Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/52 Esas 2012/50 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 52
Karar No: 2012 / 50
Karar Tarihi: 12.04.2012

(1632 S. K. m. 130) (5237 S. K. m. 50, 52) (353 S. K. m. 220)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin hangi suçu oluşturduğuna ilişkin bulunmaktadır.

Daire; sanığın eyleminin askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçunu oluşturduğunu kabul etmişken; Başsavcılık; askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçunun oluştuğu görüşündedir.

Dava Konusu Olay ve Kanıtlar

Dosya içeriğine göre; sanığın, ... Jandarma Karakol Komutanlığı emrinde görev yaptığı; 21.07.2009 tarihinde, emrindeki dört askerle birlikte önleyici hizmet devriyesi görevinden Karakola geri dönmek üzere seyir halinde iken, .mevkiinde aracı durdurarak aşağıya indikten sonra, J.Er S.K.'den aldığı silaha, yine üç ayrı askerden aldığı içinde on dokuzar mermi bulunan üç adet dolu şarjörü sırayla takmak suretiyle, toplam 57 adet G3 piyade tüfeği mermisini havaya doğru ateşlediği, müteakiben "Oh be rahatladım" şeklinde sözler söylediği, boş kovanlar toplanmadan askerlerle birlikte araca binilerek Karakola dönüldüğü, sarf edilen mermilerin bedelinin 51,3 TL olduğu anlaşılmaktadır.

Sanık sorgu ve savunmalarında; daha önce iki yıl Şırnak’ta görev yaptığını ve ailesinden ayrı kaldığını, Antalya’ya geldikten sonra da mahrumiyet bölgesine tayininin çıktığını, eşinin hamileliği sırasında yanında olamadığını; işlerin yoğunluğu, Karakol Komutanı’nın görev gereği de olsa üzerine fazla gelmesi, mesleki ve ailesel problemleri nedeniyle bunalıma girdiğini, psikolojik olarak kendisini kötü hissettiği ve tabiri yerinde ise burnundan soluduğu için eylemi işlediğini, "Oh be rahatladım" şeklinde sözler söyleyip söylemediğini hatırlamadığını beyan etmiştir.

Adli gözlem altına alınmak suretiyle düzenlenen sağlık kurulu raporu ve adli raporla, sanığın, suç tarihlerinde ve halen sınıfı görevini yapmasına engel bir durumu olmadığı ve cezai ehliyetinin tam olduğu belirlenmiştir.

Askeri Eşyayı Özel Menfaatinde Kullanmak ve Askeri Eşyayı Kasten Tahrip Etmek Suçlarıyla İlgili Değerlendirme

ASCK'nın Birinci Kısım Üçüncü Babının “Mallara karşı diğer cürümler” başlıklı Sekizinci Faslında düzenlenmiş olan 130’uncu maddesinin birinci fıkrası: “Askeri eşyayı kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip eden, özürsüz kaybeden veya harap olmasına sebebiyet veren veya özel menfaati için kullanan asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.” hükmünü içermektedir.

Bu madde ile korunmak istenen hukuki yarar, askeri hizmete mahsus eşyaların kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip edilmesinin, özürsüz kaybedilmesinin veya harap olmasına sebebiyet verilmesinin önüne geçilmesi; kişisel menfaatler için kullanılmasının engellenerek, yalnızca askeri hizmet amacıyla kullanılmasının sağlanmasıdır.

Askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçu kasıtla işlenebilen bir suç olup; suçun oluşması için, failin, suçun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi; bir başka deyişle, askeri eşyayı özel menfaatinde kullandığının bilincinde olması gerekmektedir.

Askeri eşyayı kasten tahrip suçu ile korunan hukuki menfaat ise, askeri eşyaların tahrip edilmelerinin önlenmesi olup; kasıtla işlenebilen bu suçun oluşması için de, failin askeri eşyayı tahrip ettiğinin bilincinde olması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Kasıtlı olmayan kusurlu eylemlerle bu suçun işlenmesi mümkün değildir ve bu durumda ancak askeri eşyanın harap olmasına sebebiyet vermek suçunun varlığından söz edilebilir.

Eylemin Değerlendirilmesi

Bu açıklamalar kapsamında dava konusu olaya bakıldığında; sanığın içinde bulunduğu psikolojik durum itibarıyla ve tamamen sıkıntılarını hafifletmek amacıyla, 57 adet mermiyi havaya doğru ateşlemek suretiyle sarf ettiği görülmektedir.

Sanık, hizmet için tahsis edilmiş silahı ve mermileri, kullanım şekillerine uygun olarak ama tamamen kişisel amaçlarla kullanmış; bu eylemi sonucu sarf ettiği mermilerin bedeli kadar Hazine zararı meydana gelmiştir.

Burada, mermilerin tahrip edilmesi gibi bir niyet ve eylem değil, tam aksine, mermilerin kullanım şekillerine uygun olarak silahla sarf edilmeleri hali söz konusu bulunmaktadır. Sanığın, mermileri ve dolayısıyla askeri eşyayı tahrip etmek isteğiyle hareket ettiğini ortaya koyacak hiçbir kanıt bulunmadığı gibi, bunun aksine rahatlamak amacıyla ateş ettiğini ortaya koyan sözleri vardır.

Dolayısıyla; hukuka ve kanıtlara uygun gerekçelerle eylemin askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçunu oluşturduğunun kabulünde ve yapılan uygulamada esas itibarıyla bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Ancak; 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 1 sayılı tarifesi uyarınca, 51,3 TL tutarındaki Hazine zararı üzerinden 17,15 TL tutarında nispi harca hükmedilmesi gerekirken, nispi harca hiç hükmedilmemiş olması; keza, tayin edilen hapis cezasının, TCK’nın 50’nci maddesi uyarınca seçenek yaptırımlardan adli para cezasına çevrilmesi sırasında, TCK’nın 52/2’nci maddesi uyarınca belirlenecek miktar üzerinden doğrudan çevirme işlemi yapılması gerekirken, sanki doğrudan adli para cezasına hükmediliyormuş gibi, aynen:

“Sanık hakkında verilen hapis cezası 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50 ve 52’nci maddeleri uyarınca adli para cezasına çevrilerek sanığın 75 GÜN ADLİ PARA CEZASI İLE
CEZALANDIRILMASINA,

Sanık hakkında hükmedilen Yetmiş Beş Gün adli para cezasının takdiren bir gün karşılığı 20,00 TL olmak üzere paraya çevrilerek SONUÇ OLARAK 1.500,00 TL. (BİN BEŞ YÜZ TÜRK LİRASI) ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,.”

hükmedilmiş olması hukuka aykırı bulunmaktadır.

Daire tarafından yapılan incelemede; sadece nispi harca hükmedilmemiş olmasındaki hukuka aykırılık nedeniyle mahkumiyet hükmü bozulmuş ve nispi harca da hükmedilmek suretiyle mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş ise de; yukarıda belirtilen diğer hukuka aykırılık giderilmemiş olduğundan, itiraz istemine atfen, bu nedenle Daire kararının kaldırılmasına ve mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiş; ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hataların, 353 sayılı Kanun'un 220/2’inci maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün olduğundan, nispi harca hükmedilmek ve hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesindeki hukuka aykırılık giderilmek suretiyle, mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy