Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/90 Esas 2007/91 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 90
Karar No: 2007 / 91
Karar Tarihi: 05.07.2007

(1632 S. K. m. 114, 115, 130) (765 S. K. m. 80) (5237 S. K. m. 43)

Daire ile askeri mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusu; sanığa yüklenen memuriyet nüfuzunu sair suretle kötüye kullanmak suçuna ilişkin hüküm gerekçesinin yeterli olup olmadığı, ikinci olarak; müteselsilen askeri aracı ve eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçlarını oluşturan eylemlerin tek bir zincirleme suç mu, yoksa iki ayrı suç mu oluşturacağının belirlenmesine ilişkindir.

Dairece;

iki ayrı memuriyet nüfuzunu sair suretle kötüye kullanmak suçu yönünden;

Sanığa, tez çalışmalarında araştırma ve yazını islerine katılmak suretiyle yardımcı olan ve kızları TA. ve A.A.ya kendi makamında özel ders veren kısa dönem erbaşların sanığın emrinde görevli personel olup olmadığının, görevli değiller ise sanığa ait özel işler için ne suretle ve kimler tarafından görevlendirildiklerinin, bu konuda sanığın anılan personel üzerinde ne şekilde maddi veya manevi baskı uyguladığının, dolayısıyla amirlik veya üstlük nüfuzunu ne şekilde kötüye kullanmış olduğunun açıklıkla ortaya konulup, gerekçelerinin de açıklanarak hükme varılması gerekirken gerekçeli hükümde bu hususlarda yeterli gerekçe gösterilmeden mahkûmiyet hükmü tesis edilmesinin kanuna aykırılık oluşturduğu,

İki ayrı Müteselsilen Askeri Aracı ve Eşyayı Özel Menfaatinde Kullanmak suçu yönünden;

Sanığın, Manisa İl Jandarma Komutanlığına ait ve askerlik amaç ve menfaatlerine tahsis edilmiş olan askeri eşya niteliğindeki bilgisayar, lazer yazıcı ve askeri aracı özel menfaatinde kullandığı anlaşılmaktadır.

Sanığın, sözü edilen eylemlerini, aynı zaman dilimi içersinde ve aynı suç işleme kararına bağlı olarak gerçekleştirdiği ve bu eylemlerin tümünün müteselsilen askeri eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçunu oluşturduğu kabul edilmiş iken,

Askeri mahkemece;

İki ayrı memuriyet nüfuzunu sair suretle kötüye kullanmak suçu yönünden;

Sanık, kısa dönem çavuşların bizzat birebir amiri olmasa da aynı birlikte görev yapan üstleri konumundadır ve İl J.K.nın bulunmadığı durumlarda İl J.K. vekili dolayısıyla kısa dönem çavuşların amiri konumunda olacaktır. Sanığın kısa dönem çavuşların ve rütbeli personelin yardım etmesi için maddi ve manevi bir baskı uygulamasına askeri hiyerarşi açısından gerek yoktur. Zira sanık belirtildiği gibi aynı birlikteki üstleridir ve gereken durumlarda İl J. Komutan vekilidir. Sayılan nedenlerle, sanığın hukuki durumunun ortaya konulması için öncelikle amirlik ve üstlük gücünü ne suretle kötüye kullandığının astları üzerinde gerek maddi ve gerekse manevi baskıyı ne şekilde gerçekleştirdiğinin açıklıkla belirlenmesine gerek olmadığı,

İki ayrı Müteselsilen Askeri Aracı ve Eşyayı Özel Menfaatinde Kullanmak suçu yönünden; Sanığın müsnet suçlardan cezalandırılması yapılırken askeri aracı kaç defa özel menfaatinde kullandığı ya da İDM' de bulunan bilgisayarı kaç defa özel menfaatinde kullandığı hususları irdelenmemiş, tamamen farklı suç işleme kastı ile tamamen farklı hukuki konular üzerinde sanığın yaptığı usulsüz tasarruflar cezalandırılmıştır. Askeri aracı özel menfaatinde kullanmak hususu ile askeri eşya olan bilgisayar ve yazıcı cihazını özel menfaatinde kullanmak hususu iki farklı olgudur. Konuları farklıdır, kullanma amaçları farklıdır, dolayısıyla farklı zamanlarda farklı kasıtlarla işlendiği.. ileri sürülerek, önceki mahkûmiyet hükümlerinde direnilmesine karar verilmiştir.

I) İki ayrı memuriyet nüfuzunu sair suretle kötüye kullanmak suçları yönünden yapılan incelemede;

a) Öncelikle, uyuşmazlık konularından olan, hüküm gerekçesinin yeterli olup olmadığı konusu tartışılmış ve yapılan görüşme sonucunda;

Dava dosyasındaki delil durumuna göre; Manisa İl J.K.lığı İsth.Şb. Müdürü olarak görevli olan sanığın, tez hazırlıkları kapsamında İl Mrk. J. K.lığı bağlısı Muradiye J.Krk. K.lığında görevli kısa dönem çavuşlar M.G., Ö.K., Ö.B., F.T. ile Kh.Srv.Bl.K.lığı emrinde görülen M.K. ve C.Ö. isimli askerleri araştırma ve yazım işlerinde çalıştırmak ve kızlarına özel ders aldırmak şeklindeki eylemlerinin sabit olduğu anlaşılmış olup, kısa dönem erbaşların sanığın hukuki durumunun ortaya konulması için öncelikle amirlik ve üstlük gücünü ne suretle kötüye kullandığının, astları üzerinde gerek maddi ve gerekse manevi baskıyı ne şekilde gerçekleştirdiğinin açıklıkla belirlenmesine ilişkin noksan soruşturmanın bulunmadığı ve askeri mahkemenin bu suçlara ilişkin hüküm gerekçesinin de yeterli olduğuna karar verilmiştir.

b) Suçların vasfı ve sübutuna yönelik olarak yapılan tartışma ve görüşme sonunda;

Dava dosyasına göre, Jandarma Genel K.lığınca yayınlanan emir gereği, İl Jandarma Komutanlıkları nezdinde görev yapmakta olan kısa dönem er ve erbaşlardan, öğretmen olarak istifade edilmesi ve bu cümleden olarak, birliklerin sosyal tesislerinde veya komutanlıklarca tefrik edilecek uygun mahallerde, subay-astsubay ve uzman erbaş çocuklarına toplu olarak çeşitli eğitim branşlarında kurslar düzenlendiği, isteyen asker ailelerinin çocuklarının bu kurslara devam edebilecekleri öngörülmüş, Manisa İl J.K.lığınca da bu emir gereği, planlanan ve yürürlüğe konulan uygulamanın, İl J.K.lığı bünyesindeki sosyal tesislerde sürdürüldüğü ve bu hizmetin tüm personele genel olarak sunulduğu anlaşılmaktadır.

Manisa İl J.K.lığı İsth.Şb.Müdürü olarak görevli bulunan sanığın ise, Kasım 2003-Mart 2004 tarihleri arasında, Erzurum Üniversitesinde sürdürdüğü doktora eğitimine ilişkin, öğrenci sıfatıyla bizzat kendisinin çalışmak ve hazırlamakla yükümlü olduğu, tamamen Özel mahiyetteki ödev ve seminer çalışmaları ile ilgili olarak, İl J.K.lığı emrinde vatani hizmetlerini yapmakta olup doktora çalışmalarında kendisine yararlı olacaklarını değerlendirip tefrik ettiği kısa dönem er ve erbaşları kendi özel işi için çalıştırdığı ve bunun yanı sıra, aynı kısa dönem er ve erbaşlara, kızları T.A. ve A.A.'ya, kendi makam odasında özel dersler verdirdiği görülmektedir.

Makam ve Memuriyet Nüfuzunu Suiistimal suretiyle işlenen suçlar, ASCK'nın Birinci Kısım, Üçüncü Bab, Altıncı Faslında düzenlenmiş olup, bunlardan bazıları sayılmak suretiyle gösterilmiştir. 115'inci maddesi ile, altıncı fasılda yer alan diğer maddelerde yazılanlardan başka surette memuriyet nüfuzunu kötüye kullanma halleri hükme bağlanmıştır. Teknik bakımdan bu madde, genel ve tamamlayıcı hükümlerdendir. Yasanın, özel bir hüküm ile suç saymamış olduğu keyfi işlemler bu madde hükmü ile cezalandırılmaktadır.

Somut olayda, sanığın, yukarda anlatıldığı şekilde gerçekleştirdiği anlaşılan eylemlerinin sabit olduğu kurulumuzca kabul edilmekle birlikte, sübuta eren söz konusu eylemlerin, ASCK'nın 115'inci maddesinde yer alan Memuriyet nüfuzunun sair suretle kötüye kullanılması suçunu oluşturmayıp, sanığın, üstlük nüfuzunu kullanarak, bir kısım kısa dönem er ve erbaşı, yasaya aykırı olarak, değişik özel işleri ile ilgili olarak müteaddit zamanlarda çalıştırdığı anlaşılmakla, sanığın gerçekleştirdiği eylemlerinin, tipiklik açısından ASCK'nın 115'inci maddesine göre daha özel bir madde olan ASCK'nın 114/3'üncü maddesinde ifadesini bulan Askerleri kanuna aykırı olarak sair suretlerle çalıştırmak suçunu oluşturduğu ve bu suçun müteselsilen işlendiği (ASCK 114/3, TCK 80) kabul edilmiştir.

Öte yandan, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 80'inci maddesinde müteselsil (zincirleme) suç; Bir suç, işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün birkaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza .....artırılır. şeklinde tanımlanıp yaptırıma bağlanmıştır. Anılan madde ile suç oluşturan her bir eylemin bağımsız suç sayılarak ayrı ayrı yaptırıma bağlanması yerine teselsül oluşturan tüm eylemlerden dolayı sanığa tek bir ceza tayin olunması ile yetinilmesi esası benimsenmiştir.

Müteselsil suçun varlığının kabulü için, kanunun aynı hükmünü ihlale yönelik birden fazla suçun, aynı suçu işleme kararına bağlanabilmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla, farklı suç işleme kasıtlarıyla yapılan eylemler, aynı ve tek olan suç işleme kararındaki birlik sonucu gerçekleştirilmiş olmalıdır. Müteselsil suçta, suç işleme kastında birlik değil, suç işleme kararında birlik söz konusudur.

Suç işleme kararında birlik, her biri başka bir kastın sonucu olan, dolayısıyla ayrı ayrı suç oluşturan eylemleri birbirine bağlayan unsur olup, bu amaca yönelik olarak önceden kurulan genel bir plan ve niyeti ifade etmektedir. Sanığın işlemeyi düşündüğü suçu bir defada gerçekleştirmesi yerine, kısımlara ayırıp zamana yayarak gerçekleştirmesi, hareketinin önceki hareketinin devamı olması ve hareketleri arasında sübjektif bir bağlantı bulunması halinde suç işleme kararında birlik olduğu kabul edilmektedir. Suçların işlenme tarihleri arasında az veya çok bir zaman aralığının bulunması ve suç mağdurlarının birden fazla olması halinde teselsülü reddetmenin adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı genel olarak kabul edilmektedir.

Somut olayda, sanığın, özel işleri niteliğindeki doktora tezi yazdırmak ve kızlarına makam odasında ders verdirmekten ibaret eylemlerini, aynı zaman dilimi içinde ve aynı (bir) suç işleme kararı altında, Müteselsilen gerçekleştirdiği sonucuna varıldığından, sanığın tüm eylemlerinin tek bir Müteselsilen Askerleri Kanuna Aykırı Olarak Sair Suretlerle Çalıştırmak (ASCK'nın 114/3, TCK 80 veya YTCK 43 maddeleri) suçunu oluşturduğu sonucuna varıldığından, askeri mahkemece, Dairenin bozma ilamına karşı, direnilmek suretiyle tesis edilen mahkûmiyet hükmünün, suç vasfındaki hata ve uygulama yönlerinden ayrı ayrı bozulmalarına karar verilmiştir.

II) İki ayrı müteselsilen askeri aracı ve eşyayı özel menfaatinde kullanmak suçları yönünden yapılan incelemede;

Dosya kapsamındaki delillere göre: sanığın, tezlerinin çıktılarını Maliye Kısım Amirliğinde bulunan lazer yazıcıdan askeri malzeme olan kağıtları kullanmak suretiyle aldırdığı, bu tezlerini İstihbarat Değerlendirme Merkezinde bulunan bilgisayarlarda hazırlattığı, askeri bilgisayar İnternet hattını kullanmak suretiyle tezlerini Erzurum'daki öğretim üyesine gönderdiği, sanığın görevli olduğu İstihbarat Şubeye tahsisli askeri aracın sanığın eşinin ve kızlarının hizmetle ilgisi olmayan şahsi işlerinde ve özellikle Muradiye J.Krk. K.lığında görevli olup sanık tarafından tez çalışması yaptırılan askerlerden Çvş. Ö.B. ve Çvş. F.T.'nin Muradiye J.Krk.K.lığına, buradan da Manisa İl J.K.lığına gidiş dönüşlerinde, Celal Bayar Üniversitesinde görevli Prof. Dr. N.Ö., Yrd. Doç.ler M.T. ile A.B.'nin evleri ile Manisa İl J.K.lığına gidiş dönüşlerinde kullanıldığı, böylece, sanığın, Manisa İl Jandarma Komutanlığına ait olup askeri hizmete tahsis edildiği için askeri eşya niteliğindeki bilgisayar, lazer yazıcı ve makam aracını özel menfaatinde kullandığı anlaşılmaktadır.

(I)'inci bölümde Müteselsil (zincirleme) suç ile ilgili olarak yapılan açıklamalar ışığında, sanığın gerçekleştirdiği sabit olan söz konusu eylemlerini, aynı zaman dilimi içinde ve aynı (bir) suç işleme kararı altında, müteselsilen gerçekleştirdiği sonucuna varıldığından, sanığın tüm eylemlerinin tek bir Müteselsilen Askeri Eşyayı Özel Menfaati için Kullanmak (ASCK'nın 130/1, TCK 80 veya YTCK 43 maddeleri) suçunu oluşturduğu sonucuna varıldığından, askeri mahkemece, Dairenin bozma ilamına karşı, direnilmek suretiyle tesis edilen mahkûmiyet hükümlerinin, uygulamadaki hata nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy