Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/5 Esas 2007/11 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 5
Karar No: 2007 / 11
Karar Tarihi: 08.03.2007

(1632 S. K. m. 131) (765 S. K. m. 491) (AYDK 30.10.2003 T. 2003/82 E. 2003/87 K.)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunda çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin, askeri eşyayı çalmaya tam teşebbüs ve askeri eşyayı gizlemek suçlarından hangisine vücut verdiğine ilişkindir.

Daire; Dava konusu olayda, sanığın, P.Er M.N. Ö.'ye zimmetli bulunan 493564 seri Nolu G-3 piyade tüfeğine ait aynı seri no.lu kasaturayı/garaj bölgesindeki silah mazgallarının yanındaki askıda asılı bulunan hücum yeleğinin üzerinden kimseye haber vermeksizin alarak sivil eşya deposunda kendi eşyalarının arasına koyup, yapılan araştırmalara rağmen kimseye bir şey söylememesi, 2 gün sonra kendisinden şüphelenilmesi üzerine kasaturayı aldığını söyleyip iade etmesi, kasaturayı gizlemek amacıyla değil, sahiplenmek amacıyla aldığını gösterdiğinden, eylemin askeri eşyayı çalmak suçunu oluşturduğu görüş ve düşüncesindedir.

Başsavcılık ise, Askeri eşyayı gizlemek suçunun unsurları kısmen askeri eşyayı çalmak suçuna benzemekle beraber, eylemin korunan menfaatin konusunu oluşturan ve ASCK'nın 131'inci maddesinde yazılı eşyaya yönelik olması yanında, yapılan eylemle bir zarar verilmesinin veya kendisinin veya başkasının lehine yarar sağlanmasının amaçlanmış olması gerekmektedir. Sanığın eşyaları arasında ele geçen malzemenin mal edinme kastıyla alındığı kesin olarak ispatlanamamaktadır. Tüm bu sebeplerle, askeri eşyayı gizlemek suçuna vücut veren eylemin sübuta erdiğinin kabulünün gerektiği görüş ve düşüncesini öne sürmüştür.

Dosyada mevcut delil durumuna göre; Sanığın 14.6.2004 tarihinde 15:45 nöbetine gidecek olan M.N. Ö.'ye zimmetli bulunan 493564 seri nolu G-3 piyade tüfeğine ait olan ve aynı seri no.lu kasaturayı, silah mazgallarının yanında bulunan askıda hücum yeleğinin üzerinden kimseye haber vermeksizin aldığı ve sivil eşya deposunda sakladığı, bir sonraki gün şüphe üzerine sorgulanan sanığın itiraf etmesi üzerine kasaturanın sivil eşya deposunda bulunduğu, hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde sabit olup, bu konuda bir ihtilafın da bulunmadığı görülmektedir.

Sanığın bu şekilde sübut bulduğu kabul edilen eyleminin hangi suça vücut verdiği konusuna gelince;

Askeri Ceza Kanunun 131 'inci maddesinde, askeri eşyayı gizlemek şeklinde düzenlenen askeri cürümün oluşması için öncelikle, failin askeri eşyayı gizleme özel kastının bulunması gereklidir. Bu özel kastın mahiyetini belirlemek bakımından TCK'nın 491'inci maddesinde öngörülen faydalanmak niyetinin kapsamı ve yerleşik Askeri Yargıtay kararlarındaki bu özel suça ilişkin değerlendirmeler dikkate alınmalıdır.

Kanun failin faydalanmak niyeti ile hareket etmiş olmasını, yani muayyen bir saiki, hususi kast olarak kabul etmiştir. Böylelikle, askeri eşyayı çalmak suçunu, maddi unsuru aynı veya benzeri olan suçlardan ayırmak kabil olabilmektedir.

Faydalanmak niyeti terimi maddi faydaya münhasır değildir. Manevi fayda dahi bu terime dahildir. Bu itibarla yalnız maddi bir fayda değil, zevk duymak, seyretmek gibi maksatlar da hususi kasta vücut verir. (F.Erem, N.Toroslu, Türk Ceza Hukuku, Ankara, 1983, 4. Bası sayfa 608, 609) şeklindeki değerlendirmelere göre, faydalanma niyetinin çok geniş bir kavram olarak algılandığı anlaşılmaktadır.

Askeri ceza hukukuna özgü olarak ihdas edilmiş olan askeri eşyayı gizlemek suçu, genellikle, çalındığı ya da zimmete geçirildiği hususunda herhangi bir emare bulunmayan askeri eşyalar bakımından uygulama alanı bulmakta; her ne kadar bu suç yönünden öngörülen temel ceza, ASCK'nın 131'inci maddesinde öngörülen askeri eşyayı çalmak ve zimmet gibi suçlar için öngörülen temel cezalardan farklı olmasa da, özellikle TSK'dan çıkarma fer'i cezasını gerektiren suçlar arasında bu suç sayılmadığından, askeri eşyayı gizlemek suçu, askeri eşyayı çalmak suçuna nazaran daha hafif nitelikte bir askeri cürüm olarak değerlendirilmektedir.

Her askeri eşyayı gizleme eyleminde, esasen, farklı saiklerden kaynaklanan faydalanma niyeti mevcuttur. Eşyanın sahibini takibata uğratmak, askeri birliğin düzen ve disiplinini bozmak, hatıra olarak saklayıp koleksiyona dahil etmek gibi saiklerle de hareket edilse, bunun sonuçta manevi fayda temin etme amacından kaynaklandığı açıktır. Ancak, bu suçun oluşumu için öngörülen manevi unsur, hırsızlık için öngörülen faydalanma niyetinin çok daha özel ve spesifik halidir. Nitekim, Askeri Yargıtay muhtelif kararlarında olayına özgü değerlendirmeler yapmakla beraber, askeri eşyayı gizlemek özel kastını ısrarla vurgulamıştır. Bu özel kastın ortaya çıkarılmasında, failin saiki, eylemi icra tarzı, oluşan sonuç ve suçun tanziminde hedeflenen hukuki menfaat göz önüne alınmalıdır. Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 30.10.2003 tarih ve 2003/82-87 sayılı kararı da bu doğrultudadır.

Yerleşik uygulamada, askeri eşyayı çalmak suçunun maddi unsuru, hırsızlık suçunun maddi unsurunu teşkil eden almak olduğu, kışla hudutları dışına çıkarılması halinde yararlanılabilecek olan silah ve benzeri askeri eşyanın çalınması söz konusu ise; almak unsurunun, bu tür eşyanın kışla dışına çıkarılmasıyla gerçekleşeceği, buna karşılık bulunduğu yerden alınmakla birlikte kışla dışına çıkarılmadan yakalanılması halinde suçun teşebbüs derecesinde kalacağı, bunun dışında, birlik içerisinde kullanımı ve tüketimi mümkün olan askeri eşyaların, fail tarafından kendi tasarruf alanına dahil edilmeleri ile müsnet suçun tamamlanmış olacağı kabul edilmektedir.

Bu değerlendirmeler ışığında somut olaya dönüldüğünde; sanığın, garaj bölgesindeki silah mazgallarının yanındaki askıda asılı bulunan mağdur P.Er M.N. Ö.'nün hücum yeleğinin üzerinde olan kasaturasını kimseye haber vermeksizin alarak sivil eşya deposunda kendi çantasına koyması, yapılan araştırmalara rağmen kimseye bir şey söylememesi, 2 gün sonra kendisinden şüphelenilmesi üzerine kasaturayı aldığını söyleyip iade etmesi şeklinde tezahür eden eylemi, ilk bakışta askeri eşyayı gizlemek suçunu düşündürmekte ise de, sanığın, sahibi belli olan ve askeri eşya olduğunda kuşku bulunmayan kasaturayı bulunduğu yerden gizlice alıp sivil eşya deposundaki şahsi çantasına koyup muhafaza etmek şeklinde devam eden hareketlerinin, askeri eşyayı gizlemek kastının ötesinde mal edinme kastı ile gerçekleştirildiği ve dolayısıyla sanığın eyleminin Askeri Eşyayı Çalmağa Teşebbüs suçunu oluşturduğu sonucuna varılmakla, Dairenin; askeri eşyayı gizlemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmünü suç vasfındaki hata nedeniyle bozması yerinde görüldüğünden, Başsavcılığın, eylemin; askeri eşyayı gizlemek suçunu oluşturduğuna ve dolayısıyla mahkûmiyet hükmünün para cezası yönünden düzeltilerek onanması gerektiğine ilişkin itirazı yerinde bulunmamıştır. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy