Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2009/43 Esas 2009/43 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2009/ 43
Karar No: 2009 / 43
Karar Tarihi: 26.03.2009

(765 S. K. m. 102, 103, 104) (5271 S. K. m. 223) (5237 S. K. m. 66, 67) (353 S. K. m. 220)

Daire ile Askeri Mahkeme arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, Askeri Mahkemece tesis edilen mahkûmiyet hükmünün yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği noktasındadır.

Daire ile Askeri Mahkeme arasında ortaya çıkan uyuşmazlık bu çerçevede ifade edilse de, mevcut delil durumuna göre derhal beraat kararı verilmesi mümkün olmayan dava konusu uyuşmazlıkla ilgili dava zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususu, Kurulumuzca öncelikli mesele olarak müzakere edilmiştir.

Soruşturma ve kovuşturma aşamasında dinlenilen bilirkişiler, isnat konusu ihtilasen zimmet ve bu suça iştirak eylemlerinin 01.01.2000-31.12.2000 tarihleri arasında işlendiğini, 01.01.2001 tarihinden itibaren sanıkların kontrolündeki hesaplarda herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını beyan etmişlerdir.

Yapılan incelemeler doğrultusunda, atılı suçlarla ilgili olarak 765 sayılı TCK'nın 102 ve 104'üncü maddelerinin 5237 sayılı TCK'nın 66 ve 67'nci maddelerine oranla daha kısa dava zamanaşımı sürelerini öngördüğü sonucuna varılmış ve sanıklar lehine olan bu durum sebebiyle dava zamanaşımı süresinin hesaplanmasında 765 sayılı TCK hükümleri esas alınmıştır.

Dava zamanaşımının hesaplanması işleminde Askeri Mahkemenin, eylemlerin işlendiği tarihler yerine, eylemlerin ortaya çıktığı tarihi esas aldığı ve dava zamanaşımı süresinin 2002 yılı Ocak ayından itibaren işlemeye başladığını kabul ettiği görülmektedir.

Oysa, 765 sayılı TCK'nm 103'üncü maddesi, müteselsilen işlendiği kabul edilen eylemlerle ilgili dava zamanaşımı süresinin, teselsülün bittiği günden itibaren hesaplanması gerektiğini öngörmektedir.

Askeri Mahkemenin teselsüle dahil son suç olarak kabul ettiği birkaç teneke zeytinyağının para karşılığında birlik dışına çıkarılması eylemi, dosya içeriğinde yer alan delillere göre Ağustos 2000 tarihinde işlenmiştir.

Bu olayın tesadüfen ortaya çıkması ise 2002 yılı Ocak ayında gerçekleşmiştir.

Açıklanan bu durum çerçevesinde, sanıklara isnat olunan müteselsilen ihtilasen zimmet ve bu suça iştirak suçlarıyla ilgili suç tarihi (İsnat konusu diğer eylemlerle birlikte) 31.12.2000 tarihinden ileriye geçmemektedir.

Suç tarihinden itibaren hesaplanması gereken dava zamanaşımı süresinin, 765 sayılı TCK'nın 104/1'inci maddesi gereğince; tutuklama (28.01.2002), iddianamenin düzenlenmesi (06.06.2002), sanık sorguları (22.07.2002) ve 26.10.2005, 25.04.2007 ve 17.10.2008 tarihli mahkûmiyet hükümleri gereğince toplam altı kez kesildiğinin ve aynı Kanun'un 104/2'nci maddesi gereğince azami 7,5 seneye uzamasının ardından, 30.06.2008 tarihi itibarıyla sona erdiğinin kabulü gerekmektedir.

Bu itibarla; mahkûmiyete ilişkin direnme hükmünün dava zamanaşımının dolmuş olması sebebiyle bozulmasına, bozma sebebinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemesi nedeniyle açılmış olan davaların 353 sayılı Kanun'un 220/2-C maddesi gereğince düşmesine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy