Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2010/119 Esas 2010/118 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2010/ 119
Karar No: 2010 / 118
Karar Tarihi: 09.12.2010

(5237 S. K. m. 206, 257) (6245 S. K. m. 59) (765 S. K. m. 240, 343) (AYDK. 23.05.2002 T. 2002/43 E. 2002/43 K.) (YCGK. 01.04.2003 T. 2003/6-62 E. 2003/84 K.)

Daire ile Askeri Mahkeme arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıkların eylemlerinin sübuta erip ermediği ve atılı suçları oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.

Daire; 2005 yılı genel atamalarında Batman'dan ailesinin ikamet ettiği Ankara'ya tayin olan sanık Yzb. G.L.R.'nn, sürekli görev yolluğu bildiriminde eşi ve çocuklarını kendisiyle birlikte Batman'da ikamet ediyorlarmış gibi beyan ederek haksız olarak fazladan harcırah tahakkuk ettirip almak suretiyle 5237 sayılı TCK'nın 206'ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde kamu görevlisine yalan beyanda bulunmak suçunu; doğru bilgileri içermediğini bildiği sürekli görev yolluğu bildirimini imzalayarak yetki hudutlarını aşan ve Devleti zarara uğratan sanık Bnb. M. K.'nin de memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunu işlediğini kabul ederken;

Askeri Mahkeme; İdari İşler Astsubayı olan Bçvş. A.G.'nin, sanık Yüzbaşı'nın beyanının doğruluğunu araştırma görevi olmasına rağmen, belgenin gerçeği yansıtmadığını bilerek haksız yere sanığa harcırah tahakkuk ettirilmesine müsamaha göstermesi, düzenlenen yurtiçi sürekli görev yolluğu bildirimindeki beyanın doğruluğunun ispat edici bir güce sahip olmaması nedeniyle suçun maddi unsurunun oluşmadığını; sanık Binbaşı'nın ise, ilk defa birlik komutanı olması nedeniyle tecrübesiz olması, iş yoğunluğu, birliğin iç güvenlik bölgesinde olmasından dolayı çalışma koşullarının ağırlığı birlikte değerlendirildiğinde, beşeri bir hata sonucu beyannameyi onayladığı ve suç kastı ile hareket etmediği gerekçeleriyle, önceki hükümlerde direnmek suretiyle sanıkların beraatlerine karar vermiştir.

Uyuşmazlık konusu sübuta ilişkin olduğundan, maddi olayın tam olarak tespiti bakımından, öncelikle sanık ve tanıkların dava dosyasında yer alan sorgu ve ifadelerinin irdelenmesi gerekmektedir.

Sanık Yzb. G.L.R. sorgu ve savunmasında; 2004 yılında Ankara'dan Batman'a tayin olduğunu, ancak evini Batman'a götürmediğini, 2005 yılı genel atamaları ile tayininin tekrar Ankara'ya çıktığını, tayin evrakının hazırlandığı dönemde sürekli olarak görevde olduğunu, çocuğunun hastalığı nedeniyle Ankara'ya gidip döndükten sonra, Pazartesi günü gece görev dönüşü saat 12'den sonra personel subayının yazıcısı olan askerin kendisine tayin evrakını getirdiğini, kendisinin de Bu saatte evrak mı getirilir diye kızarak bunları imzaladığını, ancak görev yoğunluğu nedeniyle kontrol etmediğini, daha sonra ilişiğini kesip ayrıldığını, eşinin ve çocuğunun görev yolluğuna hak kazanıp kazanmadığı konusunda tereddütler yaşadığını, iki ay kadar bir süre para biriktirip, 16.11.2005 tarihinde ailesi için aldığı harcırahı faizi ile birlikte iade ettiğini, suç işleme kastının bulunmadığını, bu durumun görev yoğunluğu nedeniyle evrakı yeterince kontrol edememesinden kaynaklandığını, ailesini götürmediği için Batman'da birlik içerisindeki konteynırda kaldığını ve erden birlik komutanına kadar herkesin ailesini getirmediğini bildiğini, Ali Başçavuş ile aralarında nöbet meselesi nedeniyle bir husumet bulunduğunu beyan etmiştir.

Olay tarihinde İdari İşler Astsubayı olarak görevli İsth. Kd. Bçvş. A. G. ise, şikayet dilekçesinde ve ifadesinde; sürekli görev yolluğu bildiriminin düzenlendiği tarihte, personel (sanık) için sadece kendisinin beyan edildiği bir bildirim düzenlediğini, yazıcı olarak görev yapan Er M. A. ile gönderdiğini, ancak sanığın bu bildirimi imzalamadığını ve eş ve çocuklarının da bildirime dahil edilmesi gerektiğini söylediğini, bunun üzerine Kolordu Komutanlığının mesaj emrini hatırlatarak, sadece kendisini beyan etmesi gerektiğini belirttiğini, buna rağmen sanığın, Batman'a hiç getirmediği eş ve çocuklarını da sürekli görev yolluğu bildiriminde beyan ettiğini, bu durumun Kolordu K.’lığının mesaj emrine aykırı olduğunu ve belgenin bu şekilde düzenlenmesi halinde gerçeğe aykırı evrak tanzim edilmiş olacağını Birlik Komutam Bnb. M. K.'ye arz ettiğini, Bnb. M. K'nin ise, sanığın 2004 atamalarında Ankara'dan Batman'a gelirken de ailesini getirmeyeceği halde getirecekmiş gibi beyan ederek harcırah aldığını ve bir sorun çıkmadığını, aynı şekilde beyan etmenin bir sıkıntı yaratmayacağım söylediğini, bu şekilde sanığın fazla harcırah almasının sağlandığını, İHA sisteminin arızalı olması nedeniyle belgenin düzenlendiği 11.07.2005 tarihinden önceki yaklaşık bir ay içinde (11.06.2005-11.07.2005) ne Batman'dan ne de Şırnak'tan uçuş görevi icra edildiğini, belgenin sehven imzalanmasına neden olacak herhangi bir uçuş yoğunluğunun mevcut olmadığını, Birlik Komutanlığının toplam mevcudunun 31 kişi olduğunu, 2005 atama yılında toplam 7 personel için atama evrakı düzenlediğini, personel ve mesai yoğunluğu bu kadar düşük bir birlikte, atama gören 7 personel için düzenlediği atama evrakında herhangi bir hata yapmasının söz konusu olamayacağını, evrakı hatasız olarak düzenlediğini, yurtiçi sürekli görev yolluğu bildirimi formunda, harcırah tahakkuk ettirilecek personelin beyan edildiği bölüm dışında kontrol edilecek başkaca bir bölümün mevcut olmadığını ve söz konusu evrakın toplam dört satırdan oluştuğunu, Yzb. G. L. R.'ye ait yurtiçi sürekli görev yolluğu bildiriminin mevcut halinin tamamen Bnb. M.K.'nin bilgisi ve müsaadesi dahilinde düzenlenmiş ve imzalanmış olduğunu beyan etmiştir.

İdari İşler kısmında yazıcı olarak görev yapan tanık terhisli Er M.A. yeminli ifadesinde; 2005 yılı Haziran ayı sonu veya Temmuz ayı başlarında, o dönemdeki atamalarda tayin olacak personelin yurt içi sürekli görev yolluklarını hazırlıyordum. G.L.R.'nin ailesi Batman'a gelmemişti, Ankara'da oturuyorlardı. G.L.R.'nin tayini Ankara'ya çıkmıştı. Ailesi Batman'da oturmadığından, sadece kendisi için yolluk ile ilgili belgeyi hazırladık. Bunu kendisine gösterdiğimde, bu şekilde hazırlanmayacağını, ailesi için de yolluk hazırlanması gerektiğini söyledi. Gösterdiğimde yanımda İsth. Ütğm. B.Ö.T. de vardı. Kendisinin Birlik Komutanı Bnb. M. K.'la bu konuyu konuşacağını söyledi. Ertesi gün Binbaşı M.K. ile görüşmüş. Bizim İdari İşler Astsubayı A. G.'ye yolluğun G. L. R.'nin istediği şekilde hazırlanması talimatını Birlik Komutanı M.K. vermiş. Bunun üzerine biz G. L. R.'nin sürekli görev yolluğuna eşi ve iki çocuğunu da dahil ettik. Batman'a gelirken de aynı şekilde yolluk almış, bunu Birlik Komutanı M.K. söylemişti. ... Sürekli görev yolluğu bildirimini ... ilk gün saat 17.00'den sonra imzalatmak istedim, kendisi kabul etmedi, ertesi gün Şırnak'a gidecektim, bu nedenle onun isteği gibi belgeleri hazırlayıp sabah mesai saati başladıktan sonra 08.00-09.00 arasında imzalattım. ... şeklinde, İsth. Kd. Bçvş. A. G.'yi doğrular nitelikte beyanda bulunmuştur.

Ütğm. B. Ö. T. de; ... P. Er M.A. getirdiği bir evrakı imzalaması için Yzb. G.L.R.'ye verdi. Yzb. G. L. R. evraka baktı. Tamam, ben bu konuyu görüşeceğim diyerek evrakı imzalamadı. P. Er M. A.'yi geri gönderdi... şeklinde, diğer tanıkların söyledikleriyle uyumlu ifadeler kullanmıştır.

Kor. K.’lığınca düzenlenen 21.05.2005 tarihli ve Atama görecek personelin harcırah evrakı konulu mesaj formunda, Sürekli görev yolluğu bildirimine bakmakla yükümlü olup, yanında beraber ikamet etmeyen personel belirtilmeyecek ve harcırah talebinde bulunulmayacaktır (Anne, baba ve askeri okullar ile Devlet tarafından okutulan çocuklar dahil). şeklinde emir yer aldığı, bu emrin, 25.05.2005 tarihinde sanık Bnb. M. K.'ye arz edildiği ve 08.06.2005 tarihinde de diğer sanık Yzb. G. L. R.'ye tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Bu çerçevede yapılan inceleme sonunda, sanıkların durumları ayrı ayrı irdelendiğinde;

1) Sanık Yzb. G. L. R. hakkında yapılan inceleme:

Tanık beyanları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın, 2005 genel atamalarında Batman'dan Ankara'ya atanması üzerine, ailesinin Batman'da ikamet etmemesi nedeniyle sadece kendisi hakkında düzenlenen sürekli görev yolluğu bildirimini, ailesinin de dahil edilmesini söyleyerek imzalamayıp geri çevirdiği, birlik komutanı olan diğer sanık Binbaşı'nın da bilgisi dahilinde, ailesini (eşi ve iki kızını) kapsayacak şekilde yeniden düzenlenen sürekli görev yolluğu bildirimini imzalamak suretiyle haksız olarak 704,40 YTL fazladan harcırah tahakkuk ettirilmesini sağladığı ve aldığı, şikayet üzerine idari tahkikat heyeti kurulduktan sonra, haksız olarak aldığı harcırahı faiziyle birlikte 16.11.2005 tarihinde 810,06 YTL olarak geri ödediği anlaşılmaktadır.

6245 sayılı Harcırah Kanunu'nun 59'uncu maddesinin ikinci fıkrasında, Aile için harcırah itasında ilgililerin verecekleri beyan kağıtları esas tutulur. Bu beyan kağıdında harcırahın tahakkuk ettirilebilmesi için lüzumlu malûmat gösterilir. düzenlemesi yer almaktadır.

Buna göre, sanık hakkında düzenlenen yurtiçi sürekli görev yolluğu bildirimi belgesinin resmi belge niteliğinde ve beyan edilen hususa ilişkin ispat gücüne sahip olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

5237 sayılı TCK'nın Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan başlıklı 206'ncı maddesinde yer alan, Bir resmi belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, ... cezalandırılır. hükmü, mülga 765 sayılı TCK'nın 343/1'inci maddesinde düzenlenen Her kim resmi bir varaka tanzimi esnasında kendisinin veya başkasının hüviyet ve sıfatı yahut mezkur varaka ile sıhhati ispat olunacak sair ahval hakkında memurine karşı yalan beyanatta bulunursa bundan dolayı umumi veya hususi bir zarar husule geldiği takdirde ... cezalandırılır. düzenlemesine karşılık gelmekte, ancak 206'ncı maddede zarar unsuru aranmamaktadır.

Söz konusu 206'ncı maddenin gerekçesinde de; Kişi, kendi beyanıyla, sahte bir resmi belgenin düzenlenmesine neden olmak hakkına sahip değildir. Kişinin açıklamaları üzerine düzenlenen resmi belgenin bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması suçun oluşması için gereklidir. ... O halde bakılacak husus şudur: Beyanın doğruluğu düzenlenen resmi belgeyle ispat edilecek ise, madde uygulanacaktır; buna karşılık beyanı alan memur, beyanın doğruluğunu tahkik edip, buna kanaat getirdikten sonra resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise yani resmi belge sadece kişinin beyanı üzerine değil de, memurca yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise, bu maddedeki suç oluşmaz. ... şeklinde açıklamalara yer verilmiştir.

Benzer konulara ilişkin Askeri Yargıtay’ın ve Yargıtay’ın uygulamalarına baktığımızda;

Asker hastanesi yetkilileri tarafından doldurularak imzalanıp mühürlenen Rapor Muayene Kağıdındaki fotoğrafını çıkartıp, yerine bir başkasının fotoğrafını yapıştıran ve bu belge ile sağlık kurulu muayenesine giren (Daireler Kurulunun 23.05.2002 tarihli, 2002/43-43 Esas ve Karar sayılı kararı);

Konut Başvuru Beyannamesinde, velayeti boşandığı eşine bırakılmış olan kızı ile, gerçekte bakmakla mükellef olmadığı annesini bakmakla mükellef olduğu şahıslar olarak gösteren ve daha önce lojmanda oturmuş olduğu halde belgenin bu bölümünü boş bırakmak suretiyle yüksek puan verilmesini sağlayan (Daireler Kurulunun 17.01.1991 tarihli, 1991/12-8 Esas ve Karar sayılı kararı); Lojman Müracaat Beyannamesi'nde, anne ve babasını daimi surette yanında oturuyorlarmış gibi gösteren (Daireler Kurulunun 26.02.1971 tarihli, 1971/13-12 Esas ve Karar sayılı kararı) ve Konut Başvuru Beyannamesi ve Dilekçesi ile Lojman Müracaat Bilgi Dönüştürme Formunda, eşi adına tahsis edilmiş olan konutta oturduğu süreyi belirtmeyen (3'üncü Dairenin 26.11.2002 tarihli, 2002/1152-1177 Esas ve Karar sayılı kararı);

Başka garnizona atanma üzerine bizzat tanzim ettiği Aile Yolluğu Bildiriminde, boşanmış olduğu eşi ve velayetleri boşandığı eşine verilen iki oğlu ile annesini de belirten (Daireler Kurulunun 30.12.1977 tarihli, 1977/103-103 Esas ve Karar sayılı kararı);

Geçici Memuriyet Yollukları Bildiriminde, görev yeri dışında geçirilen ve hizmet yapılmayan günleri dahil eden (Daireler Kurulu’nun 03.07.1970 tarihli, 1970/53-53 Esas ve Karar sayılı kararı);

Resmi nikahlı olmadığı halde, ileride evlenmeyi düşündüğü bayan adına Sağlık Muayene Fişi Beyannamesi ve Dilekçesi başlıklı formu doldurmak (3'üncü Dairenin 02.12.2008 tarihli, 2008/2816-2804 Esas ve Karar sayılı kararı); beyanname verirken eşinin yerine başkasının fotoğrafını ibraz etmek (4'üncü Dairenin 10.10.2001 tarihli, 2001/810-762) suretiyle TSK Sağlık Muayene Fişi düzenlenmesini sağlayan;

Önceden aldığı avansı iade etmemek için Sürekli Görev Yolluğu Bildiriminde, önceden iptal edilmiş olan uçak bileti, kabul edilmeyince de proforma fatura ibraz eden (Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 01.04.2003 tarihli, 2003/6-62/84 Esas ve Karar sayılı kararı);

Sanıkların eylemlerinin, mülga 765 sayılı TCK'nın 343/1'inci maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan beyanda bulunmak suçunu;

Ayrıca, Aile Yardımı Bildirim Formunda, eşinden boşanmış olmasına rağmen kendisini evli ve eşi çalışmıyor olarak gösteren sanığın eyleminin de, 5237 sayılı TCK'nın 206'ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak suçunu oluşturduğuna karar verilmiştir (Askeri Yargıtay 1'inci Dairesinin 31.03.2010 tarihli, 2010/843-830 Esas ve Karar sayılı kararı).

Buna göre, dosyada mevcut deliller ve benzer konulara ilişkin yerleşik uygulamalar birlikte dikkate alındığında; 2004 yılında Ankara'dan Batman'da konuşlu Birlik Komutanlığı emrine atanan ve ailesini (eşini ve iki kızını) götürmeyerek Ankara'da bırakan sanık Yüzbaşı'nın, 2005 yılı genel atamalarında tekrar Ankara'ya atanması üzerine, kendisiyle ilgili olarak düzenlenip imzalaması için getirilen sürekli görev yolluğu bildirimini, ailesinin de bildirime dahil edilmesi gerektiğini beyan ederek imzalamadığı, Birlik Komutanı ile görüşmesi neticesinde Batman'da birlikte ikamet etmeyen aile bireyleri de dahil edilerek yeniden tanzim edilen sürekli görev yolluğu bildirimini imzalayıp, haksız olarak tahakkuk ettirilmesini sağladığı 704,4 TL tutarında harcırahı almak suretiyle, 5237 sayılı TCK.'nın 206'ncı maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde kamu görevlisine yalan beyanda bulunmak suçunu işlediği sonucuna varıldığından; direnilmek suretiyle verilen beraat hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

2) Sanık Bnb. M.K. hakkında yapılan inceleme:

Sanık yazılı olarak sunduğu savunmasında; 2004 yılı genel atamaları ile Birlik Komutan Vekili olarak atandığını, bu görevle ilgili herhangi bir komutanlık kursuna tabi tutulmadığını, farklı sınıflara mensup rütbeli personelden oluşan karma bir birliği sevk ve idare etmenin lojistik, ikmal ve mali konulardaki bilgi birikimi eksikliğinin sıkıntılarını yoğun olarak yaşadığını, 23-25 Mayıs 2005 tarihleri arasında Eskişehir'de icra edilen Keşif Semineri'nde görevli olması nedeniyle Kor. K.’lığınca düzenlenen 21.05.2005 tarihli ve Atama görecek personelin harcırah evrakı konulu mesaj emrinin kendisine tebliğ edilemediğini, görevden döndükten sonra hatırlayamadığı bir tarihte İd. İşl. Astsb. Bçvş. A.G. tarafından kendisine arz edildiğini, parafının altındaki 25/05 şeklindeki tarih ibaresini sehven yazmış olabileceğini, Yzb. G. L. R.'ye ait 11.07.2005 tarihli hatalı tanzim edilen yurtiçi sürekli görev yolluğu bildirimini bilerek imzalamasının düşünülemeyeceğini, birliğin keşif ve uçuş görev isteklerinin yoğunluğu karşısında, birlikteki personel yetersizliği nedeniyle kendisinin dahi keşif uçuşu faaliyetlerine gece gündüz katıldığını, 2005 yılında atama gören 7 rütbeli personelin ilişik kesme evrakının da bu yoğun görev döneminde kendisine arz edildiğini, Bçvş. A.G.'nin ikazına rağmen söz konusu evrakı bilerek ve isteyerek imzaladığına ilişkin iddiaların asılsız olduğunu, Bçvş. A.G. ile idari yazışmalar konusunda geçmişte problemler yaşadığını, atama evrakını da imzalamadan önce birkaç kez hatalı işlemler nedeniyle geri gönderdiğini ve düzeltmeler yaptırdığını, hatalı evrak tanzimi hususunda kendisine bir hatırlatma yapılmış olması durumunda bunu göz ardı etmesinin mümkün olmayacağını, 5237 sayılı TCK'nın 257'nci maddesinde düzenlenen suçun oluşması için öngörülen kamu zararı, kişi mağduriyeti ve başkalarına menfaat temin etme unsurlarının gerçekleşmediğini, suç işleme kastının da bulunmadığını, bu nedenlerle yüklenen suçun oluşmadığını ifade etmiştir.

Kor. K. lığınca düzenlenen 21.05.2005 tarihli ve atama gören personelin sürekli görev yolluğu bildiriminde, bakmakla yükümlü olup yanında beraber ikamet etmeyen personelin belirtilmeyeceğine ve bu kişiler için harcırah talebinde bulunulmayacağına ilişkin mesaj emrinin, 25.05.2005 tarihinde sanık Bnb. M.K. tarafından paraf edilmiş olduğu; ayrıca, 2005 yılı Temmuz ayının tamamında, Yer Kontrol İstasyonu (GCS) arızası nedeniyle uçuş icra edilmediği anlaşılmaktadır.

Diğer yandan, dosya dizi 9'da yer alan ve Yzb. G. L. R.'nin izin talebini içeren 14.04.2005 tarihli dilekçesinde, Görev süremin bir yıl olması nedeniyle ailemi Ankara'da bıraktım. Halen oturdukları evin ev sahibi ile anlaşamamamız nedeniyle evimi taşımam gerekmektedir.... şeklinde açıklamanın yer alması ve bu dilekçenin, sanık Bnb. M.K. tarafından paraf edilerek izin talebinin uygun görülmesi karşısında, Yzb. G. L. R.'nin ailesinin Batman'da kendisiyle birlikte ikamet etmediğinin sanık Bnb. M.K. tarafından bilindiğinde kuşku bulunmamaktadır.

6245 sayılı Harcırah Kanunu'nun 59'uncu maddesinin dördüncü fıkrasında, Beyannameyi alan daire amirleri bunu vize ettikten sonra taşrada mahallin en büyük mal memuruna ve merkezde de alakadar mali mercie vermekle mükelleftirler. düzenlemesi yer almaktadır.

Buna göre, Birlik Komutanı olan sanık Bnb. M.K.'nin, Ankara'ya ataması yapılan diğer sanık Yzb. G.L.R. hakkında düzenlenen yurtiçi sürekli görev yolluğu bildirimini imzalamak ve üst makamlara göndermekle görevli bulunmaktadır.

ASCK.'nın 144'üncü maddesiyle yapılan atıf nedeniyle askeri suç niteliğinde bulunan ve mülga 765 sayılı TCK.'nın 240'ncı maddesiyle yaptırıma bağlanan memuriyet görevini kötüye kullanmak suçu, Yasada yazılı hallerden başka hangi nedenle olursa olsun görevini kötüye kullanan memur derecesine göre bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur. ... şeklinde düzenlenmiş olup, madde metninde kanuni ve maddi unsurları açıkça gösterilmemiş olmakla birlikte; öğretiye ve yerleşik içtihatlara göre, bu suçun oluşabilmesi için; memur olan failin, kanuni görev ve yetkisini aşması, kanunun belirlediği şekil, usul ve esaslara uymaması, takdir yetkisini amacı dışında kullanması ve tüm bu eylemlerini görevi kötüye kullanma kastı altında gerçekleştirmesi (kendisine veya başkasına menfaat sağlamak ya da başkasına zarar vermek özel kastıyla hareket etmesi) gerekmektedir.

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.'nın 257'nci maddesinin 1'inci fıkrasında memuriyet görevini kötüye kullanmak suçu, Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. şeklinde düzenlenerek, bu suçun evvelce içtihatlarla belirlenen unsurları, kanun metnine alınmış bulunmaktadır.

Görüldüğü gibi, 5237 sayılı TCK.'nın 257/1'inci maddesindeki suçun oluşabilmesi için, kanuna aykırı davranış yetmemekte; bu davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanması gerekmekte, diğer bir ifadeyle bu suç, 5237 sayılı TCK.'da zarar suçu haline getirilmiş bulunmaktadır.

Bu açıklamalar dikkate alınarak, tanıklar Bçvş. A.G. ve Er M. A.'nın yeminli beyanları ile diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde; Birlik Komutanı olarak görevli sanık Bnb. M.K.'nin, emrinde görev yapan diğer sanık Yüzbaşı'nın, ailesinin Ankara'da ikamet ettiğini bildiği halde, görevinin gereklerine aykırı hareket ederek, 2005 yılı genel atama döneminde Ankara'ya atanması üzerine düzenlenen yurtiçi sürekli görev yolluğu bildirimine ailesini de dahil ettirmek, hazırlanan belgeyi imzalayarak üst makamlara göndermek ve 704,4 TL tutarında fazladan harcırah almasını sağlamak suretiyle, kamunun zarara uğramasına ve Yüzbaşı'nın haksız bir kazanç sağlamasına neden olduğu anlaşılmakla, eyleminin, 5237 sayılı TCK.'nın 257/1'inci maddesinde düzenlenen memuriyet görevini kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu sonucuna varıldığından; direnilmek suretiyle verilen beraat hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy