Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2009/11 Esas 2009/4 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2009/ 11
Karar No: 2009 / 4
Karar Tarihi: 15.01.2009

(1632 S. K. m. 12, 131) (211 S. K. m. 6, 7)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, jandarma sınıfından olan sanığa yüklenen zimmet eylemini yargılama görevinin hangi yargı merciine ait olduğu noktasındadır.

İlçe Jandarma Komutanı J.Yzb. Ü.O.'nun, Birliğindeki fakir erbaş ve erler için maddi yardım talebinde bulunması üzerine, Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının, bu talep doğrultusunda 500.000.000 TL tutarındaki parayı 11.07.2002 günü tahakkuk ettirdiği, o tarihte izinde olan Yzb. Ü.O.'nun telefonla verdiği emir üzerine, sanık J.Astsb.Bçvş. S.Ö.'nün Vakfa giderek, 500.000.000 TL'yi Birlikte görevli 5 askere dağıtmak üzere teslim aldığı, ancak hüküm ve tasarrufu altına giren bu parayı dağıtmadığı iddiasıyla kamu davası açıldığı görülmektedir.

ASCK'nın 131'inci maddesinin ilk fıkrası; Askerî bir hizmet yaparken veya vazifeyi suistimal ederek bir hizmet veya vazifeden ötürü tevdi veya emanet edilmiş olan para veya kıymeti ne olursa olsun bir eşyayı yahut kendisine tevdi veya emanet edilmiş olmasa bile her türlü askerî erzak, eşya ve hayvanları çalanlar veya zimmetine geçirenler ... hükmünü içermektedir. Maddede düzenlenmiş olan zimmet suçunun oluşabilmesi için:

Bir hizmet veya vazifeden ötürü Tevdi veya emanet edilmiş para veya eşyanın veya Tevdi veya emanet edilmiş olmasa bile her türlü askerî eşyanın zimmete geçirilmesi gerekmektedir.

Yasa koyucu, askerî eşya için Tevdi veya emanet edilme koşulunu aramamış iken, para ve askerî eşya vasfını haiz olmayan diğer eşya için TCK'nın 202'nci maddesi ile uyumlu olacak şekilde, Görev sebebiyle tevdi veya emanet edilme şartını öngörmüştür. Ancak, her iki hâlde de, eylemin Askerî bir hizmetin yapılması sırasında veya Vazifenin suistimali suretiyle icra edilmesi ön koşul olarak belirlenmiştir.

ASCK'nın 12'nci maddesinde Hizmet; Bu Kanunun tatbikatında hizmet tabirinden maksat, gerek malum ve muayyen olan ve gerek bir amir tarafından emredilen bir askerî vazifenin madun tarafından yapılması hâlidir. şeklinde tanımlamıştır.

TSK İç Hizmet Kanunu'nun 7'nci maddesine göre Askerî vazife; Hizmetin icap ettirdiği şeyi yapmak ve men ettiği şeyi yapmamaktır.

Aynı Kanun'un 6'ncı maddesi Hizmeti; Kanunlarda nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen şeylerdir. biçiminde tarif etmiştir.

Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere, Askerî hizmet öncelikle kanun ve nizamlarda öngörülmüş olmalıdır. Askerî maksat ve menfaatlerinin zorunlu kıldığı diğer hâllerde de, kanunlara uygun olmak koşulu ile Askerî vazifenin varlığının kabulü gerekmektedir.

İlçe Jandarma Komutanı J.Yzb. Ü.O.'nun fakir erbaş ve erler hakkındaki talebi, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümlerine dayanmaktadır. Bu Kanun, fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile gerektiğinde her ne suretle olursa olsun Türkiye'ye kabul edilmiş veya gelmiş olan kişilere yardım etmek, sosyal adaleti pekiştirici tedbirler alarak gelir dağılımının adilane bir şekilde tevzi edilmesini sağlamak, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik etmek amacıyla yürürlüğe konmuş olup, fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan, kanunla kurulu sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmayan ve bu kuruluşlardan aylık ve gelir almayan vatandaşlar ile geçici olarak küçük bir yardım veya eğitim ve öğretim imkânı sağlanması hâlinde topluma faydalı hâle getirilecek, üretken duruma geçirilebilecek kişileri kapsamaktadır.

İncelenen dosyaya göre, sanık J.Astsb.Bçvş. S.Ö.'nün, Birlik Komutanı'nın şifahi emri doğrultusunda hareket ederek, ihtiyaç sahibi 5 askere dağıtılmak üzere tahakkuk ettirilen 500.000.000 TL tutarındaki paranın zilyetliğini üstlenmesi işleminin, TSK İç Hizmet Kanunu'nun 8 ve 14'üncü maddelerinin belirlediği usul ve esaslar dahilinde gerçekleştiğinin ve bu yönüyle askerî hizmetin sürdürülmesine yönelik belirli bir faaliyete dayandığının kabulü gerekmektedir.

Vakıftan para temin edilmesi işlemi ile Jandarmanın mülki veya adli görevleri arasında fonksiyonel bir irtibatın bulunmaması, esasen paranın tahakkuk ve tevdi keyfiyetinin Jandarmanın mülki veya adli görevinin icrasına yönelik bir faaliyete dayanmaması sebebiyle, eylemi yargılama görevinin adliye mahkemesine ait olduğuna dair tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek itirazın reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy