Askeri Yargıtay 4. Daire 2017/48 Esas 2017/61 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2017/ 48
Karar No: 2017 / 61
Karar Tarihi: 07.02.2017


(1632 S. K. m. 82, 87, 91) (2803 S. K. m. 15, Geç. m. 5) (5237 S. K. m. 62) (353 S. K. m. 17, 221)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, 6.10.2012 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK'nın 87/1 madde ve fıkrasının 2’nci cümlesi, TCK’nın 62’nci maddesi uyarınca, iki ay on beş gün hapis cezası ile mahkûmiyetine; 21.10.2012 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK'nın 87/1 madde ve fıkrasının 2nci cümlesi, TCK’nın 62’nci maddesi uyarınca, iki ay on beş gün hapis cezası ile mahkûmiyetine;1.7.2012 tarihinde M.B.’a karşı üstü tehdit suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 82/2 madde ve fıkrası ve TCK’nın 62’nci maddesi uyarınca beş ay hapis cezası ile mahkûmiyetine; 1.7.2012 tarihinde M.B.’a karşı üste fiilen taarruz suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 91/1 madde ve fıkrasının ikinci cümlesi ve TCK’nın 62’nci maddesi uyarınca, beş ay hapis cezası ile mahkûmiyetine; 6.10.2012 tarihinde Uzm.VI Kad.Çvş.F.D.’e karşı üstü tehdit suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK 82/2 madde ve fıkrası ve TCK’nın 62’nci maddesi uyarınca, beş ay hapis cezası ile mahkûmiyetine; 21.11.2012 tarihinde Uzm.V Kad.Çvş O.T.’a karşı üstü tehdit suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 82/2 madde ve fıkrası ve TCK’nın 62’nci maddesi uyarınca, beş ay hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.

 

Bu hükümler, sanık tarafından, esasa yönelik sebeplerle, yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.

 

Yapılan incelemede;

 

Her ne kadar Askeri Mahkemece, sanığın, 6.10.2012 tarihinde hazır kıta görevlisi Uzm.VI.Kad.Çvş.F.D. tarafından, hazırlanması ve devriye elemanları ile araç şoförlerine haber vermesi emrine karşı "ben üç gündür uyku uyumamışım, anam ağlamış, devriyeye falan çıkmam, kendin çağır" şeklinde karşılık vererek emre itaatsizlikte ısrar,

 

21.10.2012 tarihinde Uzm.V.Kad.Çvş.O.T. tarafından cep telefonunu teslim etmesi istenmesine rağmen telefonunu vermeyerek emre itaatsizlikte ısrar,

 

1.7.2012 tarihinde Onb. M.B.'un bir askeri çağırmak üzere koğuşa gelmesi üzerine, sanıkla aralarında çıkan tartışma sırasında ona "kimseye şikâyet edersen boğazını keserim seni burada yaşatmam" şeklinde konuşarak üstü tehdit,

 

6.10.2012 tarihinde hazır kıta görevlisi Uzm.VI.Kad.Çvş.F.D. tarafından, hazırlanması ve devriye elemanları ile araç şoförlerine haber vermesi emrine karşı "ben Diyarbakır çocuğuyum, seninle dışarıda görüşeceğiz, senin işin bir mermiye bakar" şeklinde konuşarak üstü tehdit,

 

21.11.2012 tarihinde Uzm.V.Kad.Çvş.O.T. tarafından cep telefonunu teslim etmesi istenmesine üzerine, kasten başını ranzaya vurup yaralayarak "beni dövdün ve bu hale sen getirdin, ailem benim bu halimi görürse seni yaşatmaz, öldürür" şeklinde konuşarak üstü tehdit,

 

1.7.2012 tarihinde Onb. M.B.'un bir askeri çağırmak üzere koğuşa gelmesi üzerine, sanıkla aralarında çıkan tartışma sırasında, yumruk atarak, üste fiilen taarruz suçunu işlediği kabul edilerek, yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verilmişse de;

 

Mahkemelerin görev durumları kamu düzenini ilgilendirmekte olup, “Tabii hâkim” ilkesi ile de doğrudan bağlantılı bulunmakta, adil yargılamaya ilişkin temel bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Yargılamanın her aşamasında “Görev” durumunun dikkate alınması gerekmektedir.

 

Yasa Koyucu, 25.7.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Jandarma teşkilatını Türk Silâhlı Kuvvetleri bünyesi dışında, genel kolluk statüsünde yapılandırmak yoluna gitmiş ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun, “Disiplin ve soruşturma usulleri” başlıklı 15’inci maddesinin (d) bendinde değişiklik yaparak, Jandarma personeline askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçların muhakemesinin, Jandarma personelinin emrine verildiği askeri birlik personelini muhakeme etmekle görevli ve yetkili olan askeri mahkemede görüleceğini öngörmüş, jandarma personelinin askeri görev verilmesi hali dışında işlediği tüm suçlar yönünden, askeri mahkemelerde yargılanmalarına son verilmiştir.

 

Sanığa atılı “firar” suçu askeri suçlardan olmakla birlikte, kanuna uygun olarak verilmiş bir askeri görev bulunmadığı ve bu görevden dolayı suç işlenmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle sanığın askeri mahkemede yargılanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, mahkûmiyet hükmünün, görev yönünden hukuka aykırılık nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

 

Başkan …; suç tarihinde asker kişi olan sanığın, 668 sayılı KHK'nın yürürlüğe girdiği 25.7.2016 tarihinden önce atılı suçu işlemiş olduğu ve 353 sayılı Kanun'un 17'inci maddesi uyarınca askeri yargıda yargılanmasını gerektiren ilginin de kesilmediği dikkate alındığında, askeri mahkemenin görevli olduğu ve temyiz incelemesine devam edilmesi gerektiği görüşüyle; Üye …; 31.7.2016 tarihli ve 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 111’inci maddesi ile 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’na ilave edilen Geçici 5’inci maddede; “Jandarma Genel Komutanlığının er ve erbaş ile askerlik yükümlüsü ihtiyacı, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümleri çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından üç yıl süreyle karşılanır. Ancak İçişleri Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine ve Bakanlar Kurulu kararıyla; bu süre uzatılabilir. Bu suretle Jandarma Genel Komutanlığı emrine verilen er ve erbaşlar ile askerlik yükümlüleri hakkında, diğer er ve erbaşlar ile askerlik yükümlülerinin tabi olduğu hükümler uygulanır. Bunların giderleri Jandarma Genel Komutanlığı bütçesinden karşılanır.” hükmünün öngörülmesi karşısında bu düzenlemenin 1111 sayılı Askerlik Kanunu yanı sıra askeri yargılama usulü ve askeri ceza hukuku yönünden de bir atıf niteliğinde olduğu, dolayısıyla, askeri yargının görevinin devam ettiği görüşüyle, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamışlardır.

 

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

 

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca, mahkûmiyet hükmünün görev yönünden BOZULMASINA;

 

7.2.2017 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak, Başkan … ve Üye … 'in karşı oyları ile oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy