Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2007/16 Esas 2007/9 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2007/ 16
Karar No: 2007 / 9
Karar Tarihi: 01.03.2007

(5271 S. K. m. 34, 230) (1632 S. K. m. 30) (353 S. K. m. 207, Ek m. 1)

Daire ile askeri mahkeme arasında ortaya çıkan ve Daireler Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; müteselsilen memuriyet nüfuzunu sair surette kötüye kullanmak suçundan cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında ASCK'nın 30/2'nci maddesi gereğince takdiren TSK'dan çıkarma cezası uygulanmasının yerinde olup olmadığı ve müteselsilen memuriyet görevini kötüye kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmü nedeniyle teselsülü oluşturan eylemlerden birinin sübut bulup bulmadığı konularına ilişkindir.

Daire; müteselsilen memuriyet nüfuzunu sair suretle kötüye kullanmak suçundan cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında ASCK'nın 30/2'nci maddesi gereğince takdiren TSK'dan çıkarma cezası uygulanmasının yerinde olmadığı ve müteselsilen memuriyet görevini kötüye kullanmak suçundan kurulan mahkumiyet hükmü nedeniyle H.S.B. ile ilgili eylemin sübutu konusunda kuşku bulunduğunu kabul ederken;

Askeri mahkeme; her iki suçtan kurulan mahkumiyet hükümlerinin usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna vararak direnmek suretiyle mahkumiyet hükümleri kurmuştur.

Kurulumuzca uyuşmazlık konularının görüşülmesine geçilmeden önce, askeri mahkemece sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin direnmeye ilişkin olarak yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediğinin tartışılması gerektiği kararlaştırılarak, inceleme bu yönde sürdürülmüştür.

Dava dosyası incelendiğinde; Askeri Yargıtay 3'üncü Dairesinin 18.7.2006 tarihli kararı ile mahkumiyet hükümlerinin bozulması üzerine, askeri mahkemece, mahkumiyet hükümlerine ilişkin önceki gerekçe aynen tekrarlanarak; ... Askeri mahkememizin 7.6.2006 gün ve 2006/1443-834 sayılı sanık hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu kanaatine varılarak bu mahkumiyet hükümlerinde direnilmesine karar verilmiştir. ... şeklinde bir gerekçe eklenip, önceki hükümde direnilmesine karar verildiği görülmektedir.

Anayasanın 141/3'üncü maddesi; Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. hükmünü içermektedir. Bu temel kural, 353 sayılı Kanunun 5530 sayılı Kanunla değişik Ek-1'inci maddesinin atıfta bulunduğu 5271 sayılı CMK'nın 34/1'inci maddesinde de; Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli olarak yazılır. şeklinde yer almış olup; aynı kanunun 230'uncu maddesinde; gerekçe yazımında göz önünde tutulacak esaslar ve hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

353 sayılı Kanunun 207'nci maddesinde ise; temyizin kural olarak hükmün hukuka aykırılığı nedenine dayandığı, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanmasının hukuka aykırılık oluşturduğu açıklandıktan sonra, hukuka kesin aykırılık varsayılan haller tek tek gösterilmiş olup, belirtilen haller temyiz incelemesi yönünden mutlak bozma nedeni niteliğindedir. Hükmün gerekçeden yoksun olması da anılan maddenin üçüncü fıkrasının G bendinde hukuka kesin aykırılık varsayılan hallerden biri olarak yer almıştır.

Gerekçe, hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak açıklanmasıdır. Gerekçe, dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde geçerli, yeterli ve yasal olmalıdır. Açıklanan özellikleri içermeyen bir gerekçeyle hüküm kurulması yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açar. Keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, denetimde kolaylık sağlamak için hükmün gerekçeli olması gerekir.

Somut olay yapılan açıklamalar ışığında irdelendiğinde; Askeri Yargıtay 3'üncü Dairesince bozulmasına karar verilen hüküm aynen tekrarlanarak ve sadece ...sanık hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu kanaatine varılarak bu mahkumiyet hükümlerinde direnilmesine karar verilmiştir... şeklinde bir açıklamaya yer verilerek, bozma kararına neden uyulmadığına, önceki hükümde hangi nedenlerle direnildiğine ilişkin olarak yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından; sanık hakkındaki mahkumiyet hükümlerinin usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy