Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/35 Esas 2012/35 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 35
Karar No: 2012 / 35
Karar Tarihi: 15.03.2012

(1632 S. K. m. 132) (5237 S. K. m. 141, 205) (765 S. K. m. 348)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eylemlerinin; sadece resmi belgeyi gizlemek suçlarına mı yoksa arkadaşlarının bir şeyini çalmak ve resmi belgeyi gizlemek suçlarına mı vücut vereceğine ilişkindir.

Daire; sanığın eylemlerinin bir bütün halinde, üç ayrı resmi belgeyi gizlemek suçunu oluşturduğunu kabul ederken;

Başsavcılık; sanığın eylemlerinin; üç ayrı arkadaşının bir şeyini çalmak suçunu oluşturduğunu, ayrıca üç ayrı resmi belgeyi gizlemek suçundan verilen görevsizlik kararlarının da uygun olduğunu ileri sürerek, Daire kararına itiraz etmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; sanığın, 08.04.2009 tarihinde Subay/Astsubay Tabldotunda görevlendirildiği, görevlendirildikten birkaç hafta sonra terhis olan mağdur İs.Er H.K.'nin nüfus cüzdanını Nisan 2009 tarihinde tam olarak tespit edilemeyen bir tarihte, mağdur İs.Er R.D.'nin nüfus cüzdanını 2010 Ocak ayı içerisinde tam olarak tespit edilemeyen bir tarihte, mağdur İs.Er M.Y.'nin nüfus cüzdanını ise 10.03.2010 tarihinde, mağdurların rızası olmaksızın bir şekilde aldığı, mağdurlardan İs.Er M.Y.'nin durumu üstlerine bildirmesi üzerine,

16.04.2010 tarihinde yapılan üst ve dolap aramasında, sanığın cüzdanının içerisinde mağdurlara ait nüfus cüzdanlarının bulunduğu, bulunan nüfus cüzdanlarının fotoğraf kısımlarının açılmaya çalışıldığı anlaşılmakta, esasen bu konuda Daire ile Başsavcılık arasında bir uyuşmazlıkta bulunmamaktadır.

ASCK’nın “Üstünün, astının veya arkadaşının bir şeyini çalanlar” başlıklı 132’nci maddesinde; “Bir üstünün, arkadaşının veya astının bir şeyini çalan asker kişiler, altı aydan beş seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.”

Çalmak suçunun kanuni ve maddi unsurlarının düzenlendiği, TCK’nın hırsızlık suçunu yaptırıma bağlayan 141’inci maddesinde ise hırsızlık, “Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınabilir bir malı kendisine veya başkasına bir yarar sağlama kastı ile bulunduğu yerden almak,” şeklinde düzenlenmiştir.

TCK’nın “Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek” başlıklı 205’inci maddesinde ise; “Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.” düzenlemesi yer almaktadır.

TCK’nın 205’inci maddesindeki suçun koruduğu hukuki menfaat kamunun güvenidir. Bu madde, mülga 765 sayılı TCK’nın 348’inci maddesinin karşılığı olup, sözü edilen maddelerdeki düzenlemelerle Kanun Koyucu, resmi bir belgenin bozulup ortadan kaldırılmasını sahtecilik suçlarıyla bir tutmaktadır. Bu hükmün konulmuş olması, bazı hallerde resmi belgenin ortadan kaldırılmasının, sahte evrak düzenlenmesi ya da değiştirilmesinden çok daha zararlı olabileceğindendir. Gizleme, failin hareketine yön veren manevi unsura göre hırsızlık veya sahtekarlık suçuna vücut verir. Gizlemek, resmi belgenin ilgililerce kullanılmasını önlemek için saklanmasıdır. Bu suçun oluşumu için, failin zarar vermek bilinci ile hareket etmesi, resmi belgenin delil teşkil edici etkisini ortadan kaldırmak maksadını gütmesi gerekir. Diğer bir deyişle, failin resmi belgeyi gizlemekle elde etmek istediği sonuç, belgenin kanıt niteliğini etkilemek suretiyle hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir.

Askeri Mahkemece; sanık hakkında yukarıda belirtilen eylemleri nedeniyle üç ayrı arkadaşının bir şeyini çalmak suçunu işlediği kabul edilerek mahkumiyet hükümleri kurulmuş, üç ayrı resmi belgeyi gizlemek suçlarından dolayı da görevsizlik kararları verilmiş ise de;

Sanığın, nüfus cüzdanlarını sahiplerinin rızası hilafına alması ve kendisinde uzun süre bulundurması eylemlerini aynı kasıt altında işlediği anlaşılmaktadır.

Sanık, gerek savunmasında, gerekse temyiz dilekçesinde; M.Y.’ye daha önce borç para verdiğini, ancak geri alamadığını, bu mağdura yönelik eylemini alacağını almak amacıyla, kızgınlıkla ve “Biraz arasınlar!” diye gerçekleştirdiğini, R.D.’nin nüfus cüzdanını, M.Y.’nin dolabında görüp aldığını, H.K.’nin nüfus cüzdanını ise temizlik yaparken garson elbisesinin içerisinde bulduğunu ileri sürmüş olup, dosyada sanığın beyanlarının aksini gösteren herhangi bir delil bulunmamaktadır.

Sanığın eylemlerinde; nüfus cüzdanlarını, zilyetlerinin rızası olmaksızın, faydalanmak maksadıyla bulundukları yerlerden alarak kendi hüküm ve tasarrufu alanına soktuğu ve çaldığı eşyaları eylemlerinin ortaya çıkmaması için cüzdanında sakladığı, saklama olgusunun nüfus cüzdanlarının kanıt niteliğini etkilemek amacıyla gerçekleşmediği, diğer bir deyişle sanığın resmi belgeyi gizlemek niyet ve kastıyla hareket etmediği; eylemlerinin iki ayrı suç teşkil ettiğinden bahisle bölünemeyeceği ve sadece unsurları ve cezası ASCK’nın 132’nci maddesinde yazılı üç ayrı arkadaşının bir şeyini çalmak suçunu oluşturduğu sonucuna varıldığından, Başsavcılığın itirazına atfen Daire kararının kaldırılmasına, Askeri Mahkemenin mahkumiyet hükümlerinin ve görevsizlik kararlarının bozulmalarına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy