Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2014/105 Esas 2014/108 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2014/ 105
Karar No: 2014 / 108
Karar Tarihi: 25.12.2014

(353 S. K. m. 19, 207, Ek Geç. m. 7) (5271 S. K. m. 7)

Daire ile Başsavcılık arasında itiraza konu olan uyuşmazlık, heyet halindeki askeri mahkeme tarafından yapılan uyarlama yargılamasında, hükümlünün beyanlarının tek hakimden oluşan askeri mahkeme tarafından alınmış olmasının, usule aykırılık oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.

Daire; uyarlama yargılamasının yapıldığı tarihte, hükümlüye atılı suçları yargılama görevi, tek hakimli askeri mahkemeye ait olduğundan ve usul hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesi ilkesi gereğince, heyet halindeki askeri mahkemece yapılan yargılamada, istinabe mahkemesince hükümlünün beyanlarının tek hakimli olarak alınmış olmasının usule aykırılık oluşturmadığına karar vermişken, Başsavcılık, heyet halinde kurulu askeri mahkemece sürdürülen yargılama faaliyeti kapsamında, istinabe yoluyla savunmasının tek hakim tarafından oluşturulan mahkemece tespit edilmesinin hukuka kesin aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek Daire kararına süresinde itiraz etmiştir.

5530 sayılı Kanun’un 6'ncı maddesi ile değişik, 353 sayılı Kanun’un 19'uncu maddesi; “Subay ve astsubayların işledikleri suçlara ait davalar hariç olmak üzere, adli para cezasını veya yukarı haddi üç yıla kadar hapis cezasını gerektiren Askeri Ceza Kanunu’nda ve diğer kanunlarda yazılı suçları işleyenlerin davalarına ve suç konusu olmayan eşyanın müsaderesine askeri mahkemelerin hakim sınıfından olan üyelerinden birisi tarafından bakılır.” şeklinde düzenlenmişken;

21.06.2010 tarih ve 6000 sayılı Kanun’un 2’nci maddesi ile yapılan değişiklikten sonra, 353 sayılı Kanun’un 19’uncu maddesi;

“Subay ve astsubayların işledikleri suçlara ait davalar ile ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlara ait davalar hariç olmak üzere, üst sınırı beş yıla kadar (beş yıl dahil) hapis cezaları ve bunlara bağlı adli para cezaları ile bağımsız olarak hükmedilecek adli para cezalarını ve güvenlik tedbirlerini gerektiren Askeri Ceza Kanunu’nda ve diğer kanunlarda yazılı suçlara ait davalara ve suç konusu olmayan eşyanın müsaderesine tek hakim tarafından bakılır.

Kurulla veya tek hakimle bakılacak işlerin belirlenmesinde, cezayı ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin, kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur.

Bir kimse tarafından işlenmiş müteaddit fiillerin yargılanması görevinin belirlenmesinde, en ağır cezayı gerektiren fiil esas alınır. Fiilde veya failde bağlantı halinde de kurulla veya tek hakimle bakılacak işler, birinci fıkra hükmüne göre belirlenir.

Tek hakim tarafından bakılan davalarla ilgili soruşturmalarda, hakim kararı gerektiren her türlü işleme ait kararlar, tek hakim tarafından verilir. Bu kararlara karşı itirazları incelemeye en yakın askeri mahkeme yetkilidir.

İddianamenin kabulünden sonra, yargılamanın tek hakim tarafından yürütülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilemez.

Görülmekte olan davalar nedeniyle tek hakim ile askeri mahkeme kurulu arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını, Askeri Yargıtay çözümler.” düzenlemelerini içermektedir.

Yine 353 sayılı Kanun’a 6000 sayılı Kanun’un ile eklenen Ek Geçici 7’nci maddesinde;

“Bu maddeyi ihdas eden kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulla bakılmakta olan davalarda, davanın tek hakim tarafından yürütülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilemez.

Bu maddeyi ihdas eden kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulla verilerek kesinleşmiş kararlar hakkında, bu maddeyi ihdas eden kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da yine kurulla karar verilir.” hükmü yer almaktadır.

CMK’nın 7’nci maddesinde ise, “Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hakim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.

Somut olayda hükümlü hakkında üste fiilen taarruz ve üste hakaret suçlarının yargılama tarihi itibariyle heyet halindeki askeri mahkemenin görevine girdiği, bu nedenle heyet halindeki askeri mahkemenin hüküm kurduğu ve kesinleştiği görülmektedir.

353 sayılı Kanun’un Ek Geçici 7’nci maddesi uyarınca kurulla verilerek kesinleşmiş kararlar hakkında, yine kurulla karar verileceğine dair amir hüküm gereğince, lehe kanun maddesinin uygulanması için yapılan uyarlama yargılamasının, heyet teşkil edilerek kurulan askeri mahkemece yürütülmesi zorunludur. Ayrıca yerleşik Askeri Yargıtay ve Yargıtay kararlarında da kabul edildiği üzere, istinabe işlemlerinde, istinabe edilen mahkemenin, en az istinabe eden mahkemenin görev derecesinde olması gerektiği kabul edildiğinden, heyet halinde kurulu askeri mahkemece sürdürülen yargılamada, istinabe işleminin de heyet halinde kurulu Askeri Mahkemece yerine getirilmesi gerekmektedir.

Bu nedenlerle, heyet halinde kurulu askeri mahkemece sürdürülen uyarlama yargılamasında, istinabe yoluyla hükümlünün savunmasının, tek hakimden kurulu askeri mahkeme tarafından tespit edilmesi, 353 sayılı Kanun’un 19 ve 207/3 A-D maddelerine göre, yasaya mutlak aykırılık teşkil ettiğinden, Başsavcılığın itirazının kabulüne, Askeri Yargıtay 4’üncü Dairesinin 17.09.2014 tarihli, 2014/728-718 Esas ve Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve mahkûmiyet hükümlerinin usul yönünden ayrı ayrı bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy