencisi iken, 03.10.2011- 28.05.2012 tarihleri arasında “masabaşı” olarak oturduğu yemek masasında, mağdurlar Dz.Yzb. B.S, Dz.Kur.Yzb. E.Y, Dz.Yzb. Ö.O. ve Dz.Kur.Yzb. C.ǒnin nöbetçi subayı oldukları çeşitli tarihlerde ve her bir mağdur için birden çok kez ve ayrı ayrı olacak şekilde “a..na koyduğumun çocuğu, o…pu çocuğu” şeklinde tahkir edici ifadeler ve sinkaflı küfürler kullandığı iddiasıyla kamu dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava dosyasında mevcut bilgi notu incelendiğinde; “masabaşı” olarak tanımlanan görevlendirmenin; yemekhanede bulunan 10’ar kişilik masalarda ikisi 4’üncü sınıf, sekizi ast sınıf olmak üzere planlama yapılarak, 4’üncü sınıfların masa başlarında oturduğu, bu uygulamanın amacının, 4’üncü sınıf öğrencileri tarafından ast sınıflara bahriye örf ve adetlerinin öğretilmesi ve okul yaşantısı hakkında rehberlik yapılması olduğunun belirtildiği;

İddianamede sanığın eylemlerinin “masabaşı” olarak oturduğu yemek masasında yaptığı konuşmalar esnasında mağdurlara yönelik olarak nöbetçi subayı olarak görevli oldukları tarihlerde “a..na koyduğumun çocuğu, o…pu çocuğu” şeklinde kullandığı hakaret içeren sözler sarf etmek suretiyle atılı suçları işlediği şeklinde sınırlandırıldığı;

Dosyada mevcut olaya ilişkin İdari Tahkikat Heyeti Raporu incelendiğinde; 1’inci sınıf öğrencisi iken 07.05.2012 tarihinde istifa kararı alan Ş.Ş. isimli öğrenci ile mağdurlardan Dz.Kur.Yzb. C.ǒnin yaptığı görüşmede sanık İ.İ’nin kendisine “merak etme kimseyi okuldan atamazlar” dediğini beyan etmesi sebebiyle, sanık tarafından söylendiği iddia edilen bu söz üzerine okulda disiplin bozucu davranışlara sebebiyet verebileceği değerlendirilerek tahkikata başlanıldığı ve özellikle yemekhane masasında sanıkla birlikte bulunan öğrencilerin bilgisine başvurulduğunun belirtildiği;

İdari tahkikat esnasında tespit edilen ifade tutanakları incelendiğinde; ifadelerine başvurulan öğrencilere; “öğrenciler arasında disiplin bozucu hareketleri teşvik eden herhangi bir davranışa tanık oldunuz mu?” şeklinde, iddia konusu olaydan ziyade genel mahiyette soru yöneltildiği, ifadeleri alan idari tahkikat heyetinde; mağdurlardan Dz.Kur.Yzb. E.Y. ile Dz.Yzb. Ö.O’nun da bulunduğu, ifadelerde sanıkla ilgili olarak genel mahiyette küfürlü konuştuğundan bahsedildiği, birkaç tanık ifadesi dışında somut olaylardan bahsedilmediği;

Mağdurların, İdari Tahkikat Heyetinde görevlendirilmelerinin tanıkların özgür iradeleri ile ifade vermelerine engel olmasının ötesinde, ifadeler alınırken, tanıklara sorulan sorular itibariyle yönlendirmelerde de bulunulabileceği, bu itibarla İdari Tahkikat Heyetinin kuruluşunun baştan itibaren hukuka uygun olmadığı ve tanıkların bu ifadelerine itibar etmenin mümkün olmadığı;

Askeri Savcı tarafından tespit edilen tanık ifadelerinde ise; iddianamede suça konu edilen “a..na koyduğumun çocuğu, o…pu çocuğu” şeklindeki sözlerin, yine bazı tanık beyanlarında somut olarak yer ve tarih belirtilmeden birebir aynı olacak şekilde yazıldığı;

Kovuşturma aşamasında sanığın iddia konusu sözleri söylediğini beyan eden bazı tanıkların ifadelerinde; “hatırlamıyorum” veya “hatırlıyorum, ancak, nerede, ne zaman ve hangi küfürleri ettiğini hatırlamıyorum” şeklinde çelişkili beyanlarda bulundukları, Askeri Mahkemece çelişkilerin giderilmesi için soruşturma aşamasında tespit edilen ifadeleri okunarak hatırlatılmasına rağmen, mevcut çelişkilerin giderilemediği;

Sanığın konuşmalarının geçtiği masada oturan ve konuşmalara şahit olan bazı tanıkların ise aşamalarda tespit edilen tüm ifadelerinde; sanığın iddia konusu sözleri söylediğine şahit olmadıklarını istikrarlı bir şekilde beyan ettikleri;

Sanığın Bölük Komutanı olan mağdur Dz.Yzb. B.S’nin talimatla tespit edilen yeminli ifadesinde; “sanığın küfürbaz bir yapıya sahip olduğu yönünde herhangi bir gözlemim olmamıştır” şeklinde beyanda bulunduğu;

Yemekhane dışında başka yerlerde sanığın mağdurlara yönelik hakaret içeren sözlerde bulunduğunu söyleyen tanıklar bulunmakla beraber, tanıkların ifadeleri doğru olsa bile yer ve zaman itibariyle iddianameye konu edilmediği;

Anlaşılmıştır.

Bu tespitlerden sonra Heyetimizce sanığın mağdurlara yönelik iddia konusu eylemlerinin tek tek incelenmesi sonucunda; sanığın üzerine atılı suçların sübutuna yönelik olarak her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı deliller bulunmadığı, özellikle tanıkların beyanları arasında mevcut olan çelişkilerin giderilemediği ve bu an itibariyle de giderilmesinin mümkün olmadığı, giderilemeyen şüphenin de sanık lehine yorumlanması gerektiği kanaatine varıldığından, Başsavcılığın itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy