Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2008/2238 Esas 2008/2243 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2008/ 2238
Karar No: 2008 / 2243
Karar Tarihi: 23.07.2008

(1632 S. K. m. 136, 144) (765 S. K. m. 59) (647 S. K. m. 6) (477 S. K. m. 56) (211 S. K. m. 76, 77) (Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliği m. 636) (AYDK 26.03.1998 T. 1998/52 E. 1998/48 K.) (AYDK 11.11.1999 T. 1999/157 E. 1999/196 K.)

Sanığın zarar doğuracak şekilde nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu işlediği sabit görülerek eylemine uyan ASCK’nın 136/1-B,C, TCK'nın 59/2 ve 647 sayılı Kanun'un 6'ncı maddeleri uyarınca 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın ertelenmesine ilişkin 4.2.2003 tarih ve 2003/48-20 sayılı mahkûmiyet hükmünün, Adli Müşavir tarafından sanık aleyhine temyiz edilmesi üzerine, Askeri Yargıtay 1’inci Dairesinin 20.9.2006 tarih ve 2006/1231-1229 sayılı ilamıyla Mahkemece suç vasfı konusunda bir irdeleme yapılmadığı, somut olayda sürekli bir görevlendirilmesi söz konusu olan sanığın durumunun nöbet ve nöbetçi tanımlarına uyup uymadığı ve dolayısıyla eyleminin ASCK’nın 136'ncı maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ya da görev gereklerine aykırı bir durumun olup olmadığı yönünden tartışılmadığı, yüklenen ve sübutu kabul edilen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğundan hiç söz edilmediği, özellikle maddi unsura dahil mazarrat öğesinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bir değerlendirme yapılmadığı belirtilerek mahkûmiyet hükmünün gerekçesizlik yönünden bozulmasına karar verildiği;

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, Askeri Mahkemece, sanığın, 5.11.2001 tarihinde zarar doğuracak şekilde nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu işlediği sabit görülerek eylemine uyan ASCK'nın 136/1-B,C, TCK'nın 59/2 ve 647 sayılı Kanun'un 6'ncı maddeleri uyarınca 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezanın ertelenmesine karar verildiği,

Bu hükmün adli müşavir tarafından birlik dahilinde içki içmek eyleminden dolayı emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilen diğer sanık Dz. Er C.Y. hakkında tesis olunan 25 gün hapis cezası yasa gereği ertelenmezken, sanık Dz.Er B.O.A.’nın B kapı nöbetçi çavuşu iken nöbet yerini terk edip içki içmek eyleminden dolayı ASCK'nın 136'ncı maddesi uyarınca tesis olunan 5 gün hapis cezasının yasanın olanak tanıması sonucu ertelenmesi suretiyle adaletsiz bir durum yaratıldığını, bu tür durumlarda adaleti yerine getirmek için hakimin takdir hakkını kullanması ve sanık B.O.A. yönünden temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayini ve erteleme konusunda takdirini kullanırken bu hususu göz önünde bulundurması gerektiğini belirttiği bir dilekçeyle sanık Dz.Er B.O.A. yönünden aleyhe temyiz edildiği,

Tebliğnamede, sanığın durumunun nöbetçi kavramına uymadığı ve dolayısıyla eyleminin ASCK'nın 136'ncı maddesine uymadığı, eylemin birliğe alkollü içki sokulmayacağına ve içilmeyeceğine ilişkin emre uyulmamak suretiyle emre itaatsizlikte ısrar olarak vasıflandırılması gerektiği belirtilerek suç vasfı hatası nedeniyle hükmün bozulması yönünde görüş bildirildiği; tebliğnameye ve aleyhe temyiz layihasına sanık tarafından yazılı cevap verilmediği, anlaşılmaktadır.

Yapılan incelemede; sanığın Gölcük Liman Emniyet K.lığı emrinde askerlik hizmetini yaparken 5.11.2001 günü yirmi dört saat esasına göre tutulan Poyraz B Kapı Nöbetçi Çavuşluk görevi ile görevlendirildiği, saat 09.00'da görevi devraldığı, saat 18.00'den sonra daha önce gizlice kışlaya soktuğu bir şişe votkayı nöbet tuttuğu nizamiye odasından zaman zaman uzaklaşıp arıtma tesisi arkasına giderek içtiği ve bitirdiği, kendisi gibi kışlada içki içmiş olup yanına gelen Dz.Er C.Y. (hakkındaki içki içmek eyleminden dolayı tesis olunan mahkûmiyet hükmü temyiz edilmeyerek kesinleşen) ile birlikte nizamiyede sohbet ettikleri, 6.11.2001 günü saat 03.00 sıralarında Dz.Er C.Y. ile birlikte yakındaki Astsubay Orduevi koğuşuna çıkan sanığın koğuş nöbetçisi Er E.S.'den Er A.Ö.yi uyandırmasını istedikleri, nöbetçinin karşı durması üzerine iddiaya göre Er C.'nin nöbetçiye müessir fiilde bulunarak 5 gün iş ve güçten kalacak şekilde yaraladığı ve sanığın olay yerinden kaçıp görev yerine döndüğü, nöbetçinin şikayeti üzerine sanık ile Er C.'nin tespit edilip yakalanmaları sırasında alkollü olduklarının anlaşıldığı, hemen sevk edildikleri sağlık merkezinde yapılan tespitte her ikisinin de % 200 promil ölçüsünde alkollü olduklarının belirlendiği, maddi vakıa olarak ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Mahkemece, sanığın sübut bulan eyleminden dolayı, sanığın tuttuğu B kapı uzman çavuşluk görevinin nöbet mahiyetinde olduğu, sanığın nöbet yerini bir süre boş bıraktığı ve bunun sonucu nöbet hizmetinin aksamasına ve manevi zararın doğmasına neden olduğu, sanığın bu suretle zarar doğuracak şekilde nöbet talimatına aykırı hareket etmek suçunu işlediği kabul edilerek yazılı olduğu şekilde mahkûmiyet hükmü tesis edilmiş ise de,

ASCK'nın 136/1-B,C maddesinde tanımlanan suçun oluşumu için, nöbet yerinin terk edilmesi veya başka suretle nöbet talimatına aykırı harekette bulunulması ve buna bağlı olarak bir zarar doğması gerekmektedir. Diğer taraftan, ASCK'nın 136'ncı ve 477 sayılı Kanun'un 56'ncı maddelerinde sözü edilen nöbet hizmeti, İç Hizmet Kanunu'nun 76 ve 77'nci maddeleri esasına göre düzenlenen ve TSK İç Hizmet Yönetmeliği'nin 636'ncı maddesine göre süresi 4 saati geçemeyen bir görev biçimidir. Sanığın somut olayda yirmi dört saat süren sürekli bir görevlendirilmesi söz konusu olduğundan, durumunun nöbet ve nöbetçi tanımlarına uymadığı ve dolayısıyla eyleminin ASCK'nın 136'ncı maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakta, Mahkemenin bu yöndeki değerlendirilmesinde isabet bulunmadığından hükmün suç vasfındaki hata nedeniyle bozulması gerekmektedir. Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 26.03.1998 tarih ve 1998/52-48; 11.11.1999 tarih ve 1999/157-196 sayılı kararlarında da sürekli bir görevlendirme tarzındaki hizmetlerin ASCK'nın 15/1'inci maddesi anlamında bir nöbet hizmeti olarak kabul edilemeyeceği açıkça belirtilmiştir.

Öte yandan, tebliğnamede sanığın eyleminin kışlaya içki sokmayı ya da içmeyi yasaklayan hizmete ilişkin emre uymamak suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu oluşturacağı ileri sürülmüş ise de, iddianamede sanığa diğer sanık Dz.Er C.Y.ya yapılanın aksine emirlere aykırı hareket ederek kışlaya alkollü içki sokmak ya da içmek isnadı yüklenmemiş olup, diğer bir deyişle emre itaatsizlikte ısrar suçuna konu olabilecek bir eylem tanımlanmamıştır. Kaldı ki, kışlaya içki sokmak ve içmenin yasak olduğuna dair emrin daha önce sanığa tebliğ edilmemiş olduğu ve suç tarihinden sonra 19.11.2001 tarihinde tebliğ edildiği, soruşturmada tespit edilmiş olup, bu haliyle sanık yönünden somutlaştırılmış, malum ve muayyen bir hizmet emri de söz konusu değildir. Bu nedenle sanık hakkındaki iddianamede olay tarihinde B kapı nöbetçi çavuşu olan sanık Dz.Er.B.O.A.nın nöbet mahallini terk etmek ve nöbette içki içmek şeklinde tanımlanan eylemin emre itaatsizlikte ısrar suçu kapsamında ele alınmasına da olanak bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, sanığın durumunun, kendisine birlik komutanınca verilen ve talimatı Dz.4'de bulunan yirmi dört saat süreli Poyraz B Kapı Nöbetçi Çavuşluğu görevi sırasında görev yerini terk etmesi ve görevi sırasında % 200 promil ölçüsünde alkollü çıkması hallerinin görev kapsamında irdelenmesi ve görev gereklerini yapmakta ihmalinin yada görevini kötüye kullanma halinin söz konusu olup olmadığının değerlendirilmesi ve suç vasfının buna göre belirlenmesi gerektiğinden, hatalı suç vasfı ile sonuç karar tesisi kanuna aykırı görüldüğünden mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy