Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2009/72 Esas 2009/65 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2009/ 72
Karar No: 2009 / 65
Karar Tarihi: 14.05.2009

(2709 S. K. m. 2, 37, 145) (353 S. K. m. 9, 17, 19, 176) (5271 S. K. m. 7, 152) (5237 S. K. m. 107)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu; yararları birbirine aykırı düşen sanıkların ortak müdafi tarafından temsil edilmeleri şeklindeki usule aykırılığın, görev konusuna oranla önceliğe sahip olup olmadığı noktasındadır.

Daire; açıklanan bu durumun görev konusuna oranla önceliğe sahip bir usule aykırılık teşkil ettiği sonucuna vararak, görevsizlik kararının bu sebeple bozulmasına karar vermiş iken;

Başsavcılık; görev konusunun her nokta ve aşamada öncelik taşıdığını, görevsizlik kararının bu yönüyle isabetli olduğunu ileri sürerek, aksi yöndeki Daire ilamına karşı itirazda bulunulmuştur.

Anayasanın Cumhuriyetin nitelikleri başlıklı 2'nci maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir Hukuk Devleti olduğu ifade edilmekte, Kanuni hakim güvencesi başlıklı 37'nci maddesi de, Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz hükmünü içermektedir.

Ceza yargılamasında hangi mahkemenin veya hâkimin, yargılamanın hangi aşamasında ne tür işlere bakacağını gösteren kurallara, görev kuralları denilmektedir. Görev kuralları, yargılanacak uyuşmazlıkların, uyuşmazlığın konusunu oluşturan suçun mahiyetine, suç için öngörülen cezanın ağırlığına veya sanığın sıfatına göre ilk derece mahkemeleri arasında bölüştürülmesini ifade etmektedir. Kanunda Görev terimi ile tanımlanan bu kavramın, uygulamada Madde itibariyle yetki, Görev ve Vazife terimleri ile ifade edildiği görülmektedir.

Ceza yargılamasında mahkemelerin görevleri kanunlarla saptanmış ve görev kamu düzeni ile ilgili görülmüştür. Bu nedenle, Kanuni hâkim güvencesi ilkesi gözetilerek, görev konusu yargılamanın her hâl ve safhasında dikkate alınmakta, sanığın veya suçun askerî yargıya tabi olmadığının anlaşılması hâlinde, herhangi bir zamana bağlı kalınmaksızın görevsizlik kararı verilebilmektedir.

Anayasanın Askeri yargı başlıklı 145'inci maddesinde, Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler, asker kişilerin; askerî olan suçlan ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler.

Askerî mahkemeler, asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara da bakmakla görevlidirler. denilerek, askerlik hizmetlerinin yürütülmesindeki özellikler, disiplinin temini ve korunması, asker kişilerin astlık üstlük ilişkileri dikkate alınmak suretiyle, bu mahkemelerin görev alanları ve asker olmayan kişilerin hangi hâllerde askerî mahkemelerde yargılanabilecekleri belirlenmiştir.

Anayasa'nın 145/1'inci maddesinde yazılı genel kural, 353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu'nun 9'uncu maddesinde tekrarlanmış, Genel görev başlıklı 9'uncu maddede, Askerî mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, asker kişilerin askerî olan suçlan ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu kuralın istisnaları Kanunun devam eden maddelerinde gösterilmiş, bu bağlamda Askerî mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi başlıklı 17'nci maddede, Askerî mahkemelerde yargılamayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davaların bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun; askerî bir suç olmaması, askerî bir suça bağlı bulunmaması hâlinde askerî mahkemenin görevi sona erer hükmüne yer verilmiştir.

İncelenen dosya içeriğine göre, sanık J.Er A.D.'nin; arkadaşının bir şeyini çalmak suçundan dolayı hakkında kamu davası açılan sanık J.Er R.K.'yi 2006 yılı Şubat ayı içerisinde yemekhanede bıçakla tehdit ederek, bölükteki bir arkadaşının parasını çalıp çalmadığını söylemesini istediği iddiası ve 5237 sayılı TCK'nın 107/2'nci maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

Sanık J.Er R.K.'nin yargılandığı eylemlerin tanıkları ile sanık J.Er A.D.'ye isnat olunan eylemlerin tanıkları tamamıyla farklı kişilerdir.

Keza, sanık R.K.'nin işlediği iddia olunan eylemler ile sanık A.D.'nin görevsizlik kararına konu olan eyleminin işleniş tarihleri, birbirlerinden farklı tarihlere tekabül etmektedir.

Ayrıca, her iki sanığa isnat olunan eylemler arasında, müşterek delil değerlendirmesini zorunlu kılacak bir bütünlük ya da neden-sonuç ilişkisi bulunmamaktadır.

Askerî Mahkeme; sanıklardan Ter.J.Er R.K. hakkında üç ayrı arkadaşının bir şeyini çalmak suçundan dolayı mahkûmiyet hükümleri kurarken, diğer sanık Ter.J.Er A.D.'ye yüklenen suçun askerî bir suç olmaması, askerî bir suçla da irtibatının bulunmaması ve sanığın terhis edilerek TSK'den ilişiğinin kesilmesi nedeniyle görevsizlik karan vermiştir.

Biri diğerinin eyleminin mağduru durumundaki sanıkların ortak müdafiliğinin aynı avukat tarafından üstlenilmesi, CMK'nın 152'nci maddesine aykırı düşmekle birlikte, bu durumun doğrudan kamu düzenini ilgilendiren görev konusuna göre önceliğe sahip olamayacağı açıktır.

Aksi yönde bir kabulün, Anayasanın 37/1'inci maddesinde düzenlenen Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz şeklindeki buyurucu nitelikteki hükmünü bertaraf edici yorum ve uygulamalara sebebiyet vermesi kaçınılmazdır.

Keza, 5271 sayılı CMK'nın 7'nci maddesinin, yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemleri hükümsüz kılması nedeniyle, 353 sayılı Kanun'un 9, 17, 19 ve 176'ncı maddeleri gereğince sanık A.D. hakkındaki davaya devam etme görevi bulunmayan Askerî Mahkemenin bu konuda herhangi bir işlev ve fonksiyonu da kalmamıştır.

5271 sayılı CMK'nın 152'nci maddesinde açıklanan durumun, görev konusuna göre önceliğe sahip bir hukuka aykırılık teşkil etmemesi ve görevin tayininin delil toplanmasına bağlı olmaması nedenleriyle, Askerî Mahkemenin görevsizlik kararının isabetli olduğu sonucuna varıldığından, Başsavcılık itirazının kabulü ile Dairenin bozma ilamının kaldırılmasına ve görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy