Askeri Yargıtay 4. Daire 2017/58 Esas 2017/92 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2017/ 58
Karar No: 2017 / 92
Karar Tarihi: 07.03.2017

(1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 50, 52, 62) (5271 S. K. m. 230) (353 S. K. m. 207)

Askeri Mahkemece; sanığın, 31.10.2014-25.3.2015 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK'nın 66/1-b ile TCK'nın 62/1, 50/1-a ve 52/2'nci maddeleri gereğince 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş;

Bu hüküm; müdafii tarafından, esasa yönelik sebeplerle, yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.

Her ne kadar, daha önce, dosya hakkında Dairemizin 14.2.2017 tarihli, 2017/58-15 E.K. sayılı ara kararıyla bekletici mesele yapılması kararı verilmişse de, başka bir olaya ilişkin olarak Daireler Kurulunca 16.2.2017 tarihli, 2016/91 E., 2017/11 K. sayılı dosyada bekletici mesele yapılmaması kararı verilmesi dikkate alınarak, dosyanın incelenmesine, …..'nın karşı oyu nedeniyle, oy çokluğuyla karar verilmiştir.

Yapılan inceleme:

Dosyada mevcut belge ve beyanlardan; sanığın, 27.9.2014 tarihinde, 9 gün süre ile izne gönderildiği, izin süresi sonunda aldığı istirahatlar ve tanınması gerekli 1 gün dönüş yol süresi sonunda en geç 30.10.2014 tarihinde saat 23.59'a kadar Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, 25.3.2015 tarihinde kendiliğinden Birliğine katıldığı, bu şekilde 31.10.2014-25.3.2015 tarihleri arasında izin tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek, mahkûmiyetine dair hüküm kurulmuş ise de;

Asıl olan duruşma tutanağındaki kısa kararda, objektif olarak engel bulunması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ve sanığa verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi nedeniyle verilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesine rağmen; gerekçeli hükümde, sanığın daha önce işlediği suçlar dikkate alınarak yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmediği ve verilen cezanın ertelenmediğinin belirtilmesi yanı sıra verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi nedeniyle ertelenmediğinin de belirtildiği görülmektedir.

Dolayısıyla, yukarıda belirtilen husus, kısa karar ile gerekçeli hükmün, keza, gerekçeli hükmün kendi içinde çelişmesi niteliğinde olup, bu çelişme, CMK’nın 230'uncu maddesine aykırı olması yanı sıra, 353 sayılı Kanunun 207/3-G maddesine göre hukuka kesin olarak aykırıdır.

Diğer taraftan, dava dosyası içerisinde, sanığın birçok defa psikiyatrik muayene ve tedavi gördüğünü belirtir belgeler bulunduğu, sanığın kovuşturma aşamasında adli gözlem altına alındığı, adli gözlem işlemi sonucunda düzenlenmiş olan sağlık kurulu raporunun dava dosyası içinde bulunmadığı, dava dosyasında mevcut adli raporda sanığın daha önce gördüğü muayene ve tedavilerden bahsedilmediği ve ayrıca, sanığın suç tarihlerinde askerliğe elverişli olduğu ile cezai ehliyetinin tam olduğu belirtilmesine rağmen, adli rapordaki suç tarihlerinin yargılama konusu suç tarihlerinden farklı olduğu görülmektedir.

Bu itibarla, sanığın askerliğe elverişli olup olmadığı konusunda ortaya çıkan şüphenin giderilmesi bakımından sanığın askerliğe elverişlilik durumun tespit edilmesi için engelli sağlık kurulu raporu vermeye yetkili sağlık kuruluşları listesinde bulunan bir sağlık kuruluna sevk edilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bu hususun yerine getirilmemesi noksan soruşturma teşkil etmektedir.

Bu itibarla mahkûmiyet hükmünün usul ve noksan soruşturma yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Açıklanan nedenlerle;

Usul ve noksan soruşturma yönlerinden hukuka aykırı olan mahkûmiyet hükmünün, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, müdafiin temyizine atfen ve resen BOZULMASINA;

7.3.2017 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy