Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2008/166 Esas 2008/180 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2008/ 166
Karar No: 2008 / 180
Karar Tarihi: 06.11.2008

(353 S. K. m. 162, 177, 180)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulu önüne getirilen uyuşmazlığın konusu, bilirkişi tayinine ve yemin verdirilmesine ilişkin ara kararının, duruşmaya katılan üye hakim tarafından imzalanmamasının hükmün bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık teşkil edip etmediği noktasındadır.

Daire; bu eksikliğin hükmün bozulmasını zorunlu kılan bir usul hatası oluşturduğu sonucuna varmış iken,
Başsavcılık; üye hakimin imzasının bulunmadığı celsede yapılan işlemin nihai sonuç içermediğini, bu kararın her zaman değiştirilebileceğini ileri sürerek, karara itirazda bulunmuştur.

Dava dosyasına göre; sanığın kaybına sebebiyet verdiği iddia olunan askeri malzeme tutarının belirlenebilmesi için, 9.12.2003 tarihli duruşmada Lv.Bnb. T.K.'nın bilirkişi olarak tayinine karar verilerek huzura alındığı, kimlik tespitinin yapıldığı, bilirkişiliğe ve yemine engel hali olmadığının duruşma tutanağına geçilmesinin ardından usulüne uygun şekilde yemin verdirildiği, raporunu hazırlayabilmesi için mehil tanınmasını müteakiben de duruşmanın 27.1.2004 gününe bırakıldığı, ancak tutanağının bilirkişi tayin ve yemin verdirilmesine ilişkin ara karar bölümünün duruşmaya katılan üye hakim tarafından imzalanmadığı anlaşılmaktadır.

Ceza muhakemesi hukukunda Hemen uygulama ilkesinin geçerli olması nedeniyle, işlemlerin yargılama tarihinde yürürlükte olan yasaya göre yapılması esastır. 353 sayılı ASMKYUK'nın yukarıda açıklanan usulü işlemin yapıldığı 9.12.2003 tarihinde yürürlükte olan mülga 180/2'nci maddesinde; Hüküm ve kararların buna katılan askeri mahkeme kuruluna dahil olanlar tarafından imzalanacağı öngörülmüş, madde metninde ara veya nihai kararların bu uygulamanın dışında tutulduğunu akla getirilebilecek istisnai bir hükme yer verilmemiştir.

Bu yönüyle kanun; hüküm ve kararların duruşmayı yöneten askeri hakim subay üye, üye hakim ve tutanak katibi tarafından ayrı ayrı imzalanmasının usulü bir zorunluluk olduğunu öngörmüştür.

Madde metninde hükümden ayrı olarak kararlar ifadesine yer verilmesi ise, 353 sayılı Kanun'un duruşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte olan mülga 162'nci maddesinde sayılan yargılamayı sonuçlandıran (Beraat, mahkumiyet, düşme gibi) kararlar dışında, ayrıca yargılama faaliyetlerinin sürdürülmesine yönelik (Tutuklama, sanık-tanık-bilirkişi celbi, bir delilin iradından vazgeçme gibi) ara kararlarının da askeri mahkeme kurulu üyelerince imzalanması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Keza, 353 sayılı Kanun'un duruşmanın yapıldığı tarihte yürürlükte olan mülga 177'nci maddesinin duruşma tutanaklarının duruşmayı yöneten askeri hakim ve tutanak katibi tarafından imzalanmasının yeterli olduğuna ilişkin düzenlemesinin, hüküm ve ara kararlarını içeren duruşma tutanakları için geçerli olmadığı, hükümlerin ve ara kararların mutlak surette duruşmaya katılan kurul üyeleri ve tutanak katibi tarafından imzalanması gerektiği Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 22.9.1988 tarihli ve 1988/80-93, 28.1.1993 tarihli ve 1993/10-8, 12.12.1996 tarihli ve 1996/181-181 Esas ve Karar sayılı ilamlarında da açık bir biçimde kabul ve ifade edilmiştir.

Dosya içeriğinden anlaşılacağı gibi, 9.12.2003 tarihli celsede huzura alınarak yemini verdirilen ve mütalaasını hazırlayabilmesi için kendisine süre tanınan bilirkişinin 27.1.2004 tarihli duruşmaya gelmediği, 30.3.2004 tarihli karar duruşmasına iştirak ettiği, askeri mahkemece de herhangi bir kimlik tespiti yapılmadan, bilirkişiliğe ve yemine engel hali olup olmadığı irdelenmeden, yemini de verdirilmeden mütalaasının alındığı ve dava dosyasına konulan bu mütalaanın mahkumiyet hükmüne doğrudan dayanak yapıldığı görülmektedir.

Açıklanan durum çerçevesinde; 9.12.2003 tarihli duruşma tutanağında yazılı usulü işlemler, sonraki celselerde yöntemine uygun şekilde yenilenmemiş ve Kanun'un bilirkişinin tayin ve dinlenilmesine ilişkin amir hükümlerine aykırılık teşkil eden uygulamalar hükme esas alınmıştır.

Bu itibarla; Askeri Yargıtay 1'inci Dairesinin askeri mahkeme hükmünü belirtilen nedenlere dayalı olarak bozmasında kanuna aykırı bir yön ve isabetsizlik görülmediğinden, Başsavcılığın yerinde bulunmayan itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy