Askeri Yargıtay 4. Daire 2017/130 Esas 2017/148 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2017/ 130
Karar No: 2017 / 148
Karar Tarihi: 04.04.2017

(1632 S. K. m. 85, 91, 130) (5237 S. K. m. 29, 62) (5271 S. K. m. 231)

Askeri Mahkemece; sanık hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin Dairemizin 23.9.2014 tarihli, 2014/717-729 E.K. sayılı kararı ile noksan soruşturma yönünden ayrı ayrı bozulması üzerine, Askeri Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; sanığın, 17.2.2008 tarihinde;

1) Üste hakaret suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 85/1 (birinci cümlesi), TCK’nın 29 (3/4 oranında) ve 62’nci maddeleri gereğince, 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, objektif şart yokluğu nedeniyle CMK’nın 231/5’inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın kişiliği, sosyal durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak ve ayrıca hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına, daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına;

2) Tehlikeli aletle üste fiilen taarruza teşebbüs suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 91/2 (az vahim hal) ve TCK’nın 62’nci maddeleri gereğince, on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, objektif şart yokluğu nedeniyle CMK’nın 231/5’inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın kişiliği, sosyal durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak ve ayrıca hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına, daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle, erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına;

3) Askeri eşyayı kasten tahrip etme suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 130/1 ve TCK’nın 62’nci maddeleri gereğince, iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, objektif şart yokluğu nedeniyle CMK’nın 231/5’inci maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, sanığın kişiliği, sosyal durumu ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınarak ve ayrıca hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle seçenek yaptırımlara çevrilmesine yer olmadığına, daha önce üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmiş olması nedeniyle erteleme hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına, sebep olduğu 15 TL. Hazine zararının ASCK’nın 130/3’üncü maddesi gereğince, sanığa ödettirilmesine, karar verilmiş;

Bu hükümler; sanık tarafından esasa, noksan soruşturmaya ve uygulamaya yönelik sebepler ileri sürülmek; sanık müdafii tarafından ise, sanığın üzerine atılı suçların unsurlarının oluşmadığı ileri sürülmek suretiyle, yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede;

Askeri Mahkemece; sanık terhisli Er B.B.’ın ….. Komutanlığı emrinde askerlik hizmetine devam etmekte iken, 17.2.2008 tarihinde Pazar günü saat 13.00 sıralarında, sivil kıyafetli olarak odasında çalışmakta olan mağdur Astsb.Çvş. A.G.’ün çalışma odasına, sanıkla Er H. A.’in birlikte giderek, kendisiyle konuşmak istediklerini söylediği, mağdurun kabul etmesi üzerine, bölükte diğer askerlerin kendilerinden şikâyetçi olduklarını duyduklarını söyledikleri, mağdurun da bunun üzerine huzursuzluk yaratmamalarını söylediği, bu sırada sanığın, elleri önünde bitişik ve bacaklarının açık olduğunu gören mağdurun, esas duruşa geçmesini söylediği, ayrıca hakaret ettiği, sanığın “Benim esas duruşum bu, başka esas duruşum yok, sen de bana kafayı taktın herhalde, ben zaten sorunluyum, bunalıma girdim, çekip gideceğim” diyerek odadan çıktığı ve yemekhaneye giderken bu kez “Ali Astsubay, seninle görüşeceğiz, senin ananı avradını sinkaf edeceğim” dediği, mağdurun sanığın ardından giderek “Buraya gel, sen kime küfür ediyorsun, bu yaptığının suç olduğunu biliyor musun?” dediği, bunun üzerine sanığın “Sen kimsin lan?” diyerek yemekhanenin camına yumruk atarak kırdığı ve eline bir cam parçası alarak mağdura savurduğu, bunun üzerine mağdurun sanığın elini tutarak camı elinden aldığı, yemekhanede bulunan askerlerin sanığı yemekhaneden dışarıya çıkarttıkları, kırılan camın değerinin 15 TL olduğu; böylece sanığın, üste hakaret, tehlikeli aletle üste fiilen taarruza teşebbüs ve askeri eşyayı kasten tahrip etmek suçlarını işlediği kabul edilerek yukarıda belirtildiği şekilde cezalandırılmasına karar verilmiş ise de;

Mahkemelerin görev durumları kamu düzenini ilgilendirmekte olup, “Tabii hâkim” ilkesi ile de doğrudan bağlantılı bulunmakta, adil yargılamaya ilişkin temel bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Yargılamanın her aşamasında “Görev” durumunun dikkate alınması gerekmektedir.

Yasa Koyucu, 25.7.2016 tarihli ve 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Jandarma teşkilatını Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesi dışında, genel kolluk statüsünde yapılandırmak yoluna gitmiş ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’nun, “Disiplin ve soruşturma usulleri” başlıklı 15’inci maddesinin (d) bendinde değişiklik yaparak, Jandarma personeline askeri görev verildiği takdirde bu görevlerden doğan suçların muhakemesinin, Jandarma personelinin emrine verildiği askeri birlik personelini muhakeme etmekle görevli ve yetkili olan askeri mahkemede görüleceğini öngörmüş, jandarma personelinin askeri görev verilmesi hali dışında işlediği tüm suçlar yönünden, askeri mahkemelerde yargılanmalarına son verilmiştir.

Sanığa atılı suçlar askeri suçlardan olmakla birlikte, kanuna uygun olarak verilmiş bir askeri görev bulunmadığı ve bu görevden dolayı suç işlenmesinin söz konusu olmadığı, bu nedenle sanığın askeri mahkemede yargılanmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, mahkûmiyet hükmünün, görev yönünden hukuka aykırılık nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

Başkan ….; suç tarihinde asker kişi olan sanığın, 668 sayılı KHK'nın yürürlüğe girdiği 25.7.2016 tarihinden önce atılı suçu işlemiş olduğu ve 353 sayılı Kanun'un 17'nci maddesi uyarınca askeri yargıda yargılanmasını gerektiren ilginin de kesilmediği dikkate alındığında, askeri mahkemenin görevli olduğu ve temyiz incelemesine devam edilmesi gerektiği kanaatinde olduğundan;

Üye …., 31.7.2016 tarihli ve 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 111’inci maddesi ile 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’na ilave edilen Geçici 5’inci maddede; “Jandarma Genel Komutanlığının er ve erbaş ile askerlik yükümlüsü ihtiyacı, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümleri çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından üç yıl süreyle karşılanır. Ancak İçişleri Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine ve Bakanlar Kurulu kararıyla; bu süre uzatılabilir. Bu suretle Jandarma Genel Komutanlığı emrine verilen er ve erbaşlar ile askerlik yükümlüleri hakkında, diğer er ve erbaşlar ile askerlik yükümlülerinin tabi olduğu hükümler uygulanır. Bunların giderleri Jandarma Genel Komutanlığı bütçesinden karşılanır.” hükmünün öngörülmesi karşısında bu düzenlemenin 1111 sayılı Askerlik Kanunu yanı sıra askeri yargılama usulü ve askeri ceza hukuku yönünden de bir atıf niteliğinde olduğu, dolayısıyla, askeri yargının görevinin devam ettiği görüşüyle;

Çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamışlardır.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Sanık ve müdafiin temyizlerine atfen ve resen; sanık hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince görev yönünden ayrı ayrı BOZULMASINA;

4.4.2017 tarihinde, tebliğnamedeki görüşe uygun olarak, Başkan …. ve Üye ….'in karşı oyları nedeniyle ve oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy