Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2008/96 Esas 2008/99 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2008/ 96
Karar No: 2008 / 99
Karar Tarihi: 05.06.2008

(5271 S. K. m. 231) (765 S. K. m. 7, 40, 50, 51, 52, 59, 62, 95, 415, 430) (2709 S. K. m. 174) (647 S. K. m. 6) (1632 S. K. m. 130, Ek m. 10) (2253 S. K. m. 12, 38) (5352 S. K. Geç. m. 2) (3682 S. K. m. 8)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 5728 sayılı Kanun'un 562'nci maddesi ile değişik CMK'nın 231/5-14 madde ve fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kurumundan sanığın yararlanması ile ilgili talebin, CMK'nın 231/6 madde ve fıkrasının (a) bendi uyarınca reddine karar verilebilmesi için, adli sicil kaydında yazılı mahkumiyet hükümlerine ait bilgilerin yeterli olup olmadığına, bu konuda askeri mahkemece değerlendirme yapılmasına gerek bulunup bulunmadığına ilişkindir.

Daire; 5728 sayılı Kanun'un 562'nci maddesiyle, CMK'nın 231 'inci maddesinde yapılan değişiklik sonucu, sanık hakkında HAGB kararı verilip verilemeyeceğinin belirlenmesi yönünden mahkumiyet hükmünü bozarken;

Başsavcılık; adli sicil kaydına göre daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunduğu anlaşılan sanığın, CMK'nın 231/6-a maddesi hükmü karşısında, temyiz incelemesine konu olan hizmete mahsus eşyayı kasten tahrip suçundan dolayı, herhangi bir takdir hakkının kullanılmasına gerek kalmaksızın HAGB kurumundan yararlanamayacağını, mahkumiyet hükmünün onanması gerektiğini ileri sürerek, Daire kararına süresinde itiraz etmiştir.

Dosya içerisinde mevcut bilgi ve belgelere göre askeri mahkemece; sanığın, 4.2.2006 tarihinde hizmete mahsus eşyayı kasten tahrip etmek suçunu işlediği kabul edilerek, eylemine uyan ASCK'nın 130/1, TCK'nın 62, 50/1-a ve 52/2'nci maddeleri gereğince, 1.500 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, sebebiyet verdiği 106,20 YTL Hazine zararının ASCK'nın 130/3'üncü maddesi uyarınca tazminine ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre 12,20 YTL nispi harç alınmasına dair kurulan hükümde, hüküm (21.11.2006) tarihi itibariyle, usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, bu konularda Daire ile Başsavcılık arasında bir ihtilaf da mevcut değildir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, 19.12.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un 23'üncü maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nın 231 'inci maddesinin başlığı Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması şeklinde değiştirilmek ve maddeye 5 ila 14'üncü fıkralar eklenmek suretiyle başlangıçta, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan dolayı hükmolunan, bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezalarıyla sınırlı olarak uygulamaya konulmuştur.

Daha sonra 8.2.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Sağlamak Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun un 562'nci maddesiyle, 5271 sayılı CMK'nın 231'inci maddesinin 5 ve 14'üncü fıkralarında değişiklik yapılarak, T.C. Anayasasının 174'üncü maddesinde koruma altına alınan inkılap kanunlarında yer alan suçlar dışında kalan başka bir suçtan dolayı hükmolunan, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi olanağı sağlanmak suretiyle bu kurumun uygulama alanı genişletilmiştir.

Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 17.4.2008 tarihli, 2008/79-68 Esas ve Karar sayılı kararında ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, Kanunun gerekçesinden; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, cezaların ertelenmesi ile ilgili mülga 647 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesindeki düzenlemeden, 5275 sayılı TCK'nın 5l'inci maddesindeki düzenlemeye dengeli geçişi sağlamak amacıyla; Türk Ceza Hukuku mevzuatında (Kısmen mülga 647 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesine benzer şekilde) bir atıfet kurumu olarak ele alınıp düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Her ne kadar 1.3.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun'un 1'inci maddesiyle ASCK'ya eklenen Ek 10'uncu maddesinde, Bu Kanunda yazılı suçlarla ilgili ... 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 23l'inci maddesinin beş ila on dördüncü fıkraları uygulanmaz hükmüne yer verilmiş ise de, temyiz incelemesine konu olan hizmete mahsus eşyayı kasten tahrip etmek suçunun 4.2.2006 tarihinde işlenmiş olması nedeniyle, TCK'nın 7/2'nci maddesi hükmü dikkate alınarak, sanık hakkında CMK'nın 231/5-14'üncü madde ve fıkraları uyarınca inceleme yapılmıştır.

Sanığın; inceleme konusu olan askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçunun niteliği, suç tarihi ve bu suçundan dolayı hükmolunan cezasının nev'i ve miktarı, 5728 sayılı Kanun'un 562'nci maddesiyle değişik, 5271 sayılı CMK'nın 23l'inci maddesinin 5 ila 14'üncü fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu kapsamına girmekte ise de, sanık hakkında bu hükmün uygulanabilmesi için CMK'nın 231/6 madde ve fıkrasında öngörülen;

a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,

b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

c) Suçun işlemesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi

Koşullarının oluşmasının gerektiği; (a) bendindeki ilk koşuldan ise bu kurumun, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti olmayan (ilk defa suç işleyen) sanık hakkında uygulanabileceği sonucu çıkmaktadır.

Adli Sicil Genel Müdürlüğü arşiv kayıtları esas alınarak, resmi bir belge olarak düzenlenen dosyadaki adli sicil kaydına göre, daha önce sanığın;

12.7.1999 tarihinde işlediği 765 sayılı TCK'nın 430/2 ve 415/1'inci maddelerine muhalefet suçlarından dolayı, İstanbul 1'inci Çocuk Mahkemesinin 8.10.2003 tarihli, 2001/1177 Esas ve 2003/562 Karar sayılı gerekçeli hükmü ile;

1) TCK'nın 430/2; 2253 sayılı Kanun'un 12/2-2; TCK'nın 59; 647 sayılı Kanun'un 4; TCK'nın 40; 2253 sayılı Kanun'un 38'inci maddeleri gereğince, 750.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verildiği,

2) TCK'nın 415/1; 2253 sayılı Kanun'un 12/2-2; TCK'nın 59; 647 sayılı Kanun'un 4; TCK'nın 40; 2253 sayılı Kanun'un 38'inci maddeleri gereğince, 3.000.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine karar verildiği, her iki hükmün 16.10.2003 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

15.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 48'inci maddesiyle yürürlükten kaldırılan 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 38'inci maddesine göre, cezaları ertelenen hükümlünün (sanığın), anılan maddenin 2'nci fıkrasına göre bir yıldan üç yıla kadar deneme süresine tabi tutulacağı öngörüldüğünden,

Söz konusu mahkumiyet hükümlerinin verildiği tarihte yürürlükte olan 2253 sayılı ÇMKGYUK'nın 38/1-4 maddesi hükümleri ile deneme süresi içinde suç işlenmemesi ve tabi tutulduğu koşullara uyması halinde mahkumiyetin (765 sayılı TCK'nın 95/2'nci maddesine göre) esasen vaki olmamış sayılacağı hükmü dikkate alınmak suretiyle, İstanbul 1'inci Çocuk Mahkemesinin anılan kararının getirtilerek, sanığın ne kadar deneme süresine tabi tutulduğu, deneme süresinde bu ertelemenin kalkıp kalkmadığı araştırılıp, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun Geçici 2'nci maddesinin atıfta bulunduğu 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 8'inci maddesi hükümleri de gözetilerek, sanığın, temyiz incelenmesine konu olan hizmete mahsus eşyayı kasten tahrip etmek suçunu işlediği 4.2.2006 tarihinde, adli sicil kaydındaki mahkumiyetlerinin silinmesi şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirildikten sonra, HAGB konusunda bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, Dairenin kararı da sonuç itibariyle isabetli olduğundan, Başsavcılığın aksi yöndeki itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy