Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/52 Esas 2007/55 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 52
Karar No: 2007 / 55
Karar Tarihi: 11.05.2007

(1632 S. K. m. 68) (AYDK 2002/79 E. 2002/78 K.) (AYDK 2001/61 E. 2001/62 K.)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlığın konusu, mehil içinde yakalanmakla sona eren firar suçunun sübutu açısından noksan soruşturma bulunup bulunmadığından ibarettir.

Daire; ...Sanık, ifadelerinde; birliğine katılmak için Dursunbey'den Balıkesir'e otobüs bileti aldığını ve otobüs saatini beklediğini belirtmiş olup; sanığın gideceği yerin Balıkesir, birliğinin bulunduğu yerin Tekirdağ olması dikkate alındığında, üzerinde Balıkesir'e gitmek için alınmış olan otobüs biletinin bulunmuş olması hâlinde dahi, bunun, başlı başına, birliğine katılma iradesini ve dehalet kastını gösteren bir delil ve emare mahiyetinde bulunmadığından, bu yönden noksan soruşturma bulunmadığını... kabul etmiştir.

Başsavcılık ise, ...Dava dosyasında, sanığın savunmasının aksini ortaya koyan bir delil ve emare bulunmamaktadır. Bu nedenle, sanığın savunmasına aksi yöndeki bir kabulün yasal dayanağı mevcut değildir. Bu hâlde, sanığın savunmasında belirttiği hususların araştırılarak, elde edilecek sonuçların, bu savunmayla uyumlu olması hâlinde, savunmanın doğru olduğunun ve sanığın birliğine dönme iradesi ortaya çıktıktan sonra yakalandığının kabulü zorunludur. Bunun için ise öncelikle, yakalandığı sırada sanığın üzerinde otobüs bileti ele geçirilip geçirilmediğinin aydınlatılması gerekmektedir.

Sanığın birliğinin Tekirdağ'da olması gözetilerek, üzerinde Balıkesir'e gidiş için alınmış otobüs biletinin bulunması hâlinde dahi, bu biletin, tek başına sanığın dehalet kastını ortaya koymaya yeterli olmadığına dair değerlendirmeye katılmak da mümkün olmamıştır. Zira, ikametgâhı Dursunbey İlçesinde bulunan sanığın, bir başka il merkezine gitmek için bu ilçeden vasıta bulması mümkün olmadığından, Tekirdağ'a gidebilmek için öncelikle Balıkesir'e gitmesi hayatın olağan akışına uygun bir davranış olduğu, bu itibarla, sanığın eyleminin hukukî vasfının her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkarılabilmesi için, yakalandığı sırada üzerinden birliğine dönüş için otobüs bileti çıkıp çıkmadığının araştırılmasının zorunlu olduğu, bu amaçla; Dursunbey İlçe Emniyet Müdürlüğü ve askerlik şubesi başkanlığından sanığın yakalanmasını müteakip düzenlenen üst arama tutanağının temin olunarak dava dosyasına ithali, bu belge temin edilemediği takdirde, dosyadaki tutanağı düzenleyen görevlilerin bu hususta beyanlarının tespitinin gerektiği düşünüldüğünden, mahkûmiyet hükmünün eksik soruşturma nedeniyle bozulmasına karar verilmesi... gerektiğini ileri sürmektedir.

Dosyada mevcut delil durumuna göre; Sanık Ord. Er C.K.'nın Tekirdağ 8.Mknz. P.Tuğ. Loj. Bkm. Brl. K.lığında görevli iken, 13.3.2004 tarihinde çıktığı çarşı izninden saat 17:00'e kadar dönmesi gerekirken dönmediği, bir süre firarda kaldıktan sonra 16.3.2004 tarihinde yapılan bir ihbar sonucu Balıkesir/Dursunbey'de bir kahvehanede polis tarafından yakalandığı anlaşılmaktadır.

Sanık savunmasında; rahatsızlandığını öğrendiği çocuğunu tedavi ettirebilmek amacıyla çarşı izninden dönmeyerek memleketine gittiğini, 16.3.2004 günü birliğine dönmek üzere otobüs bileti aldığını, otobüsün hareket saatini beklerken polisler tarafından yakalandığını ileri sürdüğü görülmüştür.

Mütemadi suçlarda (Firar, izin tecavüzü, bakaya, yoklama kaçağı gibi) temadi; yakalanmakla, kendiliğinden dönmekle veya dehalet kastı ile askeri veya resmî bir kuruma başvurmakla sona ermektedir. Dehalet (Katılma); suç kastından, suç işleme iradesinden vazgeçilmesini tanımladığı için, uygulamada firar veya izin tecavüzünde bulunanların, bilfiil kendi birliklerine katılmayıp, bulundukları yerdeki bir askeri birliğe, askerlik şubesine, askeri hastaneye ya da bir başka resmî kuruma başvurarak, suç işleme kasıtlarının sona erdiğini gösteren fiiller sergilemeleri hâlinde, suç temadisinin sona erdiği ve dolayısıyla suçun tamamlandığı kabul edilmektedir.

Askeri Yargıtay Daireler kurulunun 10.10.2002 tarih ve 2002/79-78, 14.6.2001 tarih ve 2001/61-62 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; Sanığın bilet alsa bile birliğine dönüp dönmeyeceği belli olmadığı gibi, birliğine dönmekten her an vazgeçmesi mümkündür. Dolayısıyla, birliğine dönmeye karar verdiğine dair sanığın mücerret beyanına itibar etmek olanağı bulunmamaktadır. Aksi hâlde, otogarda veya otogar civarında yakalanan, hatta dönüş bileti alıp cebine koyan her askeri şahsın kendiliğinden birliğine katılma iradesiyle hareket ettiğini kabul etmek gerekecektir.

Dava konusu olayda; Tekirdağ'daki birliğinde askerlik görevini yaparken, 13.3.2004 tarihinde çarşı izninde bulunduğu sırada firar eden ve 16.3.2004 tarihinde, yapılan bir ihbar üzerine memleketi olan Dursunbey'de, bir pasaj içindeki kahvehanede güvenlik kuvvetlerince yakalanan sanık, ifadelerinde; birliğine katılmak için Dursunbey'den Balıkesir'e otobüs bileti aldığını ve otobüs saatini beklediğini iddia etmiş ise de, sanığın üzerinde Balıkesir'e gitmek için alınmış olan otobüs biletinin bulunmuş olması hâlinde dahi, yukarıda belirtildiği gibi, bunun, başlı başına, birliğine katılma iradesini ve dehalet kastını ortaya koyacak önem ve mahiyette bir kanıt olmayacağı, dolayısıyla, sanığın yakalandığı sırada, üzerinden Balıkesir'e gitmek üzere dönüş için otobüs bileti çıkıp çıkmadığının araştırılmasına gerek bulunmadığı, bu itibarla noksan soruşturmanın mevcut olmadığı sonucuna varıldığından, mahkûmiyet hükmünün onanmasına ilişkin Askeri Yargıtay 4'üncü Dairesinin 20.3.2007 tarihli ve 2007/440-439 sayılı ilâmında isabetsizlik görülmemiş ve Başsavcılığın itirazının reddine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy