Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2009/120 Esas 2009/113 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2009/ 120
Karar No: 2009 / 113
Karar Tarihi: 12.11.2009

(353 S. K. m. 96)

Daire ile Askeri Mahkeme arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkındaki hükmün noksan soruşturma ile kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.

Daire; sanık hakkında noksan soruşturma ile hükme varıldığını kabul ederken;

Askeri Mahkeme; sadece sanığın ikrarına dayalı olarak hüküm kurulmadığını, toplanan delillerle eylemin sübutunda kuşku bulunmadığını kabul ederek direnmek suretiyle mahkûmiyet hükmü kurmuştur.

Yapılan incelemede; birlik komutanlığınca, kışlaya cep telefonu sokulmayacağına ve kullanılmayacağına ilişkin emir 19.12.2008 tarihinde sanığa tebliğ edildiği hâlde; Hv.Ulş.Uzm.Çvş. S.G. tarafından 16.01.2009 tarihinde, yapılan kontrolde sanığın cep telefonu bulundurduğunun tespit edildiği, böylece atılı suçu işlediği kabul edilerek yazılı olduğu şekilde cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

Ceza yargılanmasında amacın maddi gerçeğe ulaşılması olup, bu amaca yönelik bulunan 353 sayılı Kanun'un 96/3'üncü maddesi, Şüpheli suçunu itiraf etse bile, öz vakanın soruşturulması gerekir. hükmünü içermektedir.

Sanık hakkında, Bölük Komutanı Vekili Hv.Ulş.Ütğm. C.K. tarafından düzenlenmiş olan vaka kanaat raporunda, 16 Ocak 2009 tarihinde Oto İşl.Bl. K.lığında görevli olan sanığın Nokia 1110 i marka cep telefonu bulundurduğu Hv.Ulş.Uzm.Çvş. S.G. tarafından tespit edilmiştir. denilmiş olmakla birlikte, suçun hukuki delillerinin nelerden ibaret olduğunun gösterilmediği, ancak diğer deliller olarak İfade tutanağı, emir ve tebliğ belgesi, tutanak belirtilmiş, olayla ilgili tutanağın soruşturma dosyasına konulmadığı görülmüştür.

Dava dosyasında, eylemin işleniş biçimine, yerine ve zamanına ait hiçbir bilgi ve belge mevcut değildir. Sadece vaka kanaat raporunda olayın akışı ve açıklanması bölümünde yukarıda belirtilen bilgi açıklanmıştır. Suç teşkil eden eylemin belirtilmesinden maksat dava konusu olan olayın başka olaylardan ayırt edilebilecek şekilde sınırlandırılmasıdır. Olayın teferruatım yani hâl ve şartının tespit edilmesi, olayın nerede, ne zaman, nasıl meydana geldiği, kimler tarafından tespit edildiği, tanıkların mevcut olup olmadığı, diğer bir ifadeyle suça konu olayın adeta fotoğrafının çekilmesi, suçun maddi çerçevesinin doğru olarak saptanması gerekmektedir.

Askeri Mahkemece, maddi olayın kabulüne ilişkin olarak, ... sanık erin 16.01.2009 tarihinde 1 adet cep telefonu bulundurduğu Hv.Uzm.Çvş. S.G. tarafından tespit edilmiş ... şeklinde açıklamada bulunduğu görülmekle birlikte; sanığın eyleminin ne şekilde gerçekleşmiş olduğu, eylemin oluş biçimi açıklanmamış, inandırıcı deliller gösterilmemiş, tanık olması gereken Hv.Uzm.Çvş. S.G. dinlenilmemiş, olayla ilgili düzenlenmesi gereken tutanak getirtilmemiş, öz vaka tespit edilmemiş olup, bu durum 353 sayılı Kanun'un 96/3'üncü maddesine aykırılık oluşturmaktadır.

Bölük Komutan Vekili Hv.Ulş.Ütğm. C.K. tanık olarak dinlenilmiş ise de; tanıklığının, emrin sanığa tebliğine ilişkin olup, maddi vakıanın tespitine yönelik olmadığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda yapılan açıklamalar - ışığında, yüklenen suçla ilgili olarak sanığın ikrarı ile yetinilmeyip, olayla ilgili düzenlenmesi gereken tutanağın getirtilmesi, tutanak düzenlenmemiş ise, sanığın cep telefonunu bulundurduğunu tespit eden Hv.Ulş.Uzm.Çvş. S.G. ile varsa ilgili diğer tanıklarının ifadelerine başvurularak, sanığın nerede ve ne şekilde cep telefonu bulundurduğu, cep telefonu bulundurduğunun nasıl tespit edildiği açıkça ortaya konulmasından sonra hüküm kurulması gerektiği sonucuna varıldığından; sanık hakkında direnilmek suretiyle kurulan mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy