Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2011/118 Esas 2011/118 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2011/ 118
Karar No: 2011 / 118
Karar Tarihi: 15.12.2011

(5271 S. K. m. 170, 174) (353 S. K. m. 243)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; iddianamenin iadesi kararına Askeri Savcılık tarafından yapılan itiraz üzerine, itirazın kısmen reddine dair verilen kararın yerinde olup olmadığına ilişkindir.

Daire; Askeri Mahkeme tarafından verilen iddianamenin iadesi kararı ile bu karara yapılan itiraz üzerine itiraza bakan Askeri Mahkeme tarafından verilen itirazın kısmen reddine dair kararın hukuka uygun olduğunu kabul ederken,

Başsavcılık; kamu davası açılması için yeterli şüphenin mevcut olduğunu, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan bir delilin toplanmamasının söz konusu olmadığını ileri sürerek Daire kararına itiraz etmektedir.

İddianamenin iadesi ile ilgili olarak, 353 sayılı Kanunda bir hüküm bulunmadığından, 353 sayılı Kanun’un Ek 1’inci maddesi uyarınca, CMK’nın 170 ve 174’üncü maddeleri askeri yargıda da uygulanmaktadır.

İddianamenin iadesi, CMK’nın 174’üncü maddesinde;

“(1) Mahkeme tarafından, iddianamenin ve soruşturma evrakının verildiği tarihten itibaren on beş gün içinde soruşturma evresine ilişkin bütün belgeler incelendikten sonra, eksik veya hatalı noktalar belirtilmek suretiyle;

a) 170’inci maddeye aykırı olarak düzenlenen,

b) Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen,

c) Ön ödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde ön ödeme veya uzlaşma usulü uygulanmaksızın düzenlenen,

İddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilir.

(2) Suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez.

(3) En geç birinci fıkrada belirtilen süre sonunda iade edilmeyen iddianame kabul edilmiş sayılır.

(4) Cumhuriyet savcısı, iddianamenin iadesi üzerine, kararda gösterilen eksiklikleri tamamladıktan ve hatalı noktaları düzelttikten sonra, kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini gerektiren bir durumun bulunmaması halinde, yeniden iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderir. İlk kararda belirtilmeyen sebeplere dayanılarak yeniden iddianamenin iadesi yoluna gidilemez.

(5) İade kararına karşı Cumhuriyet savcısı itiraz edebilir.” şeklinde,

İddianamenin düzenlenmesiyle ilgili 5271 sayılı CMK’nın 170/2’nci maddesi “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.” şeklinde düzenlenmiştir. Böylece, iddianamenin iadesi kurumuyla, iddianamedeki noksanlıkların giderilmesinin amaçlandığı, bu kapsamda kovuşturma aşamasında mahkemenin zaman kaybetmemesinin, soruşturmanın tamamlanmadan dava açılmasının sakıncalarının, duruşmaların uzamasının ve ertelenmesinin önlenmesine çalışıldığı görülmektedir.

Açıklanan yasa hükümlerinden anlaşıldığı üzere, iddianame düzenlemenin temel koşulu, soruşturma döneminin sonunda toplanan delillerden suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşmasıdır.

Dosya incelendiğinde;

1) Şüpheli Mu.Kd.Çvş. E.D.’nin, 11.06.2009 tarihinde Lojistik Destek Karargah Takım Komutanlığının zimmetini almak üzere, 24.6.2010 tarihinde ise bu görevini ve zimmetini devretmek üzere görevlendirildiği,

2) Şüphelinin, 29.06.2009 tarihinde, ana malzeme ve tüketim malzemesi olmak üzere iki grup halinde Karargah Takım Komutanlığının zimmetini devraldığı, bunlardan tüketim malzemesiyle ilgili belgelerin soruşturma emriyle gönderilen belgeler arasında (Dosya Dizi 64-72), ana malzemelerle ilgili belgelerin ise Askeri Savcının isteği üzerine 07.12.2010 tarihinde Birlik tarafından gönderilen belgelerin arasında (Dosya dizi 145-175) bulunduğu,
3) Şüphelinin, eksik teslim ettiği ileri sürülen malzemelerle ilgili başlangıçta hazırlanan listenin dosya dizi 3-7 arasında bulunduğu,

4) Askeri Savcı tarafından, şüphelinin üzerine kayıtlı malzemelerden sarfa ve kontrollü sarfa tabi malzeme var ise, bunlarla ilgili ne gibi bir işlem yapıldığı, herhangi bir işlem yapılmamış ise, şüphelinin üzerine kayıtlı olup da eksik olan malzeme ayıklanarak sarfa ve kontrollü sarfa tabi tutulması ve eksik malzeme listesinden düşülmesi, şüphelinin üzerine kayıtlı malzemelerden kaydı silinmiş olanlar var ise, eksik listesinden düşülerek bildirilmesi, bu işlemlerden sonra doğacak eksik listesinin sınıf sınıf ayrı olarak, Hazine zararını da kapsayacak şekilde düzenlenerek gönderilmesinin istenildiği,

5) Birlik tarafından, 7.12.2010 tarihindeki eksik malzeme durumunu gösterecek şekilde (Ana malzemeler yönünden tespit edilen eksikliklere ilgili sayıma şüpheli de katılmıştır) oluşturulan belgeler Askeri Savcılığa gönderilmiştir. Buna göre; şüphelinin zimmetinde olup teslim etmesi gerekirken teslim edemediği ileri sürülen ana malzemelerle ilgili Hazine zararının tespit edildiği liste dosya dizi 214-216 arasında, ana malzemelerle ilgili sayım listesi dosya dizi 133-146 arasında, teslim edilmediği belirtilen tüketim malzemeleri ile ilgili Hazine zararının tespit edildiği liste dosya dizi 212-213 arasında, tüketim malzemeleriyle ilgili sayım listesinin ise dosya dizi 123-132 arasında bulunduğu görülmektedir.

6) Dolayısıyla, 3’üncü Kolordu Komutanlığının 23.08.2010 tarihli, AD.MÜŞ.: 2010/1152-903 sayılı yazısı ile; şüphelinin zimmetindeki malzemelerden 141 kalem ana malzeme (31.146,77 TL + 42.209,17 USD + 1,30 EUR tutarında) ve 100 kalem tüketim malzemesini (36.797,46 TL + 8.130,34 USD tutarında) teslim edemediği belirtilerek, görevi ihmal suçunu işlediğinden bahisle hakkında soruşturma emri verilmiş ise de; Askeri Savcı tarafından 4’üncü madde kapsamında yeniden yaptırılan inceleme sonunda; 7.12.2010 tarihi itibarıyla şüphelinin, kendisine zimmetlenen ordu malından 122 kalem ana malzeme (57.402,64 TL tutarında) ve 87 kalem tüketim malzemesi (36.908,64 TL tutarında) olmak üzere, 209 kalem malzemeyi (94.311,20 TL tutarında) teslim edemediği bildirilince, şüpheli hakkında görevinin gereklerini yapmakta ihmal suçunu işlediği iddiasıyla, ASCK’nın 144’üncü maddesi delaletiyle TCK’nın 257/2’nci maddesi gereğince cezalandırılması ve 94.311,20 TL Hazine zararının, 353 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesi gereğince tazmin edilmesi istemiyle iddianame düzenlenmiş bulunmaktadır.

İddianamede, malzeme açıklarıyla ilgili ayrıntılı ve açıklayıcı bilgiler verilmemiş olmakla birlikte, gerek şüphelinin birlik ifadesindeki hususların araştırılmış olduğu gerekse iddianamenin iadesi kararında belirtilen diğer hususlarla ilgili olarak dolaylı da olsa cevaplar verilmiş olduğu, yani iddia konusu noksan ordu malından halen eksik olanların bulunduğu ve meydana gelen Hazine zararının buna göre tespit edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Askeri Mahkemenin, Hazine zararının tespitinde iddianamede yazılı miktar ile bağlı olmadığı, tazmine ilişkin hususların kazanılmış hak kapsamına girmediği, amortismanın tespitinin, ilgili mercilerden alınacak cevap ve malzemelerin kullanım süreleri dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekmekle birlikte; hukuk davasının konusu olan Hazine zararının, kovuşturma aşamasında dinlenilecek bilirkişi mütalaası ile tespitinin her zaman mümkün olduğu dikkate alındığında, bu eksikliğin, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan bir delil niteliğinde olmadığı, dolayısıyla iddianamenin iadesi sebebi olarak kabul edilemeyeceği açıktır.

Sonuç olarak, şüpheli hakkında, kamu davası açılması için yeterli şüphenin oluştuğu ve suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan bir delilin toplanmamasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.

Bu nedenle, Askeri Yargıtay Başsavcılığının itirazının kabulüne, Daire kararının kaldırılmasına; Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Mahkemesince kesin olarak verilen, 04.01.2011 tarihli ve 2011/Mtf. Ev. 2011/928 Müt. K. sayılı itirazın kısmen reddine dair karara karşı, Milli Savunma Bakanı’nın, 7.10.2011 tarihli, MAİY:9010-3701-11 (31-28-11)/As.Adlt.İşl.Rap.Tet.Ş. sayılı kanun yararına bozma isteminin 353 sayılı Kanun’un 243’üncü maddesinin bir ve üçüncü fıkraları uyarınca kabulüne; itirazın kısmen reddine dair kararın, 353 sayılı Kanun’un 243/3’üncü maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına; bozma kararına nazaran, 3’üncü Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 13.12.2010 tarihli ve 2010/927 İddianame Değerlendirme no. sayılı duruşmasız işlere dair kararının kıyasen 353 sayılı Kanun’un 243/4-(A) ve 204/son maddeleri gereğince kaldırılmasına; iddianamenin kabulü işleminin yapılması için soruşturma dosyasının 3’üncü Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesine gönderilmek üzere Askeri Yargıtay Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy