AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2013/ 88
Karar No: 2013 / 86
Karar Tarihi: 26.09.2013
(1136 S. K. m. 168) (353 S. K. m. 205, 220, 221, 256) (5271 S. K. m. 324)
Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, beraatle sonuçlanan davada müdafiilik görevini üstlenen avukatın, hükmü sadece vekalet ücretine hükmedilmesi talebiyle temyiz etmesi ve vekalet ücretinin Dairece hüküm altına alınması durumunda; Askeri Mahkemece, sanık hakkında beraat hükmünün verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin mi, yoksa Dairece incelemenin yapılarak, hükmün düzeltilerek onandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin mi esas alınarak vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerektiği hususu ise de; Kurulumuzca öncelikle, beraatle sonuçlanan davada kendisini avukatla temsil ettiren sanığın yararına vekalet ücreti hükmedilmemiş olması nedeniyle, beraat hükmünün bozularak vekalet ücretini kapsayacak şekilde esas hakkında karar verilmesine dair müdafiin temyizi nedeniyle, hükmün temyiz edilebilir nitelikte olup olmadığı ve bu hususun düzeltilerek onamaya konu teşkil edip edemeyeceği incelenmiştir.
1- Hükmün temyiz edilebilir nitelik taşıyıp taşımadığına ve düzeltilerek onamaya konu olup olamayacağına yönelik olarak yapılan incelemede;
353 sayılı Kanunun Temyiz edilebilen veya edilemeyen hükümler başlığını taşıyan 205inci maddesinin ilk fıkrası, askeri mahkemelerce verilen hükümlerin temyiz edilebileceğini öngörmüş, aynı maddenin 3üncü fıkrasının (A) ve (B) bentlerinde ise, üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adli para cezası gerektiren suçlarla ilgili beraat hükümlerine ve kanunlarda kesin olduğu belirtilen diğer hükümlere karşı temyiz yoluna başvurulamayacağı düzenlenmiştir.
Sanığa yüklenen zincirleme memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunun müeyyidesinin hapis cezası olması nedeniyle, beraatle sonuçlanan hükmün temyiz kabiliyetinin bulunmadığı söylenemez.
Ayrıntıları Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 26.05.1935 tarihli ve 111-7 sayılı kararında açıklandığı gibi, hüküm bir bütündür ve yargılama giderleri de hükmün tamamlayıcı parçasıdır. Dolayısıyla, 5271 sayılı CMKnın 324/1inci maddesi kapsamında vekalet ücreti, yargılama gideri kapsamında olduğundan, hükmün müdafi tarafından sadece bu yönden dahi temyizi olanaklı bulunmaktadır.
Devletin kendisine yönelttiği suçla ilgili olarak yargılanan ve bu kapsamda avukat marifetiyle kendisini temsil ettiren sanığın; avukatına ödediği vekalet ücretinin bir kısmının (Davanın beraatle sonuçlanması halinde) kendisine ödenmesinde de, şahsi menfaatinin bulunduğu ortadadır.
Kanuna uygun olmak koşuluyla, müvekkilinin kişisel ve şahsi menfaatlerini korumaya yönelik taleplerde bulunma yükümlülüğü altında bulunan müdafiin de, beraatle sonuçlanan davada müvekkili yararına vekalet ücretinin ödenmesi isteme; Askeri Mahkemece de herhangi bir karar alınmamışsa veya alınmasına rağmen miktarında hata yapılmışsa beraat hükmünü, sadece bu yönüyle bile temyiz etme hakkı bulunmaktadır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 29.09.2011 tarihli ve 2011/85-89 E.K. sayılı ilamı da bu doğrultudadır).
Öte yandan, 353 sayılı Kanunun 220/2-İ maddesinde, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca mahkemelerce hükmedilecek vekalet ücretlerinin tespitinde yapılan hataların, düzeltilerek onamaya konu olabileceği, düzenlenmiştir. Kanun koyucu burada, sadece vekalet ücretindeki hatadan dolayı yeniden yargılama yapılmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır. Vekalet ücretine hiç hükmedilmemesi de, yanlış tespit edilmesi gibi bir hata olduğundan, bu yönde yapılacak bozmaların da düzelterek onamaya konu yapılabileceği hususunda kuşku bulunmamaktadır.
2- Temyize konu edilen taleple ilgili olarak yapılan incelemede:
Sanık hakkında, 2010 yılı Ağustos ve Eylül aylarında zincirleme görevi kötüye kullanmak suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davası nedeniyle yapılan yargılama sonucunda, Askeri Mahkemece, sanığın suç kastı ile hareket etmediği belirtilerek, beraatine karar verildiği, ancak yargılama süresince kendisini vekil ile temsil ettiren sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, beraatle sonuçlanan davada müdafilik görevini üstlenen avukatın, hükmü sadece vekalet ücretine hükmedilmesi talebiyle temyiz etmesi ve vekalet ücretinin Dairece hüküm altına alınması durumunda; Askeri Mahkemece sanık hakkında beraat hükmünün verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin mi, yoksa Dairece incelemenin yapılarak hükmün düzeltilerek onandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin mi esas alınarak hüküm kurulacağına ilişkindir.
Başsavcılıkça Dairece incelemenin yapılarak, hükmün düzeltilerek onandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin esas alınması gerektiği ileri sürülürken; Dairece, sanık hakkında beraat hükmünün verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun Avukatlık Ücret Tarifesinin Hazırlanması başlıklı 168nci maddesinin 3üncü fıkrası; Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.
Hükmünü içermektedir.
Gerek Askeri Mahkemece hükmün verildiği 28.03.2012 tarihinde yürürlükte bulunan ve 21.11.2011 tarihli, 28149 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Uygulanacak tarife başlıklı 20nci maddesinde, gerekse Dairece düzelterek onamanın yapıldığı 21.05.2013 tarihinde yürürlükte bulunan 29.12.2012 tarihli, 28512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin Uygulanacak tarife başlıklı 20nci maddesinde Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır. hükmü yer almaktadır.
Yasal düzenlemeler birlikte dikkate alındığında, yargılama sürecinin, iddianamenin kabulü ile başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar olan tüm aşamaları içermesi, temyiz yargılamasının da buna dahil olması, temyiz incelemesi sırasında vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle beraat hükmünün bozulması halinde, Askeri Mahkemece kurulan hükmün bozulmakla hukuki varlığını kaybetmesi ve bilahare Dairece düzeltilerek onama kararıyla yeni bir hüküm kurulması halinde, beraat hükmü temyiz incelemesi ile verilmiş olacağından, hükmün düzeltilerek onandığı tarih itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 15.01.2009 tarihli ve 2009/9-3 E.K., Askeri Yargıtay 1inci Dairesinin 02.11.2011 tarihli ve 2011/882-877 E.K., 15.06.2011 tarihli ve 2011/533-529 E.K., 13.04.2011 tarihli ve 2011/352-347 E.K., 16.09.2009 tarihli ve 2009/1829-1758 E.K., 02.09.2009 tarihli ve 2009/1526-1530 E.K., Askeri Yargıtay 2nci Dairesinin 10.06.2009 tarihli ve 2009/1202-1199 E.K., Askeri Yargıtay 3üncü Dairesinin 25.10.2011 tarihli ve 2011/675-672 E.K., Askeri Yargıtay 4üncü Dairesinin 07.05.2013 tarihli ve 2013/760-753 E.K. ,03.03.2009 tarihli ve 2009/426-426 E.K. ve17.09.2008 tarihli ve 2008/1850-1727 E.K. sayılı ilamları da bu doğrultudadır).
Bu nedenlerle, Dairece, Askeri Mahkemece verilmiş bulunan hüküm tarihi dikkate alınarak vekalet ücretine hükmedilmiş olması hukuka aykırı olduğundan, Başsavcılığın itirazın kabulüne, Daire kararının kaldırılmasına, müdafiinin temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanunun Kanunun 221/1inci maddesi gereğince Askeri Mahkemece verilmiş bulunan beraat hükmünün bozulmasına; ancak, 353 sayılı Kanunun 220/2-İ maddesi gereğince, beraat hükmünün, CMKnın 324, 353 sayılı Kanunun 256 ve (29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve düzeltilerek onama tarihinde de (26.09.2013 tarihinde) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5inci maddeleri gereğince, sanık yararına 990 TL vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmek suretiyle, düzeltilerek onanmasına, karar verilmiştir. (¤¤)
Full & Egal Universal Law Academy