Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2008/199 Esas 2008/196 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2008/ 199
Karar No: 2008 / 196
Karar Tarihi: 04.12.2008

(765 S. K. m. 55, 59, 497) (5237 S. K. m. 31, 62, 149, 150) (Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği m. 17)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; duruşmada bilirkişi incelemesiyle psikiyatrik durumu saptanan sanığın, resen asker hastanesinde müşahede altına aldırılarak askerliğe elverişliliğinin tespitinin gerekip gerekmediğine, ayrıca, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin 17'nci maddesinde değişiklik yapan ve 16.7.2008 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenleme uyarınca, daha önce gasp (yağma) suçundan mahkumiyeti bulunan sanığın suç tarihlerindeki askerliğe elverişliliğinin saptanmasında yeni düzenlemenin göz önünde tutulmasının zorunlu olup olmadığına ilişkindir.

Daire; dava dosyasından anlaşılan rahatsızlığı ve sabıka kaydı dikkate alınarak, suç tarihlerinde cezai ehliyeti ve askerliğe elverişli olup olmadığı hususlarının tespiti için resen adli gözlem altına alınmasına karar verilen sanığın, istinabe olunan mahkemece huzurda dinlenilen psikiyatri uzmanı bilirkişinin mütalaasına itibar edilerek, cezai ehliyeti ve askerliğe elverişlilik durumu yönünden doğan şüphenin ortadan kaldırılmamasının yanında, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği’nin Arızalar ve Hastalıklar Listesinin 17'nci maddesinde yapılan değişikliğin, daha önce işlediği gasp suçu nedeniyle 11 yıl 1 ay 10 gün ağır hapis cezasına mahkum olan sanığın durumunu etkileyip etkilemeyeceğinin araştırılmamasının noksan soruşturma oluşturduğuna karar vermişken,

Başsavcılık; dava dosyası kapsamı itibarıyla, bir takım ruhsal hastalıklarının bulunduğuna dair bilgi-raporlar bulunan sanığın askerliğe elverişlilik durumunun, geçmişte infaz edilmiş mahkumiyetinin olmaması sebebiyle, o tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik gereğince gözlem altına alınarak incelenmesine gerek bulunmadığı, sanığın askerliğe elverişliliğinin asker hastanesi sağlık kurulunca belirlenmesini zorunlu kılacak herhangi bir noksan hususun da mevcut olmadığı görüş ve düşüncesiyle, Daire ilamına süresinde itiraz etmiştir.

Dosya içeriğine göre, maddi vakıanın iddia ve kabulde açıklandığı şekilde gerçekleştiği, bu konuda yargılama makamları arasında bir uyuşmazlığın bulunmadığı görülmektedir.

Dava dosyasında bulunan, Gaziantep 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 4.7.2002 tarihli ve 2002/199-232 E.K. sayılı mahkumiyet hükmü içeriğinden, 5.9.1984 doğumlu olan sanığın; 17.4.2002 tarihinde işlediği gasp suçundan, 765 sayılı TCK'nın 497/2, 55/3 ve 59'uncu maddeleri uyarınca, neticeten 11 yıl 1 ay 10 gün ağır hapis cezasına mahkum edildiği, bu hükmün 14.12.2002 tarihinde kesinleştiği,

5237 sayılı TCK'nın yürürlüğe girmesiyle yapılan lehe kanun değerlendirmesi sonucunda, Gaziantep 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinin 16.6.2005 tarihli ve 2000/199 esas - 2002/232 karar sayılı ek-kararı ile, önceki mahkumiyet kararının, 5237 sayılı TCK'nın 149/1-a-c, 150/2, 31/3 ve 62'nci maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis cezasına dönüştürüldüğü, uyarlama hükmünün 31.08.2006 tarihi itibarıyla kesinleşmediği görülmektedir.

Diğer taraftan, 23.4.2002 tarihinde tutuklanan ve hüküm tarihinde tutukluluğunun devamına karar verilen sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün kesinleşmesiyle, bu hükmün infazına başlandığı, ancak hükmün infazının 26.10.2004 tarihinde durdurulduğu belirlenmektedir.

Bu itibarla, henüz anılan ek kararın kesinleşip kesinleşmediği belirlenememekle birlikte, dosya içeriğinden, tutuklulukta ve hükümlülükte geçirilen sürenin (23.4.2002 - 26.10.2004) mahkumiyet süresini karşıladığı anlaşılmaktadır.

Öte yandan, sanığın mahkeme huzurundaki sorgusunda esrar kullandığını ve psikolojik sorunları olduğunu, birlik komutanlığınca tespit edilen ifadesinde ise, psikolojisinin bozulduğunu ve Çorlu Asker Hastanesi’ne tedavi için sevk edildiğini beyan ettiği görülmektedir.

Ayrıca, Çorlu Asker Hastanesinde psikiyatri uzmanı tarafından 8.3.2005 tarihinde yapılan muayenesi sonucunda, sanığa Antisosyal kişilik örüntüsü tanısı konularak, sivilde işlediği suçlara ait gerekçeli kararların aslı veya suretleri ile yeniden müracaatının istendiği anlaşılmaktadır.

Askeri mahkemece, dosya kapsamı dikkate alınarak, suç tarihlerinde cezai ehliyeti ve askerliğe elverişli olup olmadığı hususlarının tespiti için, sanığın resen adli gözlem altına alınmasına karar verilmiş; ancak, yargılama sırasında istinabe olunan mahkemece dinlenilen psikiyatri uzmanı bilirkişinin, 5.11.2007 tarihinde sanığı muayene edip talimat ekindeki belgeleri inceledikten sonra, sanığın cezai ehliyetinin tam ve askerliğe elverişli olduğunu, adli gözlem altına alınmasına gerek bulunmadığını mütalaa ettiği görülmüştür.

Asker şahısların safahatlarında yer alan olgu ve vakaların kronolojik bir analizini yaparak, varlığı tespit edilen olumsuz kişilik özelliklerinin veya psikiyatrik rahatsızlıkların hangi tıbbi kategori kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirleme ve bu durumun askerliğe elverişsizlik sebebi teşkil edip etmeyeceğine karar verme yetkisinin TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği hükümleri uyarınca askeri hastane sağlık kurullarına ait olduğu kuşkusuzdur.

Öte yandan, emre itaatsizlikte ısrar suçunun sırf askeri suçlardan olması nedeniyle, suç tarihlerinde askerliğe elverişli olmadıkları tıbben belirlenen failler açısından bu eylemlerin işlenemez suç niteliği taşıyacağı hususunda duraksama bulunmamaktadır.

Sanığın, askerliğe elverişliliğine ve cezai ehliyetine dair kuşkuları giderebilmek için, dava dosyasını inceleyip, sanığı muayene ettikten sonra askeri mahkeme huzurunda dinlenen psikiyatri uzmanı bilirkişinin, sanığın gözlem altına alınmasını gerekli görmeyerek mütalaasını sunduğu, ancak ayrıntılarıyla yukarıda açıklanan sağlık ve sabıka durumu gözetildiğinde, bilirkişi tarafından sunulan mütalaanın doyurucu olmadığı ve sanığın durumunu açıklayıcı tıbbi ayrıntı içermediği görülmektedir.

Bu itibarla; daha önce işlediği gasp (yağma) suçu nedeniyle 11 yıl 1 ay 10 gün ağır hapis cezasına mahkum olan ve uyarlama yargılaması sonucunda verilen ek kararla cezası 2 yıl 1 ay hapis cezasına dönüştürülen, bu süreçte, 23.4.2002-26.10.2004 tarihleri arasında tutuklu ve hükümlü olarak kaldığı anlaşılan sanığın, Çorlu Asker Hastanesi’nin 8.3.2005 tarihli muayene ve tedavi sonucu yazısıyla Antisosyal kişilik örüntüsü tanısı konularak, gerekçeli kararlarla birlikte yeniden müracaatının istenilmiş olması karşısında, sanığın gasp (Yağma) suçundan mahkumiyetine ilişkin hükmün (Kesinleşme şerhini içeren ek karar) ve infaz belgelerinin getirtilmesi, daha sonra suç tarihlerinde askerliğe elverişli olup olmadığının, gözlem altına alınmak suretiyle asker hastanesi sağlık kurulunca belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmış, daha önce askeri hastane sağlık kurullarınca hakkında Antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konulmayan ve henüz askerliğe elverişliliği yönünden yeterli inceleme yapılmayan sanığın durumunun, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin 17'nci maddesinde değişiklik yapan ve 16.7.2008 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren düzenlemeyle ilgisi ve irtibatı bulunmadığı gözetilerek, Askeri Yargıtay Başsavcılığının itirazının değişik gerekçe ile reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy