Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/29 Esas 2012/27 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 29
Karar No: 2012 / 27
Karar Tarihi: 23.02.2012

(1632 S. K. m. 130, 136)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçunu mu, yoksa zarara sebebiyet veren nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu mu oluşturacağına ilişkin bulunmaktadır.

Daire; sanığın eyleminin, ASCK’nın 130’uncu maddesinde düzenlenmiş olan askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçunu oluşturduğunu kabul etmişken; Başsavcılık, ASCK’nın 136/1-B, C madde, fıkra ve bentlerinde düzenlenmiş olan, zarara sebebiyet veren nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu oluşturduğu görüşündedir.

Uyuşmazlığın çözümü için, öncelikle dava konusu olayın ve mevcut kanıtların incelenmesi gerekmektedir.

Olayın Gelişimi ve Kanıtlar

Dosya içeriğine göre; İstanbul’daki Birliğinde askerlik görevini yapmakta olan şüphelinin, 24 Ocak 2010 tarihinde 19.00-21.00 saatleri arasındaki silahlı nöbet hizmeti sırasında, hiçbir gereği yokken, kütüklüğünde bulunması gereken dolu şarjörü tüfeğine takıp dolduruş yaptıktan sonra havaya doğru üç el ateş ettiği anlaşılmaktadır.

Sanık, ifadelerinde; askere gelmeden önce işlediği hırsızlık suçlarından dolayı sekiz buçuk ay cezaevinde kaldığını, burada bir takım sıkıntılar yaşadığını, ayrıca uyuşturucu madde bulundurmak suçundan denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiğini, askere gelmeden önce AMATEM’de madde bağımlılığı nedeniyle, askerde iken de psikolojik yönden ayakta tedaviler gördüğünü; evlenmeyi düşündüğü kız arkadaşının, ailesinin evlenmelerine izin vermemesi sebebiyle intihar teşebbüsünde bulunduğunu öğrendiğini, nöbet esnasında yaşadığı bu sorunların aklına geldiğini, ondan sonra ne yaptığını bilmediğini, havaya ateş etme kastı ile hareket etmediğini; nöbete gelmeden önce Nöbetçi Subayına nöbet tutamayacağına ilişkin raporu olduğunu söylediğini, Nöbetçi Subayının kendilerinde böyle bir bilgi bulunmadığını ve nöbet tutması gerektiğini söyleyince, iddia edildiği gibi, “Ben yapacağımı bilirim, ben nöbet tutmak istemiyorum” diye bir şey söylemediğini beyan etmiştir.

Sanıkla birlikte nöbet tutmakta olan tanık P.Er A.Ş.; sanığın nöbetten önce silah ve mühimmat alımı sırasında, Emniyet Nöbetçi Subayına, şakayla karışık olarak nöbette havaya ateş açacağını söylediğini, Nöbetçi Subayının bunu duymadığını, nöbete başladıktan kısa bir süre sonra sanığın “yeter artık” diye bağırarak havaya üç el ateş ettiğini; Emniyet Nöbetçi Subayı P.Atğm. H.U.; sanığın mühimmat ve silah teslimi için geldiğinde, kendisine, nöbet tutamayacağına ilişkin raporu olduğunu ve nöbet tutmaması gerektiğini beyan ettiğini; kendisinin de ona, böyle bir raporun gelmediğini ve nöbet tutması gerektiğini söylediğini, sanığın da sinirlenerek silahını ve mühimmatını alıp dışarı çıktığını, sanığın dolu şarjörleri hücum yeleğindeki kütüklüğe koyduğunu beyan etmişlerdir.

Sanığa tebliğ edilmiş olan Adatepe Nöbet Yeri Genel Talimatında, mermilerin hücum yeleğinin sağ gözünde bulunacağı, nöbet yerinde “doldur-boşalt” yapılamayacağı; Adatepe Nöbet Yeri Özel Talimatında; dolu şarjörün hücum yeleğindeki kütüklükte muhafaza edileceği, silah kullanma yetkilerini gerektiren hallerde dolu şarjörün silaha takılacağı ve silahın emniyete alınacağı; Emniyet ve Kaza Önleme Özel Talimatında; tüfeğin boş olması gereken zamanlarda dolu şarjörün takılmayacağı, emir verilmeden tam dolduruş yapılmayacağı hükümleri yer almakta; sanık da beyanlarında, bu talimatların daha önceden kendisine tebliğ edilmiş olduğunu beyan etmektedir.

Sanığın geçmişteki sabıka durumuna bakıldığında, askerde iken başka bir suç işlememiş olduğu, askere gelmeden önce işlediği suçlardan dolayı; İzmir 8’inci Çocuk Mahkemesinin 14.12.2007 tarihli kararıyla,

02.01.2007 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan bir sene bir ay on gün hapis cezasıyla, mala zarar verme suçundan 1.320 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına; İzmir 18’inci Asliye Ceza Mahkemesinin 25.06.2007 tarihli kararıyla, 23.02.2007 tarihinde işlediği hırsızlık suçundan bir yıl üç ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezanın ertelenmesine; İzmir 7’nci Sulh Ceza Mahkemesinin 01.11.2007 tarihli kararıyla, 11.03.2007 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak suçundan denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verilmiş olduğu, cezaların yerine getirildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Sanığın psikiyatrik muayenesi yaptırılmış, antisosyal kişilik özellikleri gösterdiği, cezai ehliyetini etkileyebilecek psikiyatrik bir rahatsızlığı bulunmadığı belirlenmiştir.

Kabul Edilen Eylem ve İlgili Suçların İncelenmesi

Oluş şekli ve tanık anlatımları itibarıyla, sanığın, nöbeti esnasında, silahını, kütüklüğündeki dolu şarjörü takmak ve tam dolduruş yapmak suretiyle atışa hazır hale getirdikten sonra, havaya doğru üç el ateş ettiği anlaşılmaktadır.

ASCK'nın Birinci Kısım Üçüncü Babının “Mallara karşı diğer cürümler” başlıklı Sekizinci Faslında düzenlenmiş olan 130’uncu maddesinin birinci fıkrası: “Askeri eşyayı kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip eden, özürsüz kaybeden veya harap olmasına sebebiyet veren veya özel menfaati için kullanan asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.” hükmünü içermektedir.

Bu madde ile korunmak istenen hukuki yarar, askeri hizmete mahsus eşyaların kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip edilmesinin, özürsüz kaybedilmesinin veya harap olmasına sebebiyet verilmesinin önüne geçilmesi; kişisel menfaatler için kullanılmasının engellenerek, yalnızca askeri hizmet amacıyla kullanılmasının sağlanmasıdır.

Askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçunun oluşması için, failin, kasıtlı olarak hareket etmesi, diğer bir deyişle, askeri eşyayı özel menfaatinde kullandığının bilincinde olması gerekmektedir.

Askeri eşyayı kasten tahrip suçu ile korunan hukuki menfaat ise, askeri eşyaların tahrip edilmelerinin önlenmesi olup; bu suçun oluşması için, failin askeri eşyayı tahrip etme kastıyla hareket etmesi gerekmektedir. Kasıtlı olmayan kusurlu eylemlerle bu suçun işlenmesi mümkün değildir ve bu durumda ancak askeri eşyanın harap olmasına sebebiyet vermek suçunun varlığından söz edilebilir.

ASCK’nın Birinci Kısım Üçüncü Babının “Hizmet ve vazifenin ihlali” başlıklı Dokuzuncu Faslında düzenlenmiş olan, “Dikkatsizlik edenler” başlığı altındaki 136’ncı maddesinin birinci fıkrasında:

“1. Her kim askeri karakolun veya müfrezenin veyahut hususi bir vazife ile mükellef olan bir kısım askerin kumandanı veya subaylarından veyahut nöbetçi iken kasten veya tekasülünden:

A: Kendisini verilen vazifeyi yapmayacak hale korsa;

B: Nöbet mahallini terk ederse yahut verilen sair talimata mugayir hareket ederse;

C: Her iki halde de bir mazarratı mucip olursa (....) iki seneye kadar hapis ile cezalandırılır.”

Hükümleri yer almaktadır.

Maddeyle, askeri karakol veya müfreze komutanları ve subayları ile nöbetçilerin, kendilerini vazifelerini yapamayacak hale getirme, nöbet yerini terk etme ve talimatlara aykırı hareket etme eylemleri, herhangi bir zarara sebebiyet verilmiş olma koşuluna bağlı olarak yaptırıma bağlanmıştır.

Suçun koruduğu hukuki menfaat, hizmet ve vazifenin gerektiği şekilde yerine getirilmesidir. Failin kasıtlı olarak veya tekasülle (üşengeçlikle, taksirle) hareket etmesi, suçun oluşması için yeterlidir.

Bu açıklamalar kapsamında dava konusu olay incelendiğinde; sanığın, silahını, askeri eşyayı kasten tahrip etmek veya askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak kastıyla ve bilinçli olarak ateşlediğine ilişkin, kuşkudan uzak, yeterli ve inandırıcı kanıt olmadığı; sanığın ne yaptığını bilmediği yönündeki beyanları karşısında, daha önce nöbette havaya ateş açacağını söylediğine ilişkin tanık P.Er A.Ş.’nin beyanlarının bu yöndeki bir kabul için yeterli olmadığı değerlendirildiğinden, sanığın eyleminin, ASCK'nın 136/1-B, C madde, fıkra ve bentleri kapsamına giren zarara sebebiyet veren nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu oluşturduğu sonucuna varılmıştır. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy