Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2011/50 Esas 2011/48 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2011/ 50
Karar No: 2011 / 48
Karar Tarihi: 26.05.2011

(1632 S. K. m. 115) (477 S. K. m. 53)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eylemlerinin, 477 sayılı Kanun’un 53’üncü maddesinde düzenlenen “astlarından borç para almak” suçunu mu yoksa ASCK’nın 115/2’nci maddesinde düzenlenen “kişisel çıkar sağlamak maksadıyla memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak” suçunu mu oluşturduğuna ilişkindir.

Daire; sanığın, yasaların üste tanıdığı herhangi bir yetki, nüfuz ve gücü mağdurlar üzerinde kullanmaksızın, astlarından borç para alma şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinin, 477 sayılı Kanun’un 53’üncü maddesinde düzenlenen “astlarından borç para almak” disiplin suçunu oluşturduğunu kabul ederken;

Başsavcılık; mağdurlar ve katılanların, kendilerinden istenen değişik miktarlardaki parayı, aynı birlikte görev yapan sanığa vermemeleri halinde bazı olumsuzluklarla karşılaşacaklarını düşünerek hareket ettiklerinden dolayı sanığın eylemlerinin, ASCK’nın 115/2’nci maddesinde düzenlenen “kişisel çıkar sağlamak maksadıyla memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak” suçunu oluşturduğunu ileri sürerek, Daire kararına itiraz etmiştir.

Dosyada mevcut delillere göre; Su İkmal Astsubayı olarak görev yapan sanığın, aynı birlikte görevli olan erbaş ve erlerden çeşitli bahanelerle; katılan İs.Er S.S.’den, 08.12.2007 tarihinde 100 TL, daha sonra da 150 TL ve 40 TL olmak üzere toplam 290 TL para aldığı, müteakiben bu paranın 50 TL’sini ödediği; katılan İs.Çvş. A.M.Y.’den 12.12.2007 ve 13.12.2007 tarihlerinde 50’şer TL olmak üzere toplam 100 TL para aldığı; mağdur İs.Onb. Y.Y.’den 2008 yılı Ocak ayında 100 TL para aldığı; katılan İs.Er R.A.’dan 06.01.2008 tarihinde 150 TL para aldığı; katılan İs.Çvş. M.Y.’den 14.01.2008 tarihinde 50 TL, iki gün sonra 100 TL para aldığı; mağdur İs.Onb. E.A.’dan 100 TL ve ayrıca katılan İs.Onb. H.A.’dan da 18.01.2008 tarihinde 100 TL para aldığı anlaşılmaktadır.

477 sayılı Kanun’un 53’üncü maddesinde düzenlenen “astlarından borç para almak” suçu, üst durumunda bulunan bir askerin, astının rızası ile ondan borç para almasıdır. Bu suçun unsurları arasında, üstün astına yönelik bir tehdidi, makam ve memuriyetinden doğan nüfuzunu kötüye kullanması ya da mevzuat dışında bir işlem yapma veya yapmamayı emretmesi söz konusu değildir.

Öte yandan, memuriyet nüfuzunun kötüye kullanılması suçu, ASCK’nın 115/1’inci maddesinde düzenlenmiş olup, eylemin kişisel bir çıkar sağlamak için işlenmesi halinde, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ceza verileceği kabul edilmiştir.

Memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak suçunun oluşumu için, memurun kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalden başka bir suretle herhangi bir gerçek veya tüzel kişi yahut astı hakkında keyfi bir muamele yapması veya yapılmasını emretmesi ya da ettirmesi gerekmektedir. Failin emir vermek yetkisini, makam ve rütbesini veya üstlük otoritesini kötüye kullanması, bu şekilde astına manevi baskı yapması, astın da bu nüfuz, otorite ve manevi baskıdan etkilenerek failin kanun veya nizam dışı emrine veya isteğine boyun eğmek zorunda kalmasıyla, memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak suçu oluşmaktadır. ASCK’nın 115’inci maddesi kapsamında kötüye kullanılan nüfuz soyut nitelikte olup, doğrudan görev ve yetkiyle ilintili bulunmamaktadır.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; Katılan İs.Çvş. A.M.Y.’ nin aşamalardaki ifadelerinde özetle; sanığın 12.12.2007 tarihinde kendisinden 50 TL borç para istediğini, ertesi gün vereceğini söyleyerek yalvardığını, ayrıca kendisine hafta sonu evini kullanabileceğini söylediğini, iki gün sonra kendisinden yine 50 TL istediğini, verdiği paraları alamadığını, sanık tarafından kendisine herhangi bir baskının uygulanmadığını beyan ettiği;

Katılan İs.Er R.A.’nın aşamalardaki ifadelerinde özetle; sanığın askerlere sürekli iyi davrandığını, paraya ihtiyacı olanın sürekli yanına gelmesini istediğini, 06.01.2008 tarihinde bankamatik kartının kaybolduğunu acil paraya ihtiyacı olduğunu, yarın iade edeceğini söyleyerek 150 TL para istediğini, kendisine inandığı ve sevdiği için parayı verdiğini, daha sonraki günlerde parasını istemesine rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığını beyan ettiği;

Katılan İs.Er S.S.’nin aşamalardaki ifadelerinde özetle; sanığın kendisine ve diğer askerlere yakın davranan bir astsubay olduğunu, kendileriyle beraber oturduğunu, arkadaşları gibi hareket ettiğini,

08.12.2007 tarihinde kendisine 100 TL bozup bozamayacağını sorduğunu, bunun üzerine 100 TL bozuk para verdiğini ancak sanığın parayı araçta unuttuğunu bahane ederek 100 TL’lik banknotu vermediğini, aynı gün tabldot ödemesi olduğunu söyleyerek önce 150 TL ve daha sonra da 40 TL olmak üzere 190 TL para istediğini, söz konusu parayı elden verdiğini ve daha sonra 7-8 kez parasını istediğini ancak sanığın parası olmadığını ve sonra vereceğini söylediğini, ısrarcı olması nedeniyle 50 TL parayı geri alabildiğini, 240 TL’yi ise halen alamadığını beyan ettiği;

Katılan İs.Çvş. M.Y.’nin aşamalardaki ifadelerinde özetle; askerliğini yaptığı dönemde sanığın bir gün yanına gelerek önce ailesinden para gelip gelmediğini sorduğunu, kendisinin askere gelmeden önce para biriktirdiğini ve parasını İş Bankasındaki hesabına yatırdığını söylemesi üzerine ilk önce 50 TL istediğini, ertesi gün yeniden yanına geldiğini ve almış olduğu 50 TL parayı ayarladığını söyledikten sonra 100 TL bozuk parası olup olmadığını sorduğunu, üzerindeki 100 TL bozuk paradan 20 TL ’yi kendisine ayırıp sanığa 80 TL daha verdiğini, 100 TL’lik banknotunu arabada unuttuğunu, alıp geleceğini söyleyen sanığın yanından ayrılıp gittiğini ve ertesi gün yeniden geldiğini, bu kez borcu olduğu bir şahsa EFT yapmak istediğini ancak havale ücreti ödemek istemediğini beyan ederek “Senin İş Bankası kartını ver, havalemi onun üzerinden yapayım, senin hesabından da 100 TL kullanayım, borcum 230 TL olsun.” dediğini, önce tereddüt etmesine rağmen sanığa duyduğu güven duygusuyla banka kartını verip şifresini söylediğini, ertesi gün verdiği paraları almak için sürekli etrafında dolaşmasına rağmen sanığın kendisini oyaladığını, ayrıca bankayı aradığında 2.147 TL para çekildiğini öğrendiğini, halen 2.277 TL alacaklı durumda olduğunu, sanığın rütbesini kullanarak baskı veya zorlamada bulunmadığını ancak astsubay olması nedeniyle çekingenliğinin olduğunu beyan ettiği;

Mağdur İs.Onb. Y.Y.’nin aşamalardaki ifadelerinde özetle; sanığın Ocak 2008 ayı içerisinde kendisinden 100 TL borç para istediğini, ısrarcı tutumu üzerine bir arkadaşından temin ettiği 100 TL’yi sanığa verdiğini, kendisine herhangi bir baskı yapmadığını, ancak daha sonra kendisini oyalayarak parayı iade etmediğini beyan ettiği;

Mağdur İs.Çvş. E.A.’nın aşamalardaki ifadelerinde özetle; sanığın 17.01.2008 tarihinde yanına gelerek önce sohbet ettiğini ardından tabldota borcu olduğunu söyleyerek 100 TL parası olup olmadığını sorduğunu, kendisinin olmadığı yönünde cevap verdiğini, sanığın bir arkadaş gibi yaklaştığını ve zor durumda olduğunu düşünerek aynı gün bir arkadaşından para bulup sanığa verdiğini beyan ettiği;

Katılan İs.Onb. H.A.’nın aşamalardaki ifadelerinde özetle; revire gittiği bir tarihte daha önce sadece sima olarak bildiği sanığın yanına gelerek önce halini hatırını ve daha sonra 100 TL bozuk parası olup olmadığını sorduğunu, bozuk haldeki 100 TL parayı verdiğini, sanığın kendisine bütün halde 100 TL vermesi gerekirken parayı arabasında unuttuğunu ve akşam nöbet için birliğe geldiğinde vereceğini söylediğini, sanığın astsubay rütbesinde olmasını, bulunduğu mevkii dikkate alıp kendisine güvendiğini ve teklifini kabul ettiğini, parasını halen alamadığını beyan ettiği;

Görülmektedir.

Belirtilen beyanlardan; Astsubay Çavuş rütbesinde olan sanığın, 08.12.2007-18.01.2008 tarihleri arasında yukarıda isimleri yazılı erbaş ve erlere değişik şekillerde yaklaşıp samimiyet oluşturarak etkisi altına aldığı, gerek para bozdurmak bahanesiyle ve gerekse maddi sıkıntıda olduğunu ileri sürmek suretiyle, bazen yalvararak, bazen de ısrarcı bir tutum sergileyerek onlardan çeşitli miktarlarda para aldığı, sanığın, genel olarak mağdurların ve katılanların doğrudan amiri konumunda olmadığı, ancak aynı birlikte görev yapmalarından dolayı gerek rütbe ve gerekse konumunu kullanarak, mağdur erbaş ve erler üzerinde gizli bir baskı kurduğu, askerlerden bir kısmının, konum ve rütbesine duydukları güven hissini kötüye kullandığı, kendisine maddi çıkar sağlarken bazen vaatlerde de bulunduğu, anlaşılmaktadır.

Katılan ve mağdurlar, sanığın kendilerine bir baskısının olmadığını beyan etmişler ise de; kendilerinden istenen parayı sanığa vermemeleri halinde, aynı Birlikte astsubay olarak görev yapan sanığın kötü muamelesi ile veya çeşitli olumsuzluklarla karşılaşabileceklerini düşünerek hareket ettiklerinin kabulü gerekir.

Bu itibarla; olay tarihinde İs.Svş.Bl.K.lığı emrinde Su İkmal Astsubayı olarak görev yapan sanığın, aynı birlikte görevli erbaş ve erler üzerinde üstlük otoritesini kötüye kullanarak, memuriyet nüfuzunun yarattığı etkiden (etki altında kalma halinden) ve çekinme hissinden yararlanarak kendisi için haksız bir kazanç kapısı oluşturacak biçimde onlardan borç adı altında sık sık para alması ve geri ödememesi şeklinde gerçekleşen eylemleri ile, kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalden başka suretle keyfi bir muamele yapıp, bunu da kişisel çıkar sağlamak için gerçekleştirmek suretiyle, ASCK’nın 115/2’nci maddesinde düzenlenen “kişisel çıkar sağlamak maksadıyla memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak” suçunu işlediği sonucuna varıldığından; Başsavcılık itirazının kabulü ile Daire kararının kaldırılmasına ve görevsizlik kararının bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy