Askeri Yargıtay Daireler Kurulu 2006/117 Esas 2006/111 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2006/ 117
Karar No: 2006 / 111
Karar Tarihi: 04.05.2006

(5237 S. K. m. 43, 191) (353 S. K. m. 166) (1632 S. K. m. 82) (765 S. K. m. 59, 80)

353 sayılı Kanunun 166'ncı maddesi; Sanık suçun hukuki mahiyetinin değişmesinden önce haber verilip de, savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanuni unsurları ile gösterilen suça ilişkin kanun hükmünden başkası ile mahkûm edilemez.

Cezanın arttırılmasını gerektirecek sebeplerin ilk defa duruşmada ileri sürülmesi halinde de, aynı hüküm uygulanır... düzenlemesini içermektedir.

Sanık hakkında düzenlenen iddianamede, sanığın 11.3.2003 tarihinde on kişiye karşı hakaret ve müessir fiil suçlarını işledikten sonra, Şikayet eden olursa hepinizi yine döverim, öldürürüm şeklindeki sözleri ile, şartlı tehdit suçunu işlediği öne sürülmüş ve TCK'nın 191/1 'inci maddesinin on kez uygulanması suretiyle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. Sanığın sorgu ve savunması iddianamede yazılı şartlı tehdit suçuna göre saptanmış, aynı oturumda mağdurların bir kısmının erbaş olmaları nedeniyle, eylemin müteselsilen üstü tehdit suçunu oluşturması ve ASCK' nın 82/2 ve TCK' nın 80'inci maddelerinin uygulanması ihtimaline binaen, sanıktan ek savunması sorulmuştur. Sanığın önceki savunmalarını tekrar ettiği, hükmün de ASCK' nın 82, TCK'nın 80 ve 59/2'nci maddelerine göre kurulduğu görülmüştür. Sanığa değişen suç vasfına göre ve usulüne uygun olarak, ek savunma hakkı verilmiş olduğu anlaşıldığından, askerî mahkemenin usule ilişkin direnme hükmünün yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu tespitten sonra esasın incelenmesine geçilmiştir.

Dava dosyasına göre; askerlik hizmetini GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Destek Kıta’ları Komutanlığı emrinde yapan sanığın, olay günü kışlaya içki getirerek içtiği, alt tertiplerin mıntıka temizliğini iyi yapmadıklarını öğrenmesi üzerine, 82/3 ve 82/4 tertiplerin saat 22.00'da koğuşta toplanmalarını istediği, Çvş. T.U., Onb. A.Ç., Onb. C.Y. ile Erler Y.Ö., M.D., U.B., M.D, A.E., İ.Ö. ve S.B.'nin koğuşta toplandıkları, adı geçenleri bir sıralı safa sokan sanığın, her birine tokatla vurup küfür ettikten sonra, şikayet etmeleri halinde yine döveceğini, askerlikleri boyunca ıstırap çektireceğini, komutanların saat 17.00'ye kadar mesaide olduklarını, saat 17.00'den sabaha kadar kendilerinin hakimiyetinin bulunduğunu ifade ederek, Şikayet eden olursa hepinizi yine döverim, öldürürüm dediği, müteselsilen üste fiilen taarruz ve müteselsilen üste hakaret suçlan nedeniyle kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, sanık müdafiinin temyizi üzerine onandığı anlaşılmaktadır.

Mağdurların aşamalarda gerek kendi içlerinde ve gerekse birbirleri ile uyumlu anlatımları yanında, sanığın kanında 35 mg. alkol bulunduğuna ilişkin doktor raporu, psikiyatrik yönden sağlam olduğuna ilişkin bilirkişi mütalâası ve tüm dosya içeriğine göre, suçun sübutunun kabulünde ve üstü tehdit olarak vasıflandırılmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.

Hüküm tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 80'inci maddesi, Bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün birkaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile, bir suç sayılır. Fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza... artırılır. düzenlemesini içermekteyken;

Hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 43/2'nci maddesi ile; Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda... zincirleme (müteselsil) suç hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda zincirleme suç başlığı altında yapılan bu düzenleme, doktrinde aynı neviden fikrî içtima olarak adlandırılmaktadır. (İ.ÖZGENÇ; Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Üçüncü Bası, Ocak 2006, s: 558-565).

Aynı neviden fikri içtima, bir fiille aynı suçun birden fazla kişiye karşı işlenmesi biçiminde tanımlanmaktadır. Bir fiille birden fazla kişiye hakaret edilmesi, birden fazla kişiye cinsel tacizde bulunulması, birden fazla kişinin tehdit edilmesi bu içtima şekline ilişkin örnekleri oluşturmaktadır.

Aynı neviden fikri içtima ile zincirleme (müteselsil) suç arasında müştereklik yoktur. Aynı neviden fikri içtima halinde, tek bir suç vardır ve bir cezaya hükmolunur. Ancak verilecek ceza zincirleme suç için öngörülen oranda arttırılır.

Mülga 765 sayılı TCK'nın 80'inci maddesi, müteselsil (zincirleme) suçlarda verilecek cezanın altıda birden yarıya kadar arttırılmasını öngörmüşken; 5237 sayılı TCK'nın 43/1'inci maddesi, cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar arttırılacağı hükmünü içermektedir. Bu yönüyle, 765 sayılı TCK düzenlemesinin, 5237 sayılı Kanuna göre sanığın lehine olduğu açıkça görülmektedir.

Lehe kanun değerlendirmesi yapmak, hüküm mahkemesinin yetkisi kapsamı içinde bulunmakta ise de; herhangi bir takdiri gerektirmeyen ve açıkça belli olan konularda, olayına münhasır olarak Askeri Yargıtay’ca da lehe kanun değerlendirmesi yapılmasına olanak bulunmaktadır.

Bu nedenle; sanığın müteselsilen üstlerini tehdit suçunu işlediği kabul edilerek, cezasının 765 sayılı TCK'nın 80'inci maddesi uyarınca 1/6 oranında arttırılması suretiyle kurulan direnme hükmünün, hükmün kurulduğu tarihe göre yasaya uygunluğu tartışılabilirse de; 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve sanık lehine hükümler getiren 5237 sayılı TCK'ya göre yasaya uygun görülmüş, aleyhe temyiz bulunmadığı da gözetilerek, sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy