AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2017/ 107
Karar No: 2017 / 130
Karar Tarihi: 28.03.2017

(1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 50, 52, 62)

Askeri Mahkemece; sanığın, 12.1.2015-14.8.2015 tarihleri arasında izin (hava değişimi) tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 66/1-b (teşdiden), TCK’nın 62/1, 50 ve 52’nci maddeleri gereğince, 7.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmolunan adli para cezasının TCK’nın 52/4’üncü maddesi gereğince 20 eşit taksitte tahsil edilmesine karar verilmiştir.

Bu hüküm; sanık tarafından, sebepsiz olarak, yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.

TBMM Başkanlığına verilen ve Mecliste kabul edilen 6771 sayılı Anayasa değişikliği teklifi içerisinde Askeri Yargıtay’ın kapatılmasının da öngörüldüğü dikkate alınarak, bahse konu teklifin kanunlaşmasının bekletici mesele yapılıp yapılmaması hususunda yapılan incelemede; henüz Resmi Gazete’de yayınlanarak usulüne göre yürürlüğe girmemiş Anayasa değişikliği teklifinin bekletici mesele yapılmasının, adil yargılanma hakkının bir parçası olan makul sürede yargılanma hakkını ihlal edebileceği değerlendirilerek, Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 16.2.2017 tarihli ve 2017/1-12 E.K. sayılı kararı doğrultusunda temyiz incelemesi yapılmasına, Üye ….'nın, teklifin bekletici mesele yapılması gerektiği yolundaki karşı oyu nedeniyle, oy çokluğuyla karar verilmiştir.

Yapılan incelemede;

Askeri Mahkemece, sanığın 10.12.2014 tarihinde 1 ay hava değişimine gönderildiği, 10.1.2015 tarihinde hava değişimi süresi sona eren sanığın, kendisine tanınacak yol süresi de eklendiğinde, 11.1.2015 tarihinde saat 23:59’a kadar Birliğine katılması gerekirken katılmadığı, bir süre hava değişimi tecavüzünde bulunduktan sonra, 14.8.2015 tarihinde sivil bir suçtan dolayı polis ekipleri tarafından yakalandığı, bu suretle 12.1.2015-14.8.2015 tarihleri arasında izin (hava değişimi) tecavüzü suçunu işlediği kabul edilerek, yazılı olduğu şekilde cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmakta ise de;

Askeri Mahkemece gerekçeli hükümde, sanık hakkında; yakalanarak ele geçirilmesi, uyuşturucu madde ticareti yapmak nedeniyle tutuklu olması ve vaka kanaat raporunda, suç işlemeye eğilimli olması yönünde kanaat belirtildiğinden, subjektif nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmadığının belirtildiği görülmektedir.

Sanığın yakalanarak ele geçirilmiş olması, sanığın suç işleme eğilimine tek başına bir kanıt olmayıp, vaka kanaat raporunda da, ailesinin ve kendisinin sabıka kayıtları bulunduğu şeklindeki ibare, sanığın sabıka kaydının incelenmesi ile bir anlam taşıyacaktır. Dosya kapsamından, sanığın sabıka kaydında herhangi bir adli sicil kaydının bulunmadığı anlaşılmakta ise de, dz.53'de bulunan yazıdan sanığın uyuşturucu madde ticareti yapmak nedeniyle tutuklu olduğu anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; sanığın T.C. No'su bulunan güncel sabıka kaydının getirtilerek, hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmünün bulunup bulunmadığı, yoksa ilgili yerlerden sorularak, tutuklu olduğu uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan bir iddianame düzenlenip düzenlenmediği hususlarının ortaya konulduktan sonra, sanığın suç işleme eğilimi değerlendirilebileceğinden, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma nedeniyle;

Ayrıca; 10.12.2014 tarihinde başlayan hava değişiminin, 9.1.2015 tarihi bitiminde sona erdiği, sanığa dönüş için tanınması gereken 1 gün dönüş yol süresi nazara alındığında, 10.1.2015 tarihinin son saatine kadar Birliğine katılması gerektiği dikkate alındığında, Askeri Mahkemece, suç başlangıç tarihinin “11.1.2015” tarihi yerine, “12.1.2015” olarak kabul edilmesi hatalı olduğundan, mahkûmiyet hükmünün suç başlangıç tarihindeki hata nedeniyle de;

Bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, hukuka aykırı bulunan mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturma ve suç tarihi hatası yönünden BOZULMASINA;

28.3.2017 tarihinde tebliğnameye uygun olarak ve oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy