Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/4 Esas 2012/4 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 4
Karar No: 2012 / 4
Karar Tarihi: 19.01.2012

(1632 S. K. m. 66) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 57, 58)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suçun başlangıç tarihinin ve sanığın izinden zamanında dönmesini geciktiren kabul edilebilir bir özrünün olup olmadığının tespiti konularında noksan soruşturmanın bulunup bulunmadığına ilişkindir.

Daire; sanığın memleketinde meydana gelen toprak kayması neticesinde, babasının kaybolan mezarı ile ilgili herhangi bir işlem yapıp yapmadığı hususunun mahallinden araştırılması ve hava değişimi raporunun başlangıç tarihinin rapor verilen yerden sorulması, akabinde mazeret değerlendirmesi yapıldıktan sonra hüküm kurulmasının gerektiğini kabul ederken;

Başsavcılık; her iki konuda da noksan soruşturmanın olmadığını ileri sürerek Daire kararına itiraz etmiştir.

Dava dosyasındaki delillerden; sanığın, GATA Eğitim Hastanesi Sağlık Kurulunun 27.09.2006 tarihli ve 4599 sayılı raporu ile bir ay hava değişimi aldığı, iki günlük dönüş yol süresi dikkate alındığında, en geç 28.10.2006 tarihinde saat 24.00’e kadar Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 06.11.2006 tarihinde katıldığı anlaşılmaktadır.

TSK Personeli Sağlık Muayene Yönergesi’nin[MY. 33-2 (B)] Üçüncü Bölümünün 5’inci maddesinin (b) fıkrası “Yatırılarak tedavi edilenlerde; hastanın istirahat ve hava değişimi, sağlık kurulundan raporun verildiği tarihten itibaren başlar” hükmünü taşımaktadır.

Sanık hakkında düzenlenen Sağlık Kurulu raporunda, raporun verildiği tarih herhangi bir tereddüde mahal vermeyecek şekilde 27.09.2006 olarak belirtildiğinden, hava değişimi süresinin bu tarihten itibaren başladığı hususunda kuşku bulunmadığından, bu konuda noksan soruşturmanın bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Sanığın sorgu ve savunmaları ile temyiz dilekçesinde; 28.10.2006 tarihinde meydana gelen toprak kayması sonucu, babasının mezarının kaybolduğunu, onu aradığını, akrabalarından bazılarının evinin yıkıldığını beyan ettiği görülmektedir.

Sanığa atılı hava değişimi tecavüzü suçunun düzenlendiği ASCK’nın 66/1-b maddesinde; “Kıt’asından veya görevini yapmakta olduğu yerden izin, istirahat veya hava değişimi alarak ayrılanlardan, dönmeye mecbur bulundukları günden itibaren altı gün içerisinde özürsüz olarak gelmeyenler”in cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Anılan maddenin açık ifadesinden, kabul edilebilir bir özür nedeniyle birliğe zamanında katılma olanağının bulunmadığı hallerde sanığın suç işleme kastıyla hareket ettiğinden söz edilemeyecektir. Bununla birlikte, özür kavramı Kanunda tanımlanmamış olup; Askeri Yargıtay’ın yerleşik kararları ve uygulamada, TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin 57 ve 58’inci maddelerinde sayılan ve bunlara benzerlik arz eden durumlar yasal ve geçerli özür olarak kabul edilmektedir. Sanık tarafından özür olarak ileri sürülen durumun, askerlik hizmetine üstün tutulabilir nitelikte bulunup bulunmadığı, beklenen bir durum olup olmadığı, aniden ortaya çıkıp çıkmadığı, sanığın özür nedeniyle ne kadar süreyle birliğinden ayrı kaldığı, birliğine katılmakta geciktiği süre içinde özür oluşturan hali gidermeye ve bir an önce birliğine katılmaya yönelik olarak ne gibi davranışlar sergilediği dikkate alınarak her somut olayda sanığın suç işleme kastı ile hareket edip etmediği tartışılıp irdelenmelidir.

TSK İç Hizmet Yönetmeliği’nin 57/b maddesinde sayılan durumlara göz atıldığında, anılan maddede, aile fertlerinden birinin ağır hastalığı veya ölümü, kaza, doğum, yangın gibi hallerden söz edildiği görülmektedir.

Somut olayda, sanığın hava değişimini geçirdiği Artvin ili Şavşat ilçesinde, 28.10.2006 tarihinde gündüz saatlerinde toprak kayma riskinin kuvvetli olduğunun belirlenmesi üzerine, başlangıçta 11 evin tahliyesinin yapıldığı, saat 20.00 sıralarında heyelanın meydana gelmesi sonucu birçok evin toprak altında kaldığı veya ağır hasar gördüğü, akabinde 19 evin daha tahliyesinin yapıldığı, sanığın babasının mezarı da içinde olmak üzere, mezarlığın toprak kayması sonucu dereye kaydığı ve halenyapılan aramalara rağmen mezarların bulunamadığı belgelerden anlaşılmaktadır.

Hava değişimi süresi içerisinde olağanüstü bir tabiat olayı ile karşılaşan, herkesin birbirini tanıdığı küçük bir ilçede birçok evin yıkılmasına, hasar görmesine ve tahliyesine sebep olan toprak kayması sonucu birliğine zamanında gidemeyip sekiz gün geç katılan sanığın, hava değişimi tecavüzünde bulunduğu süre de göz önüne alındığında suç kastıyla hareket ettiğinin söylenemeyeceği, yasal ve kabul edilebilir bir mazeretinin olduğu sonucuna varılarak, sübut yönünden hukuka aykırı bulunan mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy