Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2012/137 Esas 2012/133 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2012/ 137
Karar No: 2012 / 133
Karar Tarihi: 20.12.2012

(5271 S. K. m. 74) (1632 S. K. m. 85)

Daire ile Askeri Mahkeme arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın psikiyatri uzmanına muayene ettirilmeden karar verilmesinin noksan soruşturma teşkil edip etmediğine ilişkindir.

Daire; sanığın psikiyatrik tedavilerine ilişkin belgelerin temin edilmesinden sonra, psikiyatri uzmanı bir hekimin bilirkişi olarak tayin edilerek, sanığın ruhsal muayenesinin yaptırılması ve psikiyatri uzmanı bilirkişinin gerek görmesi halinde, ceza sorumluluğu ve askerliğe elverişlilik durumunun tespiti için CMK’nın 74’üncü maddesi gereğince adli gözlem altına alınması gerekirken, bu hususların yerine getirilmediğinden mahkumiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulması gerektiğini, kabul ederken;

Askeri Mahkeme; Bilirkişinin dosya üzerinden yaptığı incelemede ayrıntılı rapor düzenlediği, bu raporun sanığın ruhsal durumunu ortaya koyması açısından yeterli olduğu kabul edilerek mahkumiyet kararında direnmiştir.

Dosyadaki delillerden; sanığın, 31.01.2011 tarihinde, Tabura ilişkin bir istatistiki verinin hazırlanması hususunda görevlendirildiği, Topçu Astsubay Kıdemli Çavuş Ö.Ç.’nin, verilen işi yanlış yaptığını fark ederek sanığa işi neden o şekilde yaptığını sorduğu, sanığın cevap vermemesi üzerine sinirlenerek sorusunu tekrarladığı ve “Senin beynin yok mu?” dediği, sanığın suskunluğunu devam ettirmesi üzerine bu defa “Beyinsiz misin?” dediği, sanığın, bu sözlerden sonra kendisini yere bırakıp bağırmaya başladığı, mağdur Topçu Yüzbaşı M.E. ile Topçu Üsteğmen K.D.’nin, çıkan sesleri duyarak sanığın bulunduğu odaya geldikleri, mağdurun, ne olduğunu anlamak için yerde yatan sanığa doğru eğilip yara beresinin olup olmadığını kontrol ettiği ve sanığa “Ne oldu oğlum?” diye sorduğu, kol ve bacaklarını sürekli olarak sallayarak yerde yatmakta olan sanığı sakinleştirmeye çalışan mağdurun, sanığın göz bebeklerini kontrol ettiği ve normal olduğunu gördüğü, sanığın, göz bebeklerinin kontrolü sırasında “Bırak ulan, yeter artık” şeklinde sözler söylediği anlaşılmaktadır.

Üste hakaret suçu ASCK’nın 85’inci maddesinde düzenlenmiş olup, hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı ve diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır. Hakaret suçunun oluşması için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekir.

Askeri Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, söylenen sözlerin hakaret oluşturup oluşturmadığının tespiti için, sözün hangi şartlar altında söylendiğinin, failin ve mağdurun durumlarının, sözün söylenme sebebinin araştırılması ve olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmektedir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 19.01.2006 tarihli, 2006/19-12; 26.12.2002 tarihli, 2002/105-105; 4.12.1997 tarihli, 1997/158-157 ve 20.1.1994 tarihli, 1994/11-8 sayılı kararları bu doğrultudadır).

Ayrıca, suçun sübutu için sadece sözün sarf edilmesi yeterli olmayıp, suçun manevi unsurunu oluşturan suç kastının da açıkça ortaya konulması gerekmektedir.

Somut olayda; sanığın, Top.Kd.Çvş. Ö.Ç.’nin “Beyinsiz misin”, “Beynin yok mu” demesi üzerine kendisini kaybedip yere yığılması ve kol bacaklarını sürekli sallaması nedeniyle çıkan sesleri duyarak olay yerine gelen mağdur Topçu Yüzbaşı M.E’nin müdahalesi sırasında “Bırak ulan, yeter artık” şeklinde sözler sarf ettiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; sanığın, iddia konusu sözleri, Batarya Harekat Astsubayının kendisine hakaret etmesinden sonra kendini kaybedip, hakaret içeren sözlere tepki amacıyla ve sonradan olay yerine gelip müdahale eden kişiyi tanımadan gayri ihtiyari söylemiş olması nedeniyle hakaret kastının bulunmadığı, atılı suçun manevi unsur yönünden oluşmadığı sonucuna varıldığından; direnilmek suretiyle verilen mahkumiyet hükmünün esas yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy