Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/30 Esas 2012/28 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 30
Karar No: 2012 / 28
Karar Tarihi: 23.02.2012

(1632 S. K. m. 87) (5237 S. K. m. 21)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın kabul edilen eyleminin askeri aracı özel menfaatinde kullanmak suçunu mu, yoksa emre itaatsizlikte ısrar suçunu mu oluşturacağına ilişkin bulunmaktadır.

Daire; sanığın eyleminin, askeri aracı özel menfaatinde kullanmak suçunu oluşturacağını kabul etmişken, Başsavcılık; sanığın eyleminin emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturacağı görüşündedir.

Uyuşmazlığın çözümü için, öncelikle dava konusu eylemin ortaya konulması gerekmektedir. Dava Konusu Eylem, Oluş, İddia ve Kabul İl Jandarma Komutanlığı emrinde askerlik görevini yapmakta olan sanığın, kendisine zimmetle teslim edilmiş olan 706123 plakalı Ford Transit marka minibüs aracının sürücüsü olduğu; 02.09.2009 tarihinde kendisine imza karşılığı tebliğ edilmiş olan Emniyet ve Kaza Önleme Özel Talimatının 47’nci maddesinde: “Araçların kontak anahtarlarını ve direksiyonunu kimseye vermeyeceğim” şeklinde yer alan emirle yasaklanmış olmasına rağmen; 09.09.2009 tarihinde saat 00.20 sıralarında, aracını, aynı birlikte görevli olan arkadaşı J.Er M.A.’ya kullanması için teslim ettiği, kendisi de yanında olduğu halde aracı

kullanmasına izin verdiği, 20 metre kadar ilerledikten sonra aracın patinaj sesi çıkarması üzerine, bu durumun Mutfak Nöbetçi Astsubayı olan Per.Bçvş. A.G. tarafından farkına varıldığı; böylece emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği iddiasıyla açılan dava sonunda, atılı suçun işlendiği kabul edilerek mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmaktadır.

Emre İtaatsizlikte Israr Suçu ve Değerlendirme

ASCK’nın 87’nci maddesinde; asker kişiler tarafından, hizmete ilişkin emrin; hiç yapılmaması, açıkça reddedilmesi ve emir tekrar edildiği halde emrin yerine getirilmemesi eylemleri yaptırıma bağlanmış bulunmaktadır.

Askeri araç sürücülerine yönelik olarak verilmiş olan, araçların kontak anahtarları ile direksiyonunun kimseye verilmeyeceğine ilişkin emrin, askeri araçların yetkisiz kişiler tarafından ve hizmet dışı kullanılmasının önlenmesi amaçlarına yönelik olarak askeri hizmete ilişkin bir emir niteliğinde olduğunda ve sanığa imza karşılığı tebliğ edilmek suretiyle somutlaştırıldığında kuşku bulunmamaktadır.

Sanık, şoförü olduğu aracın kontak anahtarını arkadaşına vermek ve aracı kullanmasına müsaade etmek suretiyle emir gereğini hiç yerine getirmemiş ve böylece anılan suçu işlemiş bulunmaktadır.

Daire tarafından; sanığın, araç kullanma konusundaki eksikliğini gidermek isteyen arkadaşına yardımcı olmak amacıyla ve askeri aracı özel menfaatinde kullanmak özel kastı ile hareket ettiği ve bundan ötürü eyleminin askeri aracı özel menfaatinde kullanmak suçunu oluşturduğu kabul edilmiş ise de;

Emre itaatsizlikte ısrar suçu, kasıtlı olarak işlenebilen bir suç olup; suçun oluşması kastın varlığına bağlı bulunmaktadır. Kast ise; TCK’nın 21’inci maddesinde, “suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan hareketle; suça yönelik kastın, hizmete ilişkin emrin yerine getirilmemesi eyleminin bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

Failin amacının, suçu işlemesine sebep olan hususların, bir başka deyişle, onu hizmete ilişkin emri yerine getirmemesine iten nedenlerin veya eylemden beklenen kişisel faydanın, suçun oluşumu bakımından bir önemi bulunmadığı açıktır.

Dolayısıyla, sanığın arkadaşının araç kullanma konusundaki eksikliklerinin giderilmesi amacıyla hareket etmiş olması, “aracın kontak anahtarını arkadaşına vermek ve aracı kullanmasına müsaade etmek” eyleminin emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturmasına engel teşkil etmemektedir. Bu eyleminden sonraki fiillerinin, şayet unsurları varsa, doğrudan doğruya birlikte işleme veya suç iştirak yoluyla askeri aracı özel menfaatinde kullanmak suçunu da oluşturabileceğinde kuşku bulunmamaktadır.

Askeri Yargıtay 1’inci Dairesi’nin 10.01.2012 tarihli ve 2012/7-6; 10.01.2012 tarihli ve 2012/18-13; 4’üncü Dairesi’nin 01.02.2011 tarihli ve 2011/132-121; 2’nci Dairesinin 28.04.2010 tarihli, 2010/1253-1244 sayılı kararlarıyla da, benzer eylemlerin emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy