Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2008/201 Esas 2008/205 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2008/ 201
Karar No: 2008 / 205
Karar Tarihi: 25.12.2008

(1632 S. K. m. 66) (765 S. K. m. 59) (Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği m. 17)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; değişen Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri de gözetilerek, daha önce kesinleşmiş ve infaz edilmiş mahkumiyeti bulunan sanığın askerliğe elverişlilik durumunun, asker hastanesi sağlık kurulunca tespitinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.

Daire; incelemeye konu suçun başlangıç tarihinden önce kesinleşmiş ve infaz edilmiş mahkumiyeti bulunan, ayrıca kendisine Nevrotik kişilik zemininde uyum bozukluğu teşhisi konulan, birliğince tanzim olunan kıt'a anket formunda uyuşturucu kullandığını beyan ettiği yazılı olan, kararsız ve sürekli düşünceli olduğu belirtilen sanığın, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Servisince düzenlenen gözlem kağıtları da dikkate alındığında, değişen Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri de gözetilerek, durumunun bir kez de asker hastanesi sağlık kurulunca değerlendirilerek, suç tarihlerinde askerliğe elverişli olup olmadığının belirlenmesi gerektiğine karar vermişken,

Başsavcılık; dava dosyası itibarıyla bir takım ruhsal rahatsızlıklarının varlığına dair bilgi-raporlar bulunan sanığın askerliğe elverişlilik durumunun, o tarihte yürürlükte bulunan Yönetmelik gereğince gözlem altına alınarak incelenmesine gerek bulunmadığı, sanığın askerliğe elverişliliğinin asker hastanesi sağlık kurulunca belirlenmesini zorunlu kılacak herhangi bir noksan hususun da mevcut olmadığı görüş ve düşüncesiyle, Daire ilamına süresinde itiraz etmiştir.

Dosya içeriğine göre, maddi vakıanın iddia ve kabulde açıklandığı şekilde gerçekleştiği, bu konuda yargılama makamları arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı görülmektedir.

Dava dosyasında bulunan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 2.9.2003 tarihli ve 2003/1798-728 E.K. sayılı mahkumiyet hükmü içeriğinden, sanığın 26.9.2001-13.6.2003 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK'nın 66/1-a ve 765 sayılı TCK'nın 59/2'nci maddeleri gereğince on ay hapis cezasına mahkum edildiği, bu hükmün 10.9.2003 tarihinde kesinleştiği ve infazının yapılarak, sanığın 11.10.2003 tarihinde şartla tahliye edildiği anlaşılmaktadır.

Sanığın aşamalarda ailevi ve psikolojik sorunları olduğunu, askerliğe adapte olamadığını, ayrıca sivilde tedavi gördüğünü beyan ettiği, kıt'a anket formunda ise, uyuşturucu kullandığını beyan ettiğinin yazılı olduğu görülmektedir.

Öte yandan, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Servisince sanık hakkında düzenlenen gözlem kağıtları ve muayene belgesinde iki kez Ajitasyon tanısıyla tedavi gören sanığın, madde kötüye kullanımı nedeniyle tedavi gördüğünü beyan ettiğinin, ayrıca yoksunluk sendromundan şüphelenildiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.

Yargılama sırasında askerlik şubesinden, birlik komutanlığından, önceki mahkumiyet hükmüne ilişkin dava dosyasından ve tedavi gördüğü 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Servisinden sanığın sağlık safahatına ilişkin tüm bilgi ve belgelerin getirtilerek dava dosyasına konulduğu, askeri mahkemece huzurda dinlenilen psikiyatri uzmanı bilirkişinin sanığı muayene edip dava dosyasını inceledikten sonra, sanıkta Nevrotik kişilik zemininde uyum bozukluğu bulunduğunu cezai ehliyetinin tam olduğunu ve askerliğe elverişliliğinin tespiti için adli gözlem altına alınmasına gerek bulunmadığını mütalaa ettiği görülmektedir.

Ancak, işlediği ilk firar suçundan sonra yakalanan sanık hakkında düzenlenen teslim tesellüm tutanağında, Hükümet tabipliğince düzenlenen raporda ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesine şevkine dair bilgi bulunduğunun bildirilmiş olması, 18.6.2003 tarihinde birlik komutanlığınca revire şevki üzerine düzenlenen raporda da 19.6.2003 tarihinde asker hastanesi psikiyatri polikliniğine şevkinin uygun görüldüğünün belirtilmiş olmasına karşın, bu hususlarda herhangi bir araştırma yapılmadığı görülmektedir.

Bu durumda, askeri mahkemenin yaptırmış olduğu bilirkişi incelemesinin, noksan bilgi ve belgeye dayandığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; işlediği ilk firar suçundan sonra yakalanan sanık hakkında düzenlenen teslim tesellüm tutanağında, Hükümet tabipliğince düzenlenen raporda ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesine şevkine dair bilgi bulunduğunun, 18.6.2003 tarihinde birlik komutanlığınca revire şevki üzerine düzenlenen raporda, 19.6.2003 tarihinde asker hastanesi psikiyatri polikliniğine şevkinin uygun görüldüğünün bildirilmiş olması hususları sanığın sağlık safahatıyla birlikte değerlendirildiğinde, 19.6.2003 tarihinde tutuklandığı belirlenen sanığın, psikiyatri polikliniğine sevk edilip edilmediğinin ve sonucunun ilgili asker hastanesi ve askeri ceza evinden araştırılması, gelen bilgi ve belgelerle birlikte 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Servisince sanık hakkında düzenlenen gözlem kağıtlarının içeriği açıklanmak suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından gerekli görülmesi halinde, sanığın suç tarihlerinde askerliğe elverişli olup olmadığının, gözlem altına alınmak suretiyle asker hastanesi sağlık kurulunca belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmış, daha önce askeri hastane sağlık kurullarınca hakkında herhangi bir tanı konulmayan ve henüz askerliğe elverişliliği yönünden yeterli inceleme yapılmayan sanığın durumunun, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin 17'nci maddesinde değişiklik yapan ve 16.7.2008 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeyle ilgisi ve irtibatı bulunmadığı gözetilerek, Askeri Yargıtay Başsavcılığının itirazına atfen Daire ilamının kaldırılmasına ve mahkumiyet hükmünün noksan soruşturma yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy