Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/96 Esas 2012/95 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 96
Karar No: 2012 / 95
Karar Tarihi: 05.07.2012

(5237 S. K. m. 7, 58, 61, 66) (5271 S. K. m. 231) (1632 S. K. m. 73)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; TCK’nın 58’inci maddesi kapsamında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanma yeri olup olmadığına ilişkin bulunmaktadır.

Daire; firar suçunun önceki mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden önce işlenmeye başladığı ve dolayısıyla TCK’nın 58’inci maddesi hükümlerinin uygulanamayacağını kabul etmişken, Başsavcılık; firar suçunun temadinin sona erdiği tarihte işlenmiş sayıldığı ve bu tarih itibarıyla önceki mahkumiyet hükmünün kesinleşmiş olması sebebiyle TCK’nın 58’inci maddesinin uygulanması gerektiği görüşündedir.

Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle dava konusu olayın ortaya konması gerekmektedir.

Dava Konusu Olay, Kabul ve Değerlendirme

Dosyada mevcut kanıtlara göre; Malatya’daki Birliğinde askerlik görevini yapmakta olan sanığın, 21.01.2010 tarihinde çarşı izninden dönmemek suretiyle firar ettiği, 12.11.2010 tarihinde İstanbul’da güvenlik kuvvetlerince yakalandığı ve böylece anılan tarihler arasında
firar suçunu işlediği anlaşılmaktadır.

2’nci Ordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 20.01.2010 tarihli ve 2010/122-10 sayılı, sanığın 29.06.2009 - 04.11.2009 tarihleri arasında izin süresini geçirmek suçunu işlediği kabul edilerek verilmiş olan mahkumiyet hükmü, Askeri Mahkeme Kıdemli Hakimi tarafından,

02.02.2010 tarihinde kesinleşmiş olduğundan bahisle, aynı tarihte kesinleştirilmiştir.

TCK’nın 58’inci maddesinde: “(1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.

(2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;

a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,

b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,

Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.

... ” hükmü yer almakta olup; bu hüküm uyarınca, önceden işlenen bir suçtan dolayı hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş olup da belirli bir süre geçmeden tekrar suç işleyen kişiler hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.

Sanık hakkında 29.06.2009 - 04.11.2009 tarihleri arasında işlediği izin süresini geçirmek suçundan verilmiş olan mahkumiyet hükmü,02.02.2010 tarihinde kesinleşmiş; sanığın davaya konu olan firar suçu ise 21.01.2010 - 12.11.2010 tarihleri arasında işlenmiştir.

Kesintisiz (mütemadi) Suçlar

Kanunların zaman bakımından uygulanmasına ilişkin kuralları düzenleyen TCK’nın 7’nci maddesinin, af ve zaman aşımı hükümlerinin uygulanabilmesi için, öncelikle fiilin veya suçun işlendiği zamanın belirlenmesi gerekmektedir. Özellikle, fiillerin başlangıç ve bitiş zamanındaki kanunların farklı olması halinde, bu gereklilik daha da önem kazanmaktadır.

Kesintisiz suçun özelliği, işlenmiş olan suçun, bir süre daha işlenilmesine devam edilmesidir. Fail suçu işlemiş, suç unsurları itibarıyla oluşmuştur; ancak, suçun meydana getirdiği sonuçlar fail tarafından devam ettirilmektedir. Dolayısıyla işlenmiş olan suçun devamlılık hali söz konusudur. Suç, bu devamlılığın sona erdiği veya kesildiği zamana kadar sürmekte ve suçun da bu tarihte işlendiği kabul edilmektedir.

Nitekim, TCK’nın 66/6’ncı maddesinde de, kesintisiz suçlarda zaman aşımının kesintinin gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı öngörülmüştür.

ASCK’nın 66/1-a maddesinde düzenlenmiş olan firar suçu, asker kişilerin, kıtalarından veya görevleri gereği bulunmaları gereken yerden uzaklaşmalarıyla başlamakta ve bu andan itibaren yedi tam günün geçmesiyle oluşmakla birlikte; suçun meydana getirdiği sonuçları, bir başka deyişle failin kıtasından ayrı kalma durumu, yakalanmasına, teslim olmasına veya asker kişi sıfatının sona ermesine kadar devam etmektedir. Failin altı hafta içinde kendiliğinden gelmesi, ASCK’nın 73’üncü maddesi hükmüyle yasal indirim sebebi olarak düzenlenmiştir.

Suçun sonuçlarının devam ettiği sürenin (temadi süresinin) uzunluğu cezanın yasal olarak artırılmasını gerektirmemekte ise de; bu durumun TCK’nın 61’inci maddesi uyarınca temel cezanın belirlemesinde dikkate alınabileceği, Askeri Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmektedir.

Firar suçunun da, bu nitelikleri itibarıyla kesintisiz suç niteliğinde olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

Değerlendirme

Dava konusu olayda; sanığın, izin süresini geçirmek suçundan hakkında yapılan yargılama sonunda 20.01.2010 tarihinde yüzüne karşı mahkumiyet hükmünün tefhim edilmesinden ve tahliye edilmesinden bir gün sonra 21.01.2010 tarihinde firar ettiği, izin süresini geçirmek suçundan verilmiş olan mahkumiyet hükmünün 02.02.2010 tarihinde kesinleştiği, firar suçunun kesintisiz olarak 12.11.2010 tarihine kadar devam ettiği, önceki hükmün kesinleşmesinden itibaren temadinin sona erdiği tarihe kadar firar suçunun oluşması için gerekli olan yedi tam günden çok daha fazla bir süre geçtiği anlaşılmakla; firar suçuyla ilgili yasa uygulamasında, suçun işlendiği tarih olarak, 12.11.2010 tarihinin kabul edilmesinde ve bu tarihten önce hakkında kesinleşmiş mahkumiyet hükmü bulunması nedeniyle, sanık hakkında TCK’nın 58’inci maddesi kapsamında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır.

As.Yrg.Drl.Krl.nun 05.03.2009 tarihli ve 2009/30-28 sayılı kararında da; mütemadi suçlar yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunda karar verilirken, CMK’nın 231/6’ncı madde ve fıkrasının (a) bendinde öngörülen objektif koşul kapsamında, daha önce mahkum olunan hükmün kesinleşme tarihinin değerlendirilmesinde, mütemadi suçun başlangıç ve bitim tarihlerinden hangisinin ölçüt olarak kabul edileceğine ilişkin yapılan incelemede;

Suçun temadinin sona erdiği tarihte işlendiği ve dolayısıyla bu tarihten önce kesinleşen mahkumiyet hükmünün varlığı karşısında, CMK’nın 231/6’ncı madde ve fıkrasının (a) bendi kapsamındaki koşulun gerçekleşmediği kabul edilmiştir.

As.Yrg.Drl.Krl.nun 02.12.2010 tarihli ve 2010/116-116 sayılı kararıyla da, önceki mahkumiyet hükmünün temadi süresi içinde kesinleşmiş olması halinde, TCK’nın 58’inci maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiği görüşü benimsenmiştir.

Bu sebeplerle; hukuka aykırı olan Daire kararının kaldırılmasına, sanığın kabule değer görülmeyen sebepsiz temyizinin reddiyle hukuka uygun olan mahkumiyet hükmünün onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy