Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2011/57 Esas 2011/55 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2011/ 57
Karar No: 2011 / 55
Karar Tarihi: 09.06.2011

(5237 S. K. m. 61)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilmesinin ve gösterilen gerekçenin dosya kapsamına ve hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.

Daire; sanığın terhisli ve yaşının 53 oluşu, hakkında askerliğe elverişsiz hale geldiğine ilişkin rapor verilmesi karşısında, temel ceza alt sınırdan uzaklaşılarak tayin edilirken, firar suçunun nitelikli hali için öngörülen miktarda ceza verilmesinin, takdirde zaaf teşkil ettiğini kabul ederken;

Başsavcılık; sanığın terhisli, yaşının 53 ve hali hazırda askerliğe elverişsiz olması hususlarının, TCK’nın 61’inci maddesinde sınırlı sayıda düzenlenen cezaların belirlenmesinde dikkate alınacak kriterlerden hiçbirisi ile ilişkilendirme olanağının bulunmadığını, 13 sene 2 ay 16 gün gibi uzunca bir süre askerlik hizmetinden uzak kalmış olan sanığın, askeri disipline ağır bir zarar verdiğini, sürenin uzunluğunu görmezden gelmenin veya kısa süre firarda kalanla daha uzun süre firarda kalana aynı cezayı tayin etmenin hak ve adaletle ve cezaların kişiselleştirilmesi ilkesiyle bağdaşmayacağını ileri sürerek, Daire kararına itiraz etmiştir.

Dosyada mevcut delillere göre; sanığın, 26.02.1991 tarihinde, başka suçtan tutuklu bulunduğu Adana 1’inci Sınıf Askeri Cezaevinden tahliye edildiği, aynı garnizonda bulunan Birliğine aynı gün içinde katılması gerekirken katılmadığı, çok uzun bir süre geçtikten sonra12.05.2004tarihinde yakalandığı ve böylece 26.02.1991-12.05.2004 tarihleri arasında firar halinde kaldığı anlaşılmakta, esasen bu konuda Daire ile Başsavcılık arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır.

Sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün, Dairece, takdir ve uygulama yönlerinden bozulmasına karar verilmiş ise de;

Dosyadaki mevcut belgelerden; sanığın, 14.12.1986-19.01.1987 tarihleri arasında işlediği ilk firar suçundan dolayı ...Askeri Mahkemesinin 18.02.1987 tarihli, 1987/298-39 Esas ve Karar sayılı hükmü ile, neticeten iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 04.03.1987 tarihinde kesinleştiği ve 27.02.1987’den geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği;

05.05.1987-28.04.1989 tarihleri arasındaki ikinci firar suçu ile ilgili olarak dosyada herhangi bir hüküm veya infaz belgesinin bulunmadığı; 08.07.1989-27.10.1990 tarihleri arasında işlediği üçüncü firar (mükerrer) suçundan dolayı Askeri Mahkemesinin 26.03.1991 tarihli, 1991/154-168 Esas ve Karar sayılı hükmü ile, neticeten bir yıl sekiz ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 20.10.1992 tarihinde kesinleştirildiği ve 24.02.1991’den geçerli olmak üzere şartla tahliyesine karar verildiği;

29.01.1975 tarihinde işlemiş olduğu, beş ayrı “geceleyin hırsızlık yapmak” suçundan, Kadıköy 1’inci Asliye Ceza Mahkemesinin 19.11.1975 tarihli ve 1975/144-548 Esas ve Karar sayılı hükmüyle, tutuklu olarak yapılan yargılanması sonunda neticeten dokuz yıl on sekiz ay yirmi gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 27.11.1975 tarihinde kesinleştiği, ancak Cumhuriyet Savcılığı İnfaz Bürosu’nda yapılan araştırmada 1975 yılı defterlerine ulaşılamadığından infaz tarihlerinin bildirilemediği;

Adli sicil kaydında yer alan mahkûmiyet hükümleri incelendiğinde ise; ayrıca 18.02.1975 tarihinde işlemiş olduğu, “hırsızlık” suçundan, Kadıköy 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 02.05.1977 tarihli ve 1977/140-214 Esas ve Karar sayılı hükmüyle, neticeten bir yıl sekiz ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın 14.09.1979 tarihinde kesinleştiği;

Bilirkişinin görüşü doğrultusunda Adana Asker Hastanesinde adli gözlem altına alınmasından sonra düzenlenen ilk adli ve sağlık kurulu raporlarında; sanık hakkında, “Antisosyal kişilik örüntüsü, A/17 F-1, suç tarihlerinde ve halen askerliğe elverişlidir ” tanı ve kararının alındığı ve cezai ehliyetinin tam olduğunun belirtildiği, ancak adli ve sağlık kurulu raporlarının düzenlenmesi sırasında beş ayrı “geceleyin hırsızlık yapmak” suçundan dolayı neticeten dokuz yıl on sekiz ay yirmi gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin gerekçeli kararın dosyada bulunmaması nedeniyle, sadece adli sicil kaydına atıf yapılarak “sabıka kaydının olduğu, para ve hapis cezaları aldığı, hapis cezalarının infaz edildiğine dair kayıt bulunmadığı” belirtilerek, tartışılıp irdelenmediği; keza 08.07.1989-27.10.1990 tarihleri arasında işlediği mükerrer firar suçuna ilişkin olarak da, yine kesinleşmiş karar ve şartla tahliye kararının dosyada bulunmaması nedeniyle “...kararın kesinleştiğine ve cezanın infazına dair adli dosya içerisinde kayıt bulunmadığı” nın belirtildiği;

TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği (SYY)’nde 16.07.2008’de değişiklik yapılması nedeniyle, Adana Asker Hastanesinde tekrar adli gözlem altına alınmasından sonra düzenlenen ikinci adli ve sağlık kurulu raporlarında; sanık hakkında, “suç tarihinin başlangıcı olan 26.02.1991 tarihinde infazı tamamlanmış iki hapis cezası olduğundan durumunun 26.02.1991 tarihinde yürürlükte olan TSK SYY’ye göre A/17 F-1’e uyduğu ve suç tarihlerinde askerliğe elverişli olduğu” açıklandıktan sonra “Suç tarihlerinde antisosyal kişilik, halen antisosyal kişilik bozukluğu, B/17 F-1, barışta askerliğe elverişli değildir, seferde görev yapar, askerliğe elverişsizlik durumu suç tarihini kapsamamaktadır” tanı ve kararının alındığı ve cezai ehliyetinin tam olduğunun belirtildiği, ancak, tutuklu olarak yargılanmış olduğu beş ayrı “geceleyin hırsızlık yapmak” suçundan dolayı “dokuz yıl on sekiz ay yirmi gün hapis cezasının infazına dair kayıt bulunmadığı” şeklinde bir kabul ile sonuca gidildiği;

Görülmektedir.

Beş ayrı “geceleyin hırsızlık yapmak” suçundan dolayı tutuklu olarak yargılanan, neticeten dokuz yıl on sekiz ay yirmi gün hapis cezası ile cezalandırılan, hükümle birlikte tahliye edilmeyen ve 1958 doğumlu olmasına rağmen 19.11.1986 tarihinde Askerlik Şubesinden sevk edildiği anlaşılan sanığın bu cezasının, “şüpheden sanık yararlanır” evrensel ceza hukuku kuralı gereği infazının yapıldığının kabul edilmesi gerektiği ve bu duruma göre, “en az biri askeri mahkemeden verilmiş üç mahkûmiyet hükmünün infaz edilmiş olması” şartının gerçekleştiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; sanığın, adli sicil kaydında bahsi geçen 18.02.1975 tarihinde işlemiş olduğu, hırsızlık suçundan, Kadıköy 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinin 02.05.1977 tarihli ve 1977/140-214 Esas ve Karar sayılı gerekçeli kararının ve varsa infazına ilişkin belgelerin; 05.05.1987-28.04.1989 tarihleri arasındaki ikinci firar suçuna ilişkin gerekçeli hükmün ve infaz belgelerinin getirildikten ve dosyada bulunan tüm gerekçeli kararlar ile infaz belgeleri eklendikten sonra; özellikle, beş ayrı geceleyin hırsızlık yapmak suçunun infazının yapıldığının kabul edilmesi gerektiği de belirtilmek suretiyle, dava dosyası ile birlikte GATA Profesörler Sağlık Kuruluna sevk edilerek yeniden adli gözlem altına aldırılmak suretiyle, suç tarihlerinde askerliğe elverişli olup olmadığının tespit edilmesinden sonra hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği sonucuna varıldığından; Başsavcılık itirazının kabulü ile itiraza atfen, Daire kararının kaldırılmasına ve noksan soruşturma yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün, bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy