Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2011/2 Esas 2011/2 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2011/ 2
Karar No: 2011 / 2
Karar Tarihi: 13.01.2011

(5237 S. K. m. 53, 62, 149)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın askerliğe elverişlilik durumunun tespitine gerek olup olmadığına ilişkindir.

Daire; sanığın hiçbir aşamada, ruhsal yönden rahatsız olduğuna ilişkin bir beyanının bulunmaması, atılı suçun vasfı ve ceza miktarı da nazara alındığında; sanıkta “İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu” mevcut olduğundan söz edilemeyeceğinden sanığın askerliğe elverişlilik durumunun tespitine gerek olmadığını, bu hususta noksan soruşturma bulunmadığını, hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiğini kabul ederken;

Başsavcılık; tüm suçlara ait gerekçeli karar ve infaz belgeleri ile sanığın psikiyatrik rahatsızlıklarının olup olmadığına dair belgelerin dava dosyasına dahil edilmesi sonrası, psikiyatri uzmanı bir bilirkişiye ön muayenesinin yaptırılması, psikiyatri uzmanının gerek görmesi halinde, sanığın askeri hastanede adli gözlem işlemine tabi tutularak askerliğe elverişli olup olmadığının tespit ettirilmesi gerektiğini ileri sürerek, Daire kararına itiraz etmiştir.

Dosyada mevcut delillere göre; İzmir’de konuşlu olan birliğinde temel eğitimini tamamlamasını müteakip, 28.02.2009 tarihinde kesin olarak tespit edilemeyen bir saatte, 7 gün süre ile dağıtım iznine gönderilen sanığın, izin süresi sonunda yeni birliğine katılması gerekirken katılmadığı; bilahare 09.03.2009 tarihinde İstanbul’da güvenlik güçleri tarafından yakalandığı, bu suretle 08.03.2009-09.03.2009 tarihleri arasında temadi eden mehil içi yakalanmakla son bulan izin tecavüzü suçunu işlediği anlaşılmakta, esasen bu konuda Daire ile Başsavcılık arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır.

TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin eki Hastalık ve Arızalar Listesi’nin 16.07.2008 tarihli ve 26938 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan 16.06.2008 tarihli ve 2008/13831 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 17’nci maddesinin, (D) diliminin “İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu” başlığı altındaki 1’inci fıkrasının açıklama kısmında; bu fıkraya gireceklerin; antisosyal kişilik bozukluğu tanısı alması, öldürme, öldürmeye teşebbüs, gasp suçlarından en az bir hapis ya da diğer antisosyal eylemlerinden dolayı, disiplin mahkemesi dışında kalan mahkemelerce verilmiş en az üç hapis cezası alması ve cezaların kesinleştiğinin belgelerle tespit edilmesi gerektiği belirtilmektedir.

Bu itibarla; “İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu” nedeniyle “Askerliğe elverişsizlik” kararı verilebilmesi için, ön koşul olarak, asker hastanelerinin sağlık kurullarınca “Antisosyal kişilik bozukluğu” tanısının konulmuş olması gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; sanık hakkında asker hastaneleri sağlık kurullarınca konulmuş “Antisosyal kişilik bozukluğu” tanısı mevcut değildir.

Sanığın hiçbir aşamada, ruhsal yönden rahatsız olduğuna ilişkin bir beyanı yok ise de; bu konuda sanığa hiçbir soru sorulmadığı gibi, birliğinden de varsa gördüğü tedavilere ilişkin kayıtlar da istenmemiştir.

Öte yandan; dava dosyasında bulunan Adli Sicil Genel Müdürlüğü arşiv kayıtları esas alınarak, resmi bir belge olarak düzenlenen ve içeriğindeki bilgiler konusunda kuşku bulunmayan, 14.04.2009 tarihli adli sicil ve arşiv kaydına (Dz.26) göre, sanığın, atılı suç tarihinden önce; 25.01.2004 tarihinde işlediği “birden fazla kişiyle birlikte ve silahla yağma (Gasp)” suçundan dolayı, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinin 26.10.2004 tarihli, 2004/162-421 Esas ve Karar sayılı hükmü ile; TCK’nın 149/1:a-c, 62/1 ve 53/1 maddeleri gereğince, neticeten sekiz yıl dört ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün 23.05.2005 tarihinde kesinleştiği, 11.07.2005 tarihinde lehe kanun değerlendirilmesi yapılarak verilen tali karar (uyarlama kararı) ile de aynı cezanın tayin edildiği,

Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2007 tarihli ve 2007/586 müteferrik sayılı kararıyla, 28.10.2007 tarihinden geçerli olmak üzere şartla salıverildiği,

Dosyada bulunan terhis belgesinden de sanığın, atılı suç tarihinden sonra; 09.04.2010 tarihinden itibaren 16 gün oda hapsi cezası ile cezalandırıldığı,

Anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, sanığın, suç tarihinden önce kesinleşip, infaz edilmiş nitelikli yağma (Gasp) suçundan bir mahkûmiyetinin mevcut olduğu gözetildiğinde; “Antisosyal kişilik bozukluğu” tanısı almasının da ihtimal dahilinde bulunması karşısında; adli sicil kaydında bahsi geçen nitelikli yağma suçundan mahkûmiyetiyle ilgili gerekçeli hükmün ve infaz belgelerinin birer sureti ile dosyada mevcut terhis belgesinde bahsi geçen 16 gün oda hapsi cezasına ilişkin kararın bir suretinin ve psikiyatrik rahatsızlıklarının bulunup bulunmadığına dair belgelerin getirtilip dava dosyasına konulmasından sonra, dava dosyasıyla birlikte psikiyatri kliniği ve hekimi bulunan en yakın tam teşekküllü bir asker hastanesine sevk edilerek, yapılacak adli gözlem işlemi sonunda sağlık kurulu raporuyla suç tarihlerinde askerliğe elverişli olup olmadığının belirlenmesi ve buna göre atılı suçun oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekirken, bu konuda noksan inceleme ve soruşturmayla hüküm kurulduğu sonucuna varıldığından; Başsavcılık itirazının kabulü ile Daire kararının kaldırılmasına ve noksan soruşturma yönünden hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy