Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2011/59 Esas 2011/76 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2011/ 59
Karar No: 2011 / 76
Karar Tarihi: 07.07.2011

(1632 S. K. m. 87) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 30)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa yüklenen suçun sübuta erip ermediğine ilişkindir.

Daire; sanığa iletilen emrin zaman yönünden açık ve somut olmaması nedeniyle yüklenen suçun maddi unsurunun bulunmadığını, ayrıca sanığın, elindeki işi bitirdiğinde katılacağını beyan ettiği dikkate alındığında emre uymama yönünde bir iradesinin de bulunmadığını, dolayısıyla manevi unsur yönünden de oluşmadığını kabul ederken;

Başsavcılık; Karakol Komutanının, sanığa, odasına gelmesi yönünde vermiş olduğu ve hatta bir kez de tekrarladığı suça konu emrin, gayet açık ve anlaşılır olduğunu, emrin yerine getirilme zamanı konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, sanığın da emrin hemen yerine getirilmesi gerektiğini anladığını, buna rağmen emrin gereğini yerine getirmekten imtina ettiğini; sanığın, Karakol Komutanının hizmete ilişkin olduğu hususunda tereddüt bulunmayan emrinin gereğini keyfi davranarak yerine getirmemek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediğini ileri sürerek, Daire kararına itiraz etmiştir.

Dosyanın incelenmesinde; 16.05.2008 tarihinde ...İl Jandarma Komutanlığında görevli Çevre Koruma Timinin seminer vermek üzere sanığın görev yaptığı . Jandarma Karakol Komutanlığına geldiği, Karakol Komutanı J.Bçvş. Ü.G.’nin Çevre Tim Komutanı J.Bçvş. Z.T.’ye Karakolda görevli dört personelden birinin izinli, diğerinin istirahatlı olduğunu, hali hazırda Karakolda sanık ve kendisinden başka kimsenin bulunmadığını söylediği, Çevre Tim Komutanının “Şu an hazır olanlara anlatalım” demesi üzerine, Karakol Komutanının J.ErE.Z.’ye sanığı çağırmasını söylediği, bu sırada İdari Büroda bulunan sanığın, “Biraz işim var, halledip geliyorum” dediği, J.Er E.Z.’nin sanığın cevabını emri veren Bçvş. Ü.G’ye ilettiği, 20-25 dakika kadar sanığın gelmesini bekledikleri, sanığın gelmemesi üzerine Karakol Komutanının sanığı çağırması için J.Er E.Z.’yi tekrar İdari Büroya gönderdiği, ancak sanığın “Biraz işim var, halledip geliyorum” dediği, J.Er E.Z.’nin sanığın verdiği bu cevabı da amirine ilettiği, bunun üzerine Çevre Koruma Tim Komutanının “Biz seminere başlayalım, O işi bittiğinde dahil olsun” diyerek, seminere başladığı, seminerin yaklaşık 35-40 dakika sürdüğü, bu süre zarfında da sanığın seminerin verildiği Karakol Komutanı odasına gelmediği anlaşılmaktadır.

ASCK’nın 87’nci maddesinde düzenlenen emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşumu için;

Hizmete ilişkin bir emrin varlığı, emrin hiç yapılmaması veya yerine getirilmesinin söz veya fiil ile açıkça reddedilmesi veya emir tekrar edildiği halde yerine getirilmemesi ve suçun manevi unsurunu oluşturan itaatsizlik kastının bulunması gerekmektedir.

Emrin ne şekilde verileceği, emrin yerine getirilme zamanı, İç Hizmet Yönetmeliği’nin 30’uncu maddesinde; “Emirler açık, kısa ve kesin olmalı ve astın verilen emri tamamen anlayacağına ve anladığına dair emir veren amire kanaat gelmelidir. Bir vazife veya hizmetin yapılması için yalnız emir vermek yetmez; verilen emri zamanında takip etmek ve istenilen işin başarılmasını emniyete almak her amirin vazifesidir.

İcabında verilen emrin ne vakte kadar yapılması lazım geldiği ve emrin yapılma tarzı da açıkça bildirilmelidir. Bu vakti tayin ve tahditte amir çok hesaplı ve toleranslı davranmalı, olmayacak veya vazifeyi eksik bırakacak vakit darlığına meydan verilmemelidir. ” şeklinde düzenlenmiştir.

Amirin sözleri; açık ve kesin değilse veya tereddüt doğuracak nitelikte ise, emir niteliğini taşıyamayacaktır.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde;

Olayın en önemli tanığı, sanığı iki kez çağırmaya gelen J.Er E.Z., Birliğinde alınan ifadesinde; “16.05.2008 günü saat 13.00 sıralarında Karakol Komutanı beni odasına çağırdı. ... Karakol Komutanı bana ‘Rütbelileri çağır gelsin’ dedi. Ben de Karakolda diğer odada bulunan Uzm.J.Çvş. G.P.’ye Karakol Komutanının çağırdığını ilettim. Uzm.J.Çvş.G.P. bana ‘Biraz işim var, halledip geliyorum’ dedi. Bunun üzerine ben ... Karakol Komutanının odasına tekrar girerek 'Komutanım, Gürsel Uzman Çavuşun biraz işi varmış, halledip gelecekmiş ...’ dedim. ... yaklaşık 20-25 dakika sonra Karakol Komutanı beni odasına tekrar çağırdı ve tekrar ‘Rütbelileri çağır’ dedi. Ben de Uzm.J.Çvş. G.P.’nin yanına giderek ‘Karakol Komutanımız sizi çağırıyor’ dedim. Uzm.J.Çvş.G.P. bana ‘Biraz işim var, halledip geleyim. ’ dedi. Ben de Karakol Komutanımıza tekrar giderek Gürsel Uzman Çavuşun aynen söylediğini ilettim;

Asliye Ceza Mahkemesince tespit edilen yeminli ifadesinde de; “Daha önce ifademi vermiştim. Bunu aynen tekrar ediyorum. Olay günü Karakol Komutanı beni odasına çağırdı ve bana ‘Git Gürsel Uzman’ı çağır’ dedi. Gittiğimde yazı yazıyordu, ‘İşimi bitirip hemen geliyorum’ dedi. Bunun üzerine Karakol Komutanına söyledim. Karakol Komutanı tekrar bana ‘Git çağır’ dedi. Ben de gittiğimde, ‘İki satır yazı kaldı, bitirip hemen geliyorum’ dedi ...”;

Sanık ise, huzurda tespit edilen savunmasında; “... olay günü İl Jandarma Komutanlığından Çevre Koruma Timi Karakolumuza gelmişti. Ben olay tarihinde Karakolumuza ait kuru erzak listesini hazırlıyordum ve bu listeyi o gün yetiştirmem gerekiyordu. Çünkübu listeyi benden İlçe Jandarma Komutanlığı istemişti. Bu işleuğraşırken bir asker geldi ve beni Karakol Komutanın çağırdığını söyledi. Ben de hemen geliyorum dedim ve tekrar işime devam ettim. Yaklaşık beş on dakika sonra ben başka bir odaya gittim. Aynı asker tekrar benim yanıma geldi ve bana Karakol Komutanının çağırdığını söyledi. Ben de işimi bitirdim şimdi geliyorum dedim ...”;

Şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

Sanığa iki kez bir er vasıtası ile iletilen emir, “Kendisini amirinin çağırdığı” yönünde olup, derhal amirinin yanına gitmesi gerektiğine dair bir açıklık yoktur. Keza ne zaman gitmesi gerektiği (emrin yerine getirilme zamanı) hususunda da emir somutlaştırılmamıştır.

Sanığın, emrin kendisine iletildiği anda elinde acilen tamamlaması gereken bir iş olduğunu belirtip, “Biraz işim var, halledip geliyorum” şeklinde verdiği cevap, emri veren amire iletildiğinde, amir tarafından, elindeki işi bırakıp derhal gelmesi yönünde yeniden bir emir verilmemiştir. 20-25 dakika kadar beklenmiş olması da sanığın elinde iş olduğunun kabul edilmiş olunduğunu göstermektedir. İkinci kez verilen emir de ilk emir gibi, emrin yerine getirilmesi gereken zaman bakımından muğlaktır. Sanığın aynı şekilde “Biraz işim var, halledip geliyorum ” cevabı üzerine derhal gelmesi şeklinde somutlaştırılmamıştır.

Sanığın elindeki işi bitirip gelmesine zımnen onay verildiği sonucu çıkabilecek şekilde, amir, kendisine gelen cevaba karşı tepkisiz kalmıştır.

Bu itibarla; sanığa iletilen emrin zaman yönünden açık ve somut olmaması nedeniyle atılı suçun maddi unsurunun bulunmadığı, ayrıca sanığın da elindeki işi bitirdiğinde katılacağını beyan etmiş olması dikkate alındığında, emre uymama yönünde bir iradesinin de bulunmadığı, dolayısıyla yüklenen suçun manevi unsuru itibarıyla da oluşmadığı sonucuna varıldığından; Başsavcılık itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy