Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/9 Esas 2007/7 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 9
Karar No: 2007 / 7
Karar Tarihi: 08.02.2007

(765 S. K. m. 35) (1632 S. K. m. 87) (211 S. K. m. 8)

Daire ile askeri mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusu, emre itaatsizlikte ısrar suçunun sübutu açısından noksan soruşturma bulunup bulunmadığından ibarettir.

Dosyadaki delil durumuna göre, ... Kışla içinde/dışında bira dahil alkollü içki içmek, uyuşturucu madde ve hap kullanmak, bu maddeleri kışla içine sokmak, sipariş yoluyla başkası adına almak, kışlaya sokmak yasaktır ve Kışla dışında erbaş ve erlerin yolda, arazide, kapalı veya açık mekanlarda gördükleri veya sahipsizmiş izlenimi veren çanta v.b. her türlü malzemeyi almaları, bunlara dokunmaları, kurcalamaları yasaktır şeklinde düzenleme içeren, Brl.K.lığının talimatının sanığa imza karşılığında daha önce tebliğ edilerek kişiselleştirildiği, sanığın bilgisi dahilinde bulunan bu hizmet emrinin gereğini yerine getirmeyerek, 12.3.2005 tarihinde yapılan kontrolde birlik dışına çıkarak alkollü içki içtiği, birliğe dönerken yasak çeşme denilen yerde sahipsiz bir koli görüp içindeki 3000 adet pet bardağı alıp alkollü içki ile beraber birliğe sokmaya çalıştığı sabit olup, esasen bu konuda Daire ile askeri mahkeme arasında herhangi bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır.

Ancak, Daire; sanığın emre itaatsizlikte ısrar suçunun tüm maddi unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının ortaya konabilmesi bakımından bazı hususların araştırılması gerektiğini belirterek, mahkumiyet hükmünün noksan soruşturma sebebiyle bozulmasına karar vermiş iken,

Askeri mahkeme, Daire kararında belirtilen noksanlıkların emre itaatsizlikte ısrar suçunun sübuta ermesi açısından herhangi bir etki ve öneme sahip olmadığını, mevcut delil durumu itibarıyla bu yönde bir soruşturmaya gerek de bulunmadığını ileri sürerek, önceki mahkumiyet hükmünde direnilmesine karar vermiştir.

Askeri mahkemenin direnme hükmünün gerekçesi incelendiğinde; Gerekçenin bir bölümünde; ...Mahkememizin ilk kararında belirtildiği gibi sanık kanuna karşı hile yapar gibi biraları birliğe midesinde sokmuştur.....Devriyeler uyanık davranarak görevlerini yapmışlar ve sanığı yakalamışlardır...... Sanığın hukuku bilen ve hatta kısa dönem askerlik yapan hakim, savcı veya avukat olduğunu varsayalım. Sanık biraları alıp tel örgünün bir metre dışında devriye ve nöbetçilere göstererek içse ve ben içeri gelmeyeceğim, amacım içeri girmek değildir, birliğime karşı bira içmektir, alkolün etkisi geçince ve kısa süreli firar oluşmadan döneceğim şeklinde bir söz söyleyerek bira içmeye devam etse ne olacaktır? Sanığı bu halde gören devriyeler firari eri yakalamayacaklar mıdır? veya sanığın firar ettiğini gören hazır kıt'a peşine düşmüş ve yakalamak üzere olsa sanık yine aynı savunmayı yapsa ne olacaktır? Sanığın siz beni yakalamasaydınız ben sarhoşluğum geçince 24 saat dolmadan birliğime geri dönecektim ve Disiplin Mahkemesinde yargılanmayarak sadece disiplin tecavüzünden ceza alacaktım demesi halinde ne olacaktır? şeklindeki bir değerlendirmenin yer aldığı görülmektedir.

Uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak yapılan incelemede; Sanık sorgusunda; tel örgüden atlayarak birlik dışına çıktığını ve on kutu bira alarak üç kutusunu içtiğini, diğer kısmını da yanına alarak taşıdığını ve birliğe getirmek niyetinde olduğunu, ancak bu aşamada iken nöbetçi tarafından fark edilerek yakalandığını beyan etmiştir.

Olayla ilgili olarak nöbetçi heyetince düzenlenen tutanakta; 12.3.2005 tarihinde Ord. Er. Eğt. Tb. 11 no.lu kulenin yanında bulunan yasak çeşme civarında 1984/1 Tertip Loj.Ds.K.lığı Poligon Takımında Görevli Ord.Er. H.K. elinde 7 adet Tuborg marka bira ve koli içerisinde üç bin adet (3000) pet bardak ile, tel örgüden içeri girerken Ord. Er. Eğt. Tb. devriyesi tarafından görülmüş olup akabinde bulunduğu yerde yakalanmıştır. Yakalandıktan sonra Gös. ve Tatb. Tb. A.M.M.'sına haber verilmiş olup, olay yerinde A.M.M.'sı komutanına, olay yerinde malzemelerle birlikte teslim edilmiştir. Daha sonra Gös. ve Tatb. Tb. Nöb.Sb. Ord. Er. H.K.'yı Loj.Ds.K.lığı Nöb.A.'ne malzemelerle birlikte teslim edilmiştir. İşbu tutanak tarafımızdan tanzim edilerek imza altına alınmıştır. şeklindeki tespit ve bilgilerin yer aldığı görülmüştür.

Askeri mahkemenin hüküm gerekçesinde yer alan, ...Sanık yakalandığında henüz birlik içerisine girmediğini beyan etmiştir. Sanığın tel örgüden içeriye girerken devriyeler tarafından yakalandığı tutanaktan anlaşılmıştır... şeklindeki değerlendirmesi ile sanığın, henüz birlik içine giremeden yakalandığı kabul edilmekle birlikte, gerekçenin ilerleyen bölümlerinde; ...Sanığın eylemi tel örgünün dışında sona ermiş gibi gözükse de sanığın amacı birlik içerisinde bira içmektir ve sanıkta bu amacına kısmen ulaşmıştır. Sanık üç adet birayı kutusu ile değil midesinde birliğe sokmuştur. Nitekim alkollü olduğu doktor raporu ile tespit edilmiştir. Ayrıca sanık arazide bulduğu bir koliyi de açarak 3000 adet plastik bardağı almıştır. Emrin amacı erbaş ve erlerin birlik içerisine içki sokmalarını ve dolayısıyla içmelerini önlemektir. Sanık tel örgüden içeri girmeden kanuna karşı hile yapar gibi üç tanesini içerek emre aykırı davranmıştır. Sanık hem üç kutu birayı dışarıda içmiş ve hem de yedi kutusunu içeri sokmaya çalışırken yakalanmıştır. Sanığa isnat olunan suç kendi ikrarından ve tüm dosya kapsamından anlaşılarak sübuta ermiştir... şeklindeki değerlendirme ile de, suçun sübuta erdiğinin kabul edildiği görülmektedir.

Askeri Ceza Kanununun 87/1’inci madde birinci cümlesinde yazılı emre itaatsizlikte ısrar suçunun oluşabilmesi için, amir tarafından verilmiş bir emrin bulunması, emrin konusunun hizmete ilişkin olması, bu hizmet emrinin suçun faili olan ast yönünden özelleştirilerek somut hale getirilmesi ve ast olan failin emre itaatsizlikte ısrar kastıyla hareket ederek emri hiç yapmaması gerekmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 8'inci maddesinde Emir; Hizmete ait bir talep veya yasağın sözle, yazı ile ve sair surette ifadesidir. şeklinde tanımlanmaktadır

Emrin (talep veya yasağın) yerine getirilmemesine ilişkin hareketin yapılması ile netice de gerçekleşmiş olup, emre itaatsizlikte ısrar suçu da tamamlanmış olmaktadır.

Netice, suç tipinde tanımlanan, dış alemde meydana gelmiş bir değişikliktir. Her suçta bir netice vardır. Bu netice bazen hareketten ayrıdır; bazen ise harekete bitişiktir.

Bazı suçlarda, neticenin gerçekleşmesini beklemeksizin, sırf ihlalin belirttiği hukuki netice ile suç tamamlanmış olur. Emre itaatsizlikte ısrar suçu, maddi yapısı itibarıyla, neticesi harekete bitişik suçlar gurubunda yer almaktadır.

Suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın ilgili hükümlerine göre; neticesi harekete bitişik suçlarda, suç tipinde tarif edilen hareket yapılır yapılmaz suç da tamam olacağından, bu gibi suçlarda tam teşebbüs hali düşünülemez; zira tam teşebbüste, hareketin yapılıp neticenin gerçekleşmemesi şarttır ve bu şart ancak neticesi hareketten ayrı suçlar bakımından söz konusu olabilir.

Neticesi harekete bitişik suçlara tam teşebbüs söz konusu olamazsa da, nakıs teşebbüsün düşünülmesi mümkündür ve bu imkanın varlığı bakımından şu kıstası göz önünde tutmak gerekir. Şayet neticesi harekete bitişik suçtaki hareket unsuru, parçalara bölünebiliyorsa, nakıs teşebbüs halinin gerçekleşmesi de mümkündür; çünkü failin bu parçalara bölünebilen hareketlerin bir parçasını yapıp diğer kısmını yapmaktan alıkonması mümkündür.

Dava konusu olayımızda, söz konusu emirde yasaklanan hareketlerin; ...kışla içinde/dışında bira dahil alkollü içki içmek, uyuşturucu madde ve hap kullanmak, bu maddeleri kışla içine sokmak, sipariş yoluyla başkası adına almak, kışlaya sokmak olduğu anlaşılmaktadır.

Buraya kadar yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, sanığın savunmasının doğruluğunun ve olay tutanağındaki tespitin gerçeği yansıtması halinde, sanığın, mezkur emirde sayılan yasak hareketlerden olan ...maddeleri kışla içine sokmak fiilinin eksik teşebbüs aşamasında kaldığından söz edilebilecektir.

Kendisine tebliğ edilen söz konusu emirde belirtilen yasaklara rağmen, sanığın, başlattığı hareketler zincirinin ilk halkası olarak, gizlice tel örgüden atlayarak birlik dışına çıktığı ve yasaklanan türden maddeleri alıp birliğe sokmak üzere dönüş yoluna girdiği, kışla sınırlarına geldiğinde, henüz tel örgüleri aşamadan, nöbetçiler tarafından yakalandığı sanığın beyanları ve dosyada mevcut tutanaktan anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda, sanığın, tebellüğ ettiği emre aykırı olarak gerçekleştirdiği icrai hareketlerinin, parçalara bölünebildiği ve sanığın, bu hareketlerin büyük bir bölümünü gerçekleştirmiş olmasına rağmen, en önemli ve sonuca etkili olan hareketinin sonuçlanıp sonuçlanmadığının net ve kesin bir şekilde belirlenemediği (mahkeme kararında da kabul edildiği veçhile) görülmektedir.

Bu açıklamalar ışığında; askeri mahkemece sanığın emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek direnilmek suretiyle mahkumiyetine karar verilmiş ise de; Dairenin bozma ilamında da açıklandığı gibi, sanığın, birlik dışında mı, birliğe girerken mi, yoksa birliğe girdikten sonra mı yakalandığının dosya kapsamından kesin bir şekilde anlaşılamaması karşısında, kışla içinde veya dışında yakalandığı hususunun net bir şekilde ortaya konması bakımından, dosyadaki tutanakta ismi geçen mümzilerin ve sanığı yakalayan nöbetçilerin kimliklerinin tespiti ile tanık olarak dinlenilmeleri gerekirken, bu tanıklar dinlenmeden ve yine sanığın bahsettiği yasak çeşme denen yerin birlik sınırı içinde mi yoksa dışında mı kaldığı hususu araştırılmadan, eksik soruşturma ile hükme varıldığı, ayrıca, yine sanığın, emrin 2'nci bölümünü oluşturan; ...Bu gibi malzemelerden uzak durulacak emniyet güçlerine haber verilip bölgeden uzaklaşılacaktır kısmına da aykırı hareket ederek, birliğe dönerken yasak çeşme denilen yerde sahipsiz bir koli görüp içindeki 3000 adet pet bardağı alarak, birliğe sokmaya çalışması eylemiyle ilgili olarak gerekçeli hükümde yeterli ve doyurucu bir açıklama, irdeleme ve değerlendirmenin yapılmadığı görüldüğünden,

Dairenin bozma ilamına uyulup, bozma gerekleri yerine getirildikten sonra bir karara varılması gerekirken, dava konusu olay dışında, varsayım içeren soru-cevap şeklinde kendince bir takım değerlendirmelere dayalı hukuki ve yasal olmayan gerekçelerle mahkumiyete ilişkin direnme kararı verilmesinde isabet görülmemiş ve hükmün eksik soruşturma sebebiyle bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy