Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2008/34 Esas 2008/31 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2008/ 34
Karar No: 2008 / 31
Karar Tarihi: 07.03.2008

(5271 S. K. m. 231) (2709 S. K. m. 174) (353 S. K. Ek m. 1) (5237 S. K. m. 7) (AYDK 21.02.2008 T. 2008/20 E. 2008/20 K.)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz aşamasında 8.2.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 562'nci maddesiyle değişik, 5271 sayılı CMK'nın 231/5-14'üncü madde ve fıkralarında düzenlenen Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun, mahkemesince takdir ve değerlendirilmesine olanak sağlanması bakımından, Dairece hükmün, diğer yönlerden temyiz incelemesi yapılmadan sadece bu yönden mi bozulacağı, yoksa hükmün usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden de incelenmesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.

Daire; hükmün verildiği tarihten sonra yürürlüğe konulan yasa değişikliği ve sanık hakkında belirlenen ceza miktarı gözetilerek; öncelikle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin, mahkemesince tartışılıp değerlendirilmesine olanak sağlanması bakımından hükmü öncelikle bu yönden bozarken,

Başsavcılık; normal bir temyiz incelemesi gibi hükmün; usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden incelenip, bu sıra ve esaslara uygun olarak verilip verilmediğinin saptanmasından sonra, 5728 sayılı Kanun'un 562'nci maddesiyle değişik, 5271 sayılı CMK'nın 231'inci maddesi hükümlerinden, sanığın faydalanıp faydalanamayacağının değerlendirilmesi bakımından hükmün bozulması gerektiği görüşü ile Daire kararına süresinde itiraz etmiştir.

5271 sayılı CMK'nın 231'inci maddesinin 5 ila 14'üncü fıkralarında düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, 8 Şubat 2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 562'nci maddesiyle yapılan değişiklikle uygulama alanı genişletilmiştir. Buna göre;

Bir sanık hakkında yapılan yargılama sonunda, Anayasanın 174'üncü maddesinde koruma altına alınan inkılap kanunlarında yazılı suçların dışındaki bir suçtan dolayı, iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına hükmolunmuş ise;

• Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkum olmamış bulunması,

• Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

• Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

Hallerinde, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek,

Sanık beş yıllık denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlemediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak, davanın düşmesine karar verilecektir.

5530 sayılı Kanun'un 61'inci maddesiyle değişik, 353 sayılı Kanun'un Ek 1'inci maddesiyle CMK'ya yapılan genel atıf nedeniyle bu kurumun (CMK'nın 231’inci maddesinin) askeri yargıda da uygulanacağı bir gerçektir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, yargılamada hükmün açıklanması sırasında dikkate alınması gereken, davayı ve cezayı ertelememekle birlikte, hükmün açıklanmasını erteleyen, kurulan hükmün sanık hakkında hiçbir hukuki sonuç doğurmamasını ve beş yıllık denetim süresi içinde kasten bir suç işlenmemesi ve denetimli serbestlik hükümlerine uygun davranılması şartına bağlı olarak davanın düşmesine karar verilmesini sağlayan yeni bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır.

5560 sayılı Kanunla ilgili TBMM Adalet Komisyonu Raporunda, Yürürlükten kaldırılan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanundaki düzenlemesi itibarıyla, erteleme, bir koşullu atıfet kurumu niteliği taşımakta idi. Buna göre, deneme süresi içerisinde yeni bir suçun işlenmemesi halinde, mahkumiyet vaki olmamış sayılmakta idi. Keza, erteleme, sadece hapis cezası açısından değil, ertelemenin bölünmezliği kuralı gereğince, diğer bütün ceza hukuku yaptırımları bakımından da, kural olarak, aynı sonucu doğurmakta idi. Buna karşılık 5237 sayılı Türk Ceza Kanun'unun sisteminde ise, erteleme, sadece hapis cezasına özgü bir infaz rejimi olarak düzenlenmiştir. Bu bakımdan, yeni sistemde artık ertelemenin bölünmezliği kuralından söz etmek mümkün değildir. Hapis cezası açısından bir infaz rejimi olarak kabul edilen ertelemede, hükümlü, denetim süresi zarfında kasıtlı yeni bir suç işlemediği ve kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde, hakkında hükmolunan hapis cezası infaz edilmiş sayılacaktır. Şayet hakkında hapis cezasının yanı sıra ya da sadece adli para cezasına veya güvenlik tedbirlerine hükmedilmişse, adli para cezası ve güvenlik tedbirleri bakımından erteleme söz konusu olmayacaktır. Bu durum, ertelemeyi hükümlü açısından, yürürlükten kaldırılan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu sistemindeki düzenlemeye nazaran daha ağır sonuçlar doğuran bir kurum haline getirmiştir. Bu nedenle kurumlar arasındaki dengeli geçişi sağlamak amacıyla, Türk Ceza Hukukuna ilişkin yeni mevzuatımızda, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, bir kurum olarak düzenlenmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmıştır. denilmiş olması da bu görüşü doğrulamaktadır (Dönem: 23, Yasama Yılı:2, TBMM S. Sayısı: 56).

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, bu kararın verilmesi ile birlikte sanığın beş yıllık denetim süresine tabi tutulduğu, bu süre içinde kasıtlı bir suç işlemediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davrandığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak, dava zamanaşımı süresi dolmadan davanın düşmesine imkan verdiği, sanığı hapse girmekten kurtardığı ve adli sicil kaydına geçmemesini sağladığı dikkate alındığında, bu yönleriyle bu kurum maddi ceza hukuku düzenlemelerini de içermektedir.

Prof. Dr. Erdener YURTCAN, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Açısından 5728 sayılı Yasa (www.ada1et.org.) adlı ders notunda Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının CMK'da yer alması, bu kurumun bir ceza normu içerdiğini ortadan kaldırmaz. Önemli olan, bir normun hukuki niteliğidir, yoksa hangi yasada yer aldığı değildir. Bu konuda sonuç açıktır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, bir suç failinin ceza evine girmesi/girmemesi konusudur. Bu niteliği ile de bir ceza normudur ve TCK'nın 7/2'nci maddesi çerçevesinde uyarlama yargılamasına açıktır ... şeklinde açıklama yapmıştır.

Açıklanan nedenlerle; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, CMK'da düzenlenmiş olmasına rağmen, maddi ceza hukuku ile de ilgili olup, sanıklar lehine sonuç doğurması olasılığı bulunduğundan, CMK'nın 231'inci maddesinde 8.2.2008 tarihinde yapılan değişiklikten önce karar verilip de, temyiz nedeniyle Askeri Yargıtay’da bulunan ve CMK'nın 231'inci maddesinin 14'üncü fıkrasında sayılan suçların dışında kalan bir suçtan dolayı verilmiş iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerine ait dava dosyalarıyla ilgili temyiz incelemesinin, As. Yrg. Drl. Krl.'nun 21.2.2008 tarihli, 2008/20-20; 2008/21-21; 2008/23-22; 2008/24-23 ve 2008/26-24 Esas ve Karar sayılı kararlarında da kabul edildiği üzere, normal bir temyiz incelemesinde olduğu gibi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi aşamasına gelmeden önceki safhalarla ilgili olması nedeniyle hükmün öncelikle usul, sübut, vasıf, takdir ve uygulama yönlerinden, bu sırayla incelenmesi ve bu yönden bir isabetsizliğin görülmemesi halinde, en son aşamada hükmün açıklanmasının geri bırakılması konusunun takdir ve değerlendirilmesinin, hüküm mahkemesince yapılmasına olanak sağlanması bakımından hükmün bozulması gerektiği sonucuna varıldığından, Askeri Yargıtay Başsavcılığının bu doğrultudaki itirazının kabulü ile, Askeri Yargıtay 1'inci Dairesinin hükmün öncelikle bozulmasına ilişkin 20.2.2008 tarihli, 2008/436-438 Esas ve Karar sayılı kararının kaldırılmasına, temyiz incelemesine devam edilmek üzere dava dosyasının anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy