Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/30 Esas 2007/31 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 30
Karar No: 2007 / 31
Karar Tarihi: 12.04.2007

(353 S. K. m. 81, 207, 221) (5271 S. K. m. 193, 196) (2709 S. K. m. 141)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken sorun; sanığın 1.7.2005 ve 30.9.2005 tarihlerinde yapılan duruşmalara birliğinden celp edilmemesinin, hükmün usul yönünden bozulmasını gerektirip gerektirmediğidir.

Daire; 353 sayılı Kanunun 81, CMK'nın 193 ve 196'ncı maddelerine aykırı olan ve sanığın savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuran bu aykırılık nedeniyle mahkumiyet hükmünün usul yönünden bozulmasını gerektirdiğini kabul ederken,

Başsavcılık; hükmün özüne etkili olmayan söz konusu usul hatası nedeniyle hükmün bozulmasının, yargılamayı uzatmak dışında herhangi bir yarar sağlamayacağı görüşü ile hükmün usul yönünden bozulmasını gerektirmediğini ileri sürmektedir.

Dava dosyasına göre; tutuklu olarak yargılanmakta iken, 25.3.2005 tarihinde yapılan duruşma sonunda birliğine tahliye edilen ve asker olan sanığın, duruşmadan bağışık tutulması yönünde bir istemi olmadığı halde; takip eden duruşmalarda bulundurulması için birlik komutanlığına talimat yazılmadığı, bu nedenle duruşmalara gelmemesi üzerine yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu görülmüştür.

Anayasanın 141/son maddesi; Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir... hükmünü amirdir.

353 sayılı Kanunun, Askeri Yargıtay’ca hükmün bozulması başlıklı 221/2 nci maddesi, Askeri Yargıtay, aleyhine temyiz olunan hükmü hangi yönden kanuna aykırı görmüş ise o yönden bozar. şeklinde iken, 29.6.2006 tarihli ve 5530 sayılı Kanunun 50 nci maddesi ile yapılan değişiklik sonunda anılan madde; Askeri Yargıtay, temyiz edilen hükmü, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. şekline dönüştürülmüştür.

Yukarıda yapılan yasal açıklamalar bağlamında somut olay incelendiğinde;

25.3.2005 tarihinde yapılan duruşmada tutuklu olan sanığın, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunması ve son sözü tespit edildikten sonra tahliyesine karar verildiği, dosya, karar verilmek üzere tetkike alınarak, duruşmanın 1.7.2005 tarihine bırakıldığı, 1.7.2005 günü yapılan duruşmada, hakim değişikliği nedeniyle dosyanın yeniden tetkike alınmasına karar verilerek duruşmanın 30.9.2005 tarihine bırakıldığı, 30.9.2005 günü yapılan duruşmada, askeri savcının mütalaasında bir değişiklik olmadığını bildirmesi üzerine, hazır bulunmayan sanığın savunması ve son sözü yerine geçmek üzere dosyada mevcut ifadeleri okunmak suretiyle hüküm verildiği görülmüştür.

Sanığın 1.7.2005 ve 30.9.2005 tarihinde yapılan duruşmalara usulüne uygun olarak birliğinden celp edilmemesinin usule aykırı olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamakta ise de, sanığın sorgu, savunma ve son sözünün daha önceki duruşmalarda usule uygun olarak saptanmış bulunması, dosyada mevcut yazılı belgelerin sanığın huzuru ile okunup bir diyeceğinin olmadığının tespit edilmiş olması ve sanığın gıyabında yapılan celselerde usul veya esasa ilişkin herhangi bir yasal işlemin de gerçekleştirilmediği, ayrıca, sanığın bu yönde bir temyizinin de bulunmadığı dikkate alındığında, sanığın savunma hakkının kısıtlandığından söz edilemeyeceği gibi, hükmün özüne etkili olmayan söz konusu usul hatası nedeniyle hükmün bozulmasının, Anayasanın 141/son ve 353 sayılı Yasanın 221'inci maddeleri de göz önünde bulundurularak, yargılamayı uzatmak dışında herhangi bir yarar sağlamayacağı sonucuna varıldığından, isabetli görülen Başsavcılık itirazının kabulü ile Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesince verilen 30.9.2005 gün ve 2005/701-300 sayılı mahkumiyet hükmünü Usule aykırılık nedeniyle bozan Askeri Yargıtay 4'üncü Dairesinin 6.2.2007 gün ve 2007/177-170 sayılı ilamının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesine devam edilmek üzere Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy