Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/47 Esas 2007/51 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 47
Karar No: 2007 / 51
Karar Tarihi: 11.05.2007

(5271 S. K. m. 220, 222, 232) (353 S. K. m. 207, 221, 222) (2709 S. K. m. 141)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken sorun; gerekçeli kararın başlık kısmında ve hüküm fıkrasında, duruşma tutanağında yazılı askeri savcı isminden farklı bir isme yer verilmesinin hükmün usul yönünden bozulmasını gerektirip gerektirmediğidir.

Daire; gerekçeli hükmün başlık kısmında ve hüküm fıkrasındaki askeri savcı ismi ile, kısa kararı içeren duruşma zaptının başlık ve hüküm fıkralarındaki askeri savcı isminin farklılık arz ettiğini, bu durumun, 5271 sayılı CMK'nın 220 ve 232'nci maddelerine aykırı ve hükmün esasını etkileyebilecek nitelikte hata olduğu sonucuna ulaşarak, mahkumiyet hükmünün usule aykırılık yönünden bozulması gerektiğini kabul ederken,

Başsavcılık; hükmün özüne etkili olmayan söz konusu usul hatası nedeniyle hükmün bozulmasının, yargılamayı uzatmak dışında herhangi bir yarar sağlamayacağı görüşü ile hükmün usul yönünden bozulmasının gerekmediğini ileri sürmektedir.

Duruşma tutanağı ile gerekçeli hükümde askeri savcının isimlerinin değişik şahıslar olarak yazılı bulunması veya gerekçeli hükmün hüküm fıkrasında askeri savcı ile tutanak katibinin ad ve soyadlarının bulunmaması halleri, temyiz sebeplerini gösteren 353 sayılı Kanunun 207'nci maddesinde sayılan kanuna mutlak aykırılıklar içerisinde gösterilmemiştir.

353 sayılı Kanunun 207'nci maddesinin 1 'inci fıkrasına göre; Temyiz, kural olarak hükmün kanuna aykırılığı sebebine dayanır.

2'nci fıkrasında ise; hukuki bir kuralın uygulanmaması yahut yanlış uygulanması kanuna aykırılık olarak belirtildikten sonra, 8 bent halinde hangi hallerde kanuna aykırılık bulunduğu tek tek sayılmıştır. Sayılan bu kanuna aykırılıklar içerisinde, duruşma tutanağı ile gerekçeli hükümde askeri savcının isimlerinin değişik şahıslar olarak yazılı bulunması veya gerekçeli hükmün hüküm fıkrasında askeri savcı ile tutanak katibinin ad ve soyadlarının bulunmaması hallerinin gösterilmemiş olması karşısında, yapılan bu hatanın, 207'nci maddede belirtilen mutlak bozma sebebi olarak nitelendirilmediği görülmektedir.

Ancak, 353 sayılı Kanunun 221 ve 222'nci maddeleri uyarınca yapılacak inceleme sırasında bu sayılan sebeplerin dışında kalan bazı yanlışlıkların da bozma sebebi yapılıp yapılmamalarında hükmün özüne etkili olup olmaması ölçü olarak alınmıştır. Yapılan yanlışlık hükmün özüne etkili ise bozma yapılabilecektir.

353 sayılı Kanunun, Askeri Yargıtay’ca hükmün bozulması başlıklı 221/2'nci maddesi; Askeri Yargıtay, aleyhine temyiz olunan hükmü hangi yönden kanuna aykırı görmüş ise o yönden bozar. şeklinde iken, 29.6.2006 tarihli ve 5530 sayılı Kanunun 50'nci maddesi ile yapılan değişiklik sonunda anılan madde; Askeri Yargıtay, temyiz edilen hükmü, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. şekline dönüştürülmüştür.

Anayasanın 14l/son maddesi; Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir... hükmünü amirdir.

Yukarıda yapılan yasal açıklamalar bağlamında somut olay incelendiğinde; Dava dosyasına göre; sanığın, çıktığı çarşı izninden dönmemek suretiyle 17.1.2001 tarihinde birliğini terk ettiği ve emniyet güçlerince yakalandığı 7.2.2006 tarihine kadar firar suçunu işlediği maddi vakıa olarak sabit olup, mahkemece, sanığın belirtilen tarihler arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; Yargılamanın sona erdirildiği 24.3.2006 tarihli oturumda duruşmaya askeri savcı Hak. Yzb. E.A.'nın katıldığı belirtilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararın başlık ve hüküm fıkrasında, heyete katılanlar bölümünde askeri savcı olarak Hak. Alb. H.K.'nın yazılı olduğu, yani gerekçeli hükmün başlık ve hüküm fıkrasındaki askeri savcı ismi ile, kısa kararı içeren duruşma zaptının başlık ve hüküm fıkrasındaki askeri savcı isminin farklı olduğu görülmüştür.

Gerekçeli hükümdeki askeri savcı ismi ile, hükmün tefhimini içeren duruşma zaptındaki askeri savcı isminde farklılık bulunması usule aykırı ise de, ceza yargılaması hukuku bakımından asıl olanın duruşma tutanağı olması (CMK 222), söz konusu tutanaklarda ise herhangi bir usul hatasının bulunmaması nedeniyle, gerekçeli kararın yazımı sırasında yapılan maddi hatanın bozma sebebi yapılmaması gerektiği, ayrıca Anayasanın 141/son ve 353 sayılı Yasanın 221'inci maddeleri de dikkate alındığında, hükmün özüne etkili olmayan söz konusu usule aykırılık nedeniyle hükmün bozulmasının, herhangi bir hukuki yarar da sağlamayacağı sonucuna varıldığından, isabetli görülen Başsavcılık itirazının kabulü ile, 3'üncü Kor. K.lığı Askeri Mahkemesince verilen 24.3.2006 tarih ve 2006/493-196 E.K. sayılı mahkumiyet hükmünü Usule aykırılık nedeniyle bozan Askeri Yargıtay 4'üncü Dairesinin 20.2.2007 tarih ve 2007/203-221 E.K. sayılı ilamının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesine devam edilmek üzere Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy