Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2010/8 Esas 2010/6 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2010/ 8
Karar No: 2010 / 6
Karar Tarihi: 21.01.2010

(5271 S. K. m. 147, 191) (AYDK. 06.01.2005 T. 2005/5 E. 2005/3 K.) (AYDK. 30.12.2004 T. 2004/187 E. 2004/181 K.) (AYDK. 18.04.2002 T. 2002/35 E. 2002/33 K.) (AYDK. 24.10.2002 T. 2002/80 E. 2002/80 K.) (AYDK. 24.05.2001 T. 2001/55 E. 2001/56 K.) (AYDK. 07.05.1998 T. 1998/68 E. 1998/67 K.) (YCGK. 15.03.1993 T. 1993/7-314 E. 1993/67 K.)

Daire ve Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; istinabe mahkemesinde yapılan duruşmada iddianamenin okunduğuna ilişkin bir kayıt bulunmamakla birlikte, sanığın ... Yüklenen suç anlatıldı. ... şeklindeki açıklamadan sonra sorgusunun tespit edilmiş olmasının hükmün usul yönünden bozulmasını gerektirip gerektirmediğine ilişkindir.

Daire; istinabe mahkemesince yapılan duruşmada iddianame okunmadan sanığın sorgu ve savunmasının tespit edilmesinin, aleniyet ilkesinin ihlal edilmesi ve savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olduğunu kabul ederken;

Askeri Mahkeme; istinabe mahkemesinde sanığa atılı suç hakim tarafından açıklandığı, sanık tarafından okunması suretiyle iddianamenin okunmasından umulan hukuki amaca ulaşıldığı, aleniyet ilkesinin ihlal edilmediği kabul edilerek direnmek suretiyle hükmü kurmuştur.

Yapılan incelemede; istinabe mahkemesince, sanığa iddianamenin tebliğ edildiğine dair herhangi bir belgeye rastlanmaması nedeniyle iddianamenin bir sureti verilerek, okunmasına müsaade edildiği, sanığın savunmasını yapmak için süre istemediği, Sanığa, 5271 sayılı CMK'nın 147/b maddesi gereğince kendisine yüklenen suç anlatıldı. ... şeklindeki açıklamadan sonra, tüm yasal haklarını anladığını, savunmasını kendisinin yapacağını, müdafi talebinin olmadığını, müteakip duruşmalardan bağışık tutulmayı istediğini belirttiği, Askeri Savcının iddianame uyarınca sorgu ve savunmasının tespit edilmesine ilişkin talebi üzerine açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiği, ancak iddianame okunduğuna ilişkin bir açıklamaya yer verilmeksizin sorgu ve savunmasının tespitine geçildiği anlaşılmaktadır.

CMK'nın 191/3'üncü maddesinde; Duruşmada, sırasıyla;

a) Sanığın açık kimliği saptanır. Kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır.

b) İddianame veya iddianame yerine geçen belge okunur,

c) Sanığa yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu ve 147'nci madde de belirtilen diğer hakları bildirilir.

d) Sanık açıklanmada bulunmayan hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgusu yapılır. hükmü yer almaktadır.

Askeri Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, iddianamenin duruşmada okunması Aleniyet ilkesinin gereği olup, iddianamenin duruşmada okunmamasının usule aykırılık oluşturduğu kabul edilmiştir. Aleniyet ilkesi kamunun ve tarafların her türlü yargılama faaliyetinden haberdar olmalarını veya haberdar olma imkanına sahip bulunmalarını öngörür. Ceza yargılamasını başlatan esaslı bir belge veya karar olması sebebiyle iddianamenin duruşmada okunmasının aleniyet ilkesi yönünden önemi açıktır.

Buna karşın, iddianamenin okunması işleminin gereği gibi ifa edilip edilmediğinin denetiminde, yasanın ruhunun ve amacının bir yana bırakılıp, şekli bir incelemeyle sonuca varılmasının da isabetli olmayacağı açıktır. Bu nedenle, Aleniyet ilkesinin gereklerine riayet olunup olunmadığına ilişkin değerlendirmede, her yargılama faaliyetinin kendi özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 6.1.2005 tarihli, 2005/5-3 Esas ve Karar sayılı kararı).

Dava konusu olayda; istinabe mahkemesinde iddianamenin okunduğuna ilişkin olarak tutanağa açık bir ibare geçmemiş ise de; istinabe duruşma tutanağında; İddianame verilerek okumasına müsaade edildi. ... Sanığa, 5271 sayılı CMK'nın 147/b maddesi gereğince kendisine yüklenen suç anlatıldı. ... şeklinde açıklamanın yer aldığı görülmektedir. Ayrıca, istinabe mahkemesinde görevli Askeri Savcı iddianamenin tarihini ve sayısını belirtmek suretiyle sanığın sorgu ve savunmasının tespitini talep etmiştir. İstinabe mahkemesinin sorgudan önce sanığa böyle bir açıklamada bulunması, CMK'nın 147/1-b maddesinde belirtilen Kendisine yüklenen suç anlatılır. şeklinde hükmün gereğidir. Anılan maddenin düzenleniş amacına nazaran, burada kastedilenin iddianamede yazılı eylem, isnat olunan suç ve cezalandırma istemidir. Nitekim Askeri Savcı da iddianame uyarınca sanığın sorgu ve savunmasının saptanmasını talep etmiştir. Bu nedenle istinabe mahkemesinde sanığa iddianamede yazılı eylemin, isnat olunan suçun ve cezalandırma isteminin anlatıldığı kabul olunmalıdır.

Bu itibarla; iddianamenin içeriğinin sanığa anlatılması sırasında, gerek tarafların ve gerek kamunun yargılama konusunda bilgi sahibi oldukları ve aleniyet ilkesinin gereğinin de yerine getirildiği anlaşılmaktadır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 30.12.2004 tarihli, 2004/187-181 Esas ve Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır).

Ayrıca, sorgusunun tespitinden önce iddianame kendisine verilerek okuması sağlanan sanığın hakkındaki iddiayı öğrendiği, isnattan haberdar edildiği, savunmasının iddianame içeriği ve iddiayı kapsayacak mahiyette olduğu, savunma hakkının da kısıtlanmadığı anlaşılmaktadır.

İstinabe mahkemesinde yapılan duruşmada sanığın kimliğinin tespitinden sonra, sanığa yüklenen suçun anlatılması ile iddianamenin okunmasından beklenen amaç ve gayenin hasıl olduğu, savunma hakkının kısıtlanmadığı, Askeri Mahkemenin usule yönelik direnme nedenlerinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

…

Kurulumuzca, Askeri Mahkemenin usule yönelik direnme nedeni yerinde görülmekle ve Dairece hükmün usul yönünden bozulup, esasa girilmemiş olması karşısında; esas yönünden incelemeye devam edilip edilmeyeceği hususu tartışılmıştır. Temyizin incelenmesinde öncelikle Dairenin inceleme ve denetleme yetkisi asıldır. Dairesi tarafından incelenmemiş bir hususun doğrudan doğruya ve ilk kez Daireler Kurulunda incelenmesi mümkün değildir. Daireler Kurulunun incelemesi ise bir sonraki aşamadır. Daireler Kurulu, ancak Askeri Mahkemece verilen hükmün direnme konusunu teşkil eden kısmını incelemeye yetkilidir. Somut olayda, Daire, Askeri Mahkemece verilen hükmün esası ile ilgili olarak henüz bir inceleme yapmamış ve bu konuya yönelik bir karar verilmemiştir. Bu durumda, işin esasının incelenmesi yetkisinin önceki incelemeyi yapan Daireye ait olduğu sonucuna varıldığından; diğer yönlerden incelemeye devam edilmek üzere dava dosyasının Daireye iadesine karar verilmiştir (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 18.4.2002 tarihli, 2002/35-33; 24.10.2002 tarihli, 2002/80-80; 24.5.2001 tarihli, 2001/55-56; 7.5.1998 tarihli, 1998/68-67 Esas ve Karar sayılı kararlan, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15.3.1993 tarihli, 1993/7-314, 1993/67 Esas ve Karar sayılı kararı bu doğrultudadır). (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy