Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2009/74 Esas 2009/71 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2009/ 74
Karar No: 2009 / 71
Karar Tarihi: 21.05.2009

(1632 S. K. m. 87) (5237 S. K. m. 21)

Uyuşmazlık; sanığın sübutunda kuşku bulunmayan eyleminin hangi suçu oluşturacağına ilişkindir.

Daire; sanığın belirtilen eyleminin, ASCK'nın 87/1'inci maddesinin ilk cümlesinde tanımlanan emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturduğuna karar vermişken,

Başsavcılık; firar veya kısa süreli kaçma suçlarının gün unsuru itibariyle oluşmadığını, amacı nöbetinden önce gizlice kışla dışına çıkıp telefon görüşmesi yapıp geri dönmek olan sanığın emre itaatsizlikte ısrar suçunun da oluşmayacağını, mevcut durumda, nöbeti başladıktan yarım saat sonra kışlaya döndüğünde nizamiyede yakalanan ve kendi elinde olmayan sebeplerle nöbetinin geri kalan kısmını tutamayan sanığın eyleminin, Emre itaatsizlik disiplin suçunu oluşturabileceğini öne sürerek, Daire ilamına süresinde itiraz etmiştir.

Dava dosyasındaki delillere göre; 22.11.2007 tarihinde 21.00-23.00 saatleri arasında devriye onbaşılığı nöbeti olan sanığın, bu görevini yerine getirmeyerek kışlayı izinsiz terk ettiği, kışladan ayrılırken Er Y.A.'ya kendisinin yerine devriye onbaşılığı görevini yapmasını söylediği, bu görevi kendisinden önceki nöbetçinin yerine getirdiği, saat 21.30'da 2 No.lu nizamiyeden kışlaya girerken nöbetçiler tarafından yakalandığı anlaşılmakta, maddi vakıanın iddia ve kabulde açıklandığı şekilde gerçekleştiği, bu konuda yargılama makamları arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı görülmektedir.

Uyuşmazlık konusuna ilişkin olaylarda genel nitelikte değerlendirmeler yapmanın ve bu değerlendirmelere göre yargıya varmanın, her zaman doğru ve adil bir karara olanak vermeyeceği açıktır. Her olayı kendi koşulları içinde değerlendirmek ve bir ceza yargılaması söz konusu olduğuna göre, sanığın dış dünyaya yansıyan söz ve davranışlarından kastım araştırmak ve bu araştırmadan elde edilecek sonuca göre de suç vasfım belirlemek gerekmektedir.

TSK İç Hizmet Yönetmeliği'nin 109'uncu maddesi, erbaş ve erlerin amirlerinden izin almaksızın kışladan veya oturmaları, yatıp kalkmaları için gösterilmiş olan yerlerden ayrılmalarını yasaklamış olduğundan, bu gibilerin söz konusu yerlerden izinsiz ayrılmaları firar suçunu oluşturmaktadır.

Emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşumu için ise; hizmete ilişkin bir emrin varlığı, emrin hiç yapılmamış olması ve suç kastıyla hareket edilmiş olması gerekmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 8'inci maddesinde emir; Hizmete ait bir talep veya yasağın sözle, yazı ile ve sair surette ifadesidir. şeklinde tanımlanmaktadır.

Emrin (Talep veya yasağın) yerine getirilmemesine ilişkin hareketin yapılması ile netice de gerçekleşmekte ve emre itaatsizlikte ısrar suçu tamamlanmış olmaktadır.

5237 sayılı TCK'nın 21'inci maddesinde kast, Suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. biçiminde tanımlanmaktadır.

Firar suçunda failin kastı, askerlik hizmetinden uzak kalmaktır. Dava konusu olayda, nöbetçi olduğundan haberdar olan ve önceden kararlaştırdığı üzere nişanlısı ile haberleşmek için nöbet hizmeti başlamadan önce birliğinden ayrılan sanığın, kışladan ayrılırken arkadaşı Er Y.A.'dan nöbet saatinde kendisinin yerine devriye görevini yerine getirmesini istemesi ve nöbet saati bitmeden birliğe dönerken nizamiyede yakalanması sonrasında da nöbetinin kalan kısmını tutma yönünde hiçbir girişimde bulunmamış olması karşısında, kastının askerlik hizmetinden uzaklaşmayı içermediği, tamamen nöbet hizmetini yerine getirmemek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçuna yönelik olduğu sonucuna varıldığından; Askerî Yargıtay Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy