Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/23 Esas 2007/18 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 23
Karar No: 2007 / 18
Karar Tarihi: 15.03.2007

(765 S. K. m. 51) (5237 S. K. m. 29) (5252 S. K. m. 9)

Daire ile Başsavcılık arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediğine ilişkindir.

Daire; askeri mahkemece, sanık hakkında haksız tahrik hükümleri uygulanarak suç ve hüküm tarihlerinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 51/1'inci maddesi gereğince cezasından indirim yapılmış ise de, olayda esasen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmadığını kabul ederken;

Başsavcılık; sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'da haksız tahrike ilişkin indirim oranı farklı şekilde düzenlendiğinden, hüküm mahkemesince lehe kanun değerlendirmesi yapılması gerektiğini ileri sürerek Daire kararına itiraz etmiştir.

Sanığa atılı suçun sübuta erdiğinin kabulü konusunda Daire ile Başsavcılık arasında uyuşmazlık bulunmayan olayda, sanığın asta müessir fiil suçunu haksız tahrik altında işleyip işlemediğinin ortaya konulabilmesi için sanık ve mağdur ile tanık beyanlarının tartışılıp irdelenmesi gerekmektedir.

Sanık J.Astsb. Üçvş. A.B.; mağdura yaptığı hareketin yanlış olduğunu, araç çıkartmak için kendisinden izin alması gerektiğini, olay yerini terk etmesini bağırarak söylediğini, mağdurun, bugüne kadar kimseden izin almadım, almam da dediğini, ağzında sakız olduğunu, esas duruşta bulunmadığını, ikazını dinlemediğini, ellerini sıkarak üzerine geldiğini, suçlamayı kabul etmediğini;

Mağdur (diğer sanık) Er F.K.K.; bölük komutanına malzeme almak için araç çıkarmak istediğini M.T.'ye söylediğini, sanığın, ne istediğini sorup ağzından sakızı çıkarmasını istediğini, cevap beklemeden elindeki gazeteyi rulo yaparak suratına vurduğunu, araçların sorumlusunun kendisi olduğunu, neden aracın kendisinden istenmediğini söylediğini, kendisinin, bölük komutanına araç çıkarttığımızda nöbetçi subayından izin almıyorduk dediğini, bölük komutanının beklediğini söylediğinde sanığın tokat ve tekme attığını, kendisinin vurmadığını;

Tanık Er H.A.; mağdurun M.T.'ye aracı çekmesini, komutana malzeme alınacağını söylediğini, onun da nöbetçi subayından izin almasını istediğini, bu sırada sanığın depodan çıkıp mağdura ağzındaki sakızı atmasını ve araç için kendisinden izin alması gerektiğini söylediğini, mağdurun, bugüne kadar kimseden izin almadık, almam da dediğini, sanığın elindeki rulo kağıtla mağdurun yüzüne vurduğunu, mağdurun aracı götürmekte ısrar etmesi üzerine sanığın mağdura tekmeyle vurduğunu, mağdurun tekrar aracın çekilmesi için bağırdığını ve sanıkla mağdurun birbirine girdiklerini;

Tanık Er E.K.; mağdur ile şoför arasındaki tartışmayı duyan sanığın araç çıkarmak için kendisinden izin alınması gerektiğini söylediğini, mağdurun o sırada sakız çiğnediğini, sanığın ikazı üzerine sakızı attığını, sanığın elindeki gazete ile mağdurun yüzüne vurduğunu, araç için önce kendisine söylenmesi gerektiğini bildirdiğini, mağdurun ben kimseden emir almam dediğini, bunun üzerine sanığın mağdura tekme vurduğunu; Tanık Er Z.A.; komutan habercisinin aracı nöbetçi subaydan izin almadan çıkarabildiğini, mağdurun bu nedenle sanığa selam vererek geçtiğini ve izin istemeden aracı çıkardığını, bu sırada sanığın aracı durdurduğunu, mağduru dövmeye başladığını ve küfrettiğini;

Tanık Astsb. O.A.; bağırtılar üzerine depodan çıktığında sanığın mağdura tokat attığını gördüğünü, nedenini sorduğunda mağdurun araç çekilmesi konusunda kendisine karşı gelip vurduğunu söylediğini, kendisinin olayın bu kısmını görmediğini;

Tanık Er B.Y.; mağdurun bölük komutanın aracını alıp giderken sanığın kendisine nereye gittiğini sorduğunu, mağdurun erzak almaya gittiklerini söylediğini, sanığın bölük komutanının her görevde böyle yaptığını belirttiğini, sanık ve mağdurun birbirine doğru ilerlediğini ve sanığın mağdura vurmaya başladığını gördüğünü;

Tanık Er H.Y.; mağdurun araç gerektiğini söylediğini, depodan çıkan sanığın kendisinden habersiz araç çekilmeyeceğini belirttiğini, elindeki kağıtlarla mağdurun suratına vurduğunu, tekme attığını, mağdurun bölük komutanının araç beklediğini tekrarladığını, sanığın kızarak mağdura tekme tokat giriştiğini;

Tanık Er M.T.; mağdurun, bölük komutanına malzeme alınacağını söyleyip aracın çıkarılmasını istediğini, kendisinin de nöbetçi subayından izin alması gerektiğini söylediğini, sanığın depodan çıkarak mağdura, benden izin aldın mı diye sorduğunu ve ağzındaki sakızı çıkarmasını istediğini, mağdurun bugüne kadar kimseden izin almıyorduk demesi üzerine sanığın elindeki rulo kağıdı mağdurun yüzüne vurduğunu, mağdurun kendisine tekrar araç çıkarmasını söylediğini, bunun üzerine sanığın mağdura tekmeyle vurduğunu ve kavgaya başladıklarını;

Tanık Er Z.Ş.; iddianamede belirtilen şekilde çıkan tartışma sırasında sanığın elindeki rulo kağıtla mağdurun yüzüne vurduğunu, ardından ağzındaki sakızı atmasını söylediğini, mağdurun sakızı attığını, ancak araç çıkarılması konusunda ısrar etmesi üzerine izin aldın mı diye sorduğunu, mağdurun bu güne kadar kimseden izin almadık, almam da dediğini, bunun üzerine sanığın, mağdurun karın boşluğuna tekme attığını;

Aşamalarda saptanan ifadelerinde beyan ettikleri anlaşılmaktadır.

Olayın nedeni ve başlangıcına ilişkin olarak yukarıda özetlenen beyanlardan; mağdur (diğer sanık) J.Komd. Er F.K.K.'nın 17.6.2001 tarihinde J.Ulş.Er M.T.'ye bölük komutanına malzeme alınacağını, araçla çıkmaları gerektiğini söylediği sırada levazım deposundan çıkan sanığın, mağdura araç çıkarmak için nöbetçi subayından yani kendisinden izin alması gerektiğini, neden kendisinden izin almadığını söylediği, mağdurun; bir kısım tanık beyanlarına göre bölük komutanına araç çıkarıldığında nöbetçi subayından izin alınmadığını, bir kısım tanık beyanlarına göre, şimdiye kadar izin almadığını, yine izin almayacağını beyan ettiği, bu sırada ağzında sakız bulunduğu, ikaz üzerine sakızı attığı, sanığın elindeki rulo şeklindeki kağıtla mağdurun yüzüne vurduğu, mağdurun araç çıkarılması konusundaki ısrarı üzerine sanığın tokat ve tekme attığı anlaşılmaktadır.

Suç ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 51'inci maddesinde; haksız bir tahrikin husule getirdiği gazap veya şedit bir elemin tesiri altında suç işleyen; 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 29'uncu maddesinde; haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kişi hakkında tayin olunacak cezanın belirtilen maddelerde gösterilen oranlarda indirilmesi öngörülmüştür.

Haksız tahrik, kişinin haksız bir hareketin kendisinde meydana getirdiği hiddetin (öfkenin, gazabın) etkisi altında bir suç işlemesi halinde kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan bir nedendir. Haksız tahrik halinde failin iradesinde bir azalma meydana gelmektedir. Böylece haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddetin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği, önemli ölçüde azalmış bulunmaktadır. Böyle bir etki altında kalan kişinin kendini yönlendirme veya belli fiilleri işlemekten alıkoyma yeteneğinin tam olduğundan bahsedilemez. Ancak, hiddetin kusur yeteneğini zayıflatan bir etkisini kabul edebilmek için, bunun haksız bir fiilden kaynaklanması gerekir (Doç. Dr, İ. ÖZGENÇ, TCK Gazi Şerhi, 3. bası, 2006, s. 409).

Haksız tahrike yönelik deliller ve yasal açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; olay günü bölük komutanına malzeme alınacağı gerekçesiyle şoför Er M.T.'ye bağırarak araç çekmesini isteyen mağdurun sözlerini duyarak çalışmakta olduğu levazım deposundan çıkan nöbetçi subayı sanığın; sakız çiğnemekte olan mağdura, ağzındaki sakızı atması konusundaki ikazından sonra araç çıkarılması için nöbetçi subayı olarak kendisinden izin alması gerektiğini söylediğinde, mağdurun ağzındaki sakızı atmakla birlikte, bir kısım tanık anlatımlarına göre, bölük komutanı için araç çıkarıldığında nöbetçi subayından izin alınmadığını, bir kısım tanık anlatımlarına göre, şimdiye kadar kimseden izin almadığını ve almayacağını söylemesi, araç çıkarma konusundaki ısrarını sürdürmesi, üstü ile konuşurken sakız çiğnemeyi sürdürüp, ancak üstünün ikazı üzerine sakızı atması, askerlik hizmetinin gereği olarak amir ve üstüne karşı askeri adap ve usullere uygun olarak göstermekle yükümlü olduğu saygıyı göstermeyip disipline aykırı söz ve davranışlar sergilemesi karşısında; askeri mahkemece, sanığa atılı asta müessir fiil suçunun haksız tahrik altında işlendiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Ancak, sanık hakkında haksız tahrik nedeniyle 765 sayılı TCK'nın 51/1'inci maddesi uygulanarak indirim yapılmış ise de, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 29'uncu maddesinde, hafif-ağır haksız tahrik ayrımı yapılmayıp, indirim oranları da farklı şekilde düzenlendiğinden, 5252 sayılı Kanunun 9'uncu maddesi gereğince lehe kanun konusunda mahkemesince değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varıldığından; Başsavcılık itirazının kabulü ile Dairenin sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğu, ancak aleyhe temyiz bulunmadığından, bu hususun bozma nedeni yapılmayarak, para cezası yönünden mahkumiyet hükmünün düzeltilerek onanmasına ilişkin kararının kaldırılmasına; mahkûmiyet hükmünün, lehe kanun konusunda mahkemesince değerlendirme yapılmasına olanak sağlanması yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy