Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/141 Esas 2012/137 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 141
Karar No: 2012 / 137
Karar Tarihi: 27.12.2012

(5237 S. K. m. 125)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan uyuşmazlık; beraat hükmünün, temyiz incelemesinde hükümde tartışılmamış bir gerekçeye dayanılarak onanmasının mümkün bulunup bulunmadığı noktasındadır.

Gerekçeli hüküm incelendiğinde, sanığın dilekçelerinde iddia ettiği hususların bir bölümünün, katılan ile arasında ve tanık bulunmadığı bir sırada gerçekleşmiş olması nedeniyle, asılsız olduklarının söylenemeyeceğine, tanık bulunmamasının bu olayların varlığı ile ilgili bir şüphe doğurduğuna ve bu şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğine vurgu yapılarak, beraat kararı verilmesi yoluna gidildiği belirtilmektedir. Yine gerekçenin bir bölümünde, katılanın beyanlarına istinaden, katılanın, sanığın bayanlarla fazla görüştüğü yolunda bir kanaate sahip olduğu, sanığı bu yönde ikaz etmek için odasına çağırdığı hususunda şüphe bulunmadığı sonucuna varıldığı görülmektedir.

Daire ise; aynı dilekçelerde sanığın, katılan tarafından müracaat hakkının engellendiği ve haksız yere disiplin cezası ile cezalandırıldığı konularında da şikayetlerinin bulunduğunu, katılan ile olaylar esnasında katılanın yanında bulunan tanıkların beyanlarından, dilekçelerde belirtilen hususların isim, yer, mekan, tarih ve olay belirtilmek suretiyle önemli bir bölümünün gerçek olduğu, sanığın tamamının doğru olmadığını bildiği iddialarla katılanı suçlama veya şikayette bulunma iradesi mevcut olmadığı gibi, esasen dilekçelerin içeriğinden bunun aksini söylemenin de mümkün bulunmadığı sonucuna varıldığını belirtmektedir.

Askeri Mahkemece; dilekçelerde yer verilenlerden bir kısmının doğru olduğuna işaret edildiği dikkate alındığında, gerekçede kurgu hatası bulunmakla birlikte, özü itibarıyla, ortaya, Dairece belirtilenden çok farklı bir gerekçenin de konulmadığı anlaşılmaktadır.
Temyiz incelemesinde, Askeri Mahkemenin dayandığı gerekçe dışında, hükmü sağlamlaştıran bir başka gerekçenin var olduğunun belirlenmesi halinde, bu husus, gerekçeli hükümde değerlendirilmemiş olsa dahi, Dairece, belirlenen başka gerekçeye de vurgu yapılması, temyizin tartışılmış gerekçelere bağlı olarak yapılması gerektiğine dair bir yasal sınırlama bulunmadığından, hatalı değildir.

Bu çerçevede; sanığın, başlangıçtan itibaren doğru olmadığını bildiği iddialarla katılanı suçlamak iradesinin bulunmadığına dair Daire kabulü de, dosyada mevcut delillere dayanan, belirtilmesinde sakınca olmadığı gibi, beraat hükmünü güçlendirici ve tespit edildiğinde mutlaka vurgulanması gereken bir husus olarak kabul edilmesi gerekir.

2) Eylemin değerlendirilmesi;

Sanığın dilekçelerinde yer verdiği iddialardan tümünün yalan olması yanında, yalan olduğunu başlangıçtan itibaren bilerek şikayette bulunmuş olması halinde, “Yalan yere şikayette bulunmak” suçunu işlemiş olacağından söz edilebilecektir. (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 01.04.2005 tarihli ve 2005/28-33, 27.04.2006 tarihli ve 2006/102-103 sayılı kararları da bu yöndedir.)

Dava dosyası incelendiğinde; hakaret iddiasına ilişkin kısımları olmasa da, dilekçelerde yer verilen diğer hususlardan, sanığın bir bayandan silah alacağı ve katılan tarafından bayanlarla samimi ilişkiler kurmaması yönünde uyarıldığı yönündeki iddiaların, gerek katılanın, gerekse bir kısım tanıkların beyanları ile doğrulandığı görülmektedir.

Diğer taraftan, ilk dilekçeye ek olarak verildiği anlaşılan13.01.2011tarihli dilekçede iddia olunan, dilekçe hakkının engellendiği hususu da, katılan tarafından sanığa verilen ve şikayet yoluna başvurması nedeniyle verildikleri hususunda tereddüt bulunmayan disiplin cezası kayıtları ile doğrulanmaktadır.

İnceleme konusu şikayet dilekçesinde, belirtilen olguların bir bölümünün gerçek olduğu gözetildiğinde, atılı suçun maddi unsurları itibarıyla oluşmadığı gibi; sanığın isim, yer, tarih ve somut bir olay zikretmek suretiyle doğru olmadığını bildiği iddialarla katılanı suçlama veya şikayette bulunma iradesinin bulunmadığı anlaşılmakla, Başsavcılığın itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy