Askeri Yargıtay 4. Daire 2017/124 Esas 2017/138 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2017/ 124
Karar No: 2017 / 138
Karar Tarihi: 28.03.2017

(1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 50, 52, 62)

Askeri Mahkemece; sanığın, 31.7.2014-29.5.2015 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-a ve TCK’nın 62, 50 ve 52’nci maddeleri uyarınca, 6.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş; bu hüküm, sanık tarafından esasa ilişkin sebepler ileri sürülerek temyiz edilmiştir.

TBMM Başkanlığına verilen ve Mecliste kabul edilen 6771 sayılı Anayasa değişikliği teklifi içerisinde Askeri Yargıtay’ın kapatılmasının da öngörüldüğü dikkate alınarak, bahse konu teklifin kanunlaşmasının bekletici mesele yapılıp yapılmaması hususunda yapılan incelemede; henüz Resmi Gazete’de yayınlanarak usulüne göre yürürlüğe girmemiş Anayasa değişikliği teklifinin bekletici mesele yapılmasının, adil yargılanma hakkının bir parçası olan makul sürede yargılanma hakkını ihlal edebileceği değerlendirilerek, Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 16.2.2017 tarihli ve 2017/1-12 E.K. sayılı kararı doğrultusunda temyiz incelemesi yapılmasına, Üye ….'nın, teklifin bekletici mesele yapılması gerektiği yolundaki karşı oyu nedeniyle, oy çokluğu ile karar verilmiştir.

Yapılan incelemede;

…. Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yapan sanığın, 31.7.2014 tarihinde Birliğinden izinsiz olarak uzaklaştığı, 29.5.2015 tarihinde ….'de polis tarafından yakalandığı, böylece 31.7.2014-29.5.2015 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmakta ise de;

353 sayılı Kanunun askeri mahkemelerin genel görevini düzenleyen 9'uncu maddesine göre, askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazılı olmadıkça, asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler. 25.7.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 668 sayılı KHK'nın 15'inci maddesiyle, 2803 sayılı Kanunun 15'inci maddesinin d fıkrasında yapılan değişiklikle, askeri yargıda genel görevin düzenlendiği yargılama kuralına aksi bir hüküm getirilmiş ve jandarma personeli hakkında -askeri görevlerden doğan suçlar dışında- 353 sayılı Kanunun uygulanmasına son verilmiştir.

Jandarmanın askeri görevleri ise aynı KHK'nın 10'uncu maddesiyle, 2803 sayılı Kanunun 8'inci maddesinde yapılan değişiklikle yeniden belirlenmiştir. Bunlar, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde, Bakanlar Kurulu kararıyla Kuvvet Komutanlıkları emrine giren jandarma personelinin icra ettiği askeri görevler ile Genelkurmay Başkanlığının talebi üzerine İçişleri Bakanının, illerde ise garnizon komutanının talep etmesi halinde valinin onayıyla jandarmaya verilen askeri görevlerdir.

Gerek öğretide gerekse yerleşmiş yargısal kararlarda, yeni yürürlüğe giren yargılama kurallarına ilişkin değişikliklerin, yapılacak yargılama işlemlerinde sanığın leh veya aleyhinde sonuç doğurmasına bakılmaksızın derhal uygulanması ilkesi benimsenmiştir. Bu ilkenin istisnası da ancak yeni yürürlüğe konulan kanunda geçici maddeler ile yapılan düzenlemelerle ayrık tutulan hallerde ortaya çıkmaktadır. Anılan KHK ile 25.7.2016 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından herhangi bir istisna getirilmediği görülmektedir. Açıklanan ilkenin doğal sonucu olarak yeni yürürlülüğe giren ve istisna içermeyen yargılama kurallının inceleme konusu yargılamada derhal uygulanması zorunludur.

Somut olayda, jandarma personeli olan sanığa isnat edilen suçun askeri görevlerden doğan bir suç olmadığı anlaşıldığından, yeni yürürlüğe giren ve istisna içermeyen yargılama kuralına göre, sanık hakkında 353 sayılı Kanun’un uygulanması söz konusu olamayacağından, sanığın askeri mahkemede yargılanması mümkün değildir. Bu itibarla; sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün görev yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Başkan ….; suç tarihinde asker kişi olan sanığın, 668 sayılı KHK'nın yürürlüğe girdiği 25.7.2016 tarihinden önce atılı suçu işlemiş olduğu ve 353 sayılı Kanun'un 17'inci maddesi uyarınca askeri yargıda yargılanmasını gerektiren ilginin de kesilmediği dikkate alındığında, askeri mahkemenin görevli olduğu ve temyiz incelemesine devam edilmesi gerektiği görüşüyle; Üye …. ise; 31.7.2016 tarihli ve 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 111’inci maddesi ile 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu’na ilave edilen Geçici 5’inci maddede; “Jandarma Genel Komutanlığının er ve erbaş ile askerlik yükümlüsü ihtiyacı, 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu hükümleri çerçevesinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından üç yıl süreyle karşılanır. Ancak İçişleri Bakanlığının göstereceği lüzum üzerine ve Bakanlar Kurulu kararıyla; bu süre uzatılabilir. Bu suretle Jandarma Genel Komutanlığı emrine verilen er ve erbaşlar ile askerlik yükümlüleri hakkında, diğer er ve erbaşlar ile askerlik yükümlülerinin tabi olduğu hükümler uygulanır. Bunların giderleri Jandarma Genel Komutanlığı bütçesinden karşılanır.” hükmünün öngörülmesi karşısında bu düzenlemenin 1111 sayılı Askerlik Kanunu yanı sıra askeri yargılama usulü ve askeri ceza hukuku yönünden de bir atıf niteliğinde olduğu, dolayısıyla, askeri yargının görevinin devam ettiği görüşüyle, çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamışlardır.

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi uyarınca, mahkûmiyet hükmünün görev yönünden BOZULMASINA;

28.3.2017 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak, Başkan …. ve Üye ….'in karşı oyları nedeniyle ve oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy