Askeri Yargıtay 4. Daire 2016/27 Esas 2016/43 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2016/ 27
Karar No: 2016 / 43
Karar Tarihi: 19.01.2016


(1632 S. K. m. 66) (5237 S. K. m. 50, 52)

 

Askeri Mahkemece; sanığın, 23.7.2013 tarihinde kimseden izin almaksızın Birlik Komutanlığından ayrıldığı, 17.9.2013 tarihinde saat 10.00 sıralarında …. İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından yakalandığı, böylece, 23.7.2013-17.9.2013 tarihleri arasında firar suçunu işlediği kabul edilerek, yukarıda yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

 

Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 8.7.2010 tarihli, 2010/79-71; 10.10.2013 tarihli, 2013/107-99 ve 16.4.2015 tarihli, 2015-36-49 E.K. sayılı kararlarında da ayrıntıları ile izah edildiği üzere;

 

CMK’nın “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230’uncu maddesinin 1-d fıkrası; “Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar.” hükmünü içermekte olup, bu hükme göre, bir talebin varlığı halinde, Askeri Mahkemece, uygulanan hükümlerin uygulama gerekçelerinin gösterilmesi, uygulanmayan veya tercih edilmeyen hükümlerin de neden uygulanmadığının veya tercih edilmediğinin gerekçelendirilmesi zorunluluk arz etmektedir.

 

Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar 5237 sayılı TCK’nın 50’nci maddesinde düzenlenmiş olup, kısa süreli hapis cezası, “Suçlunun kişiliğine”, “Sosyal ve ekonomik durumuna”, “Yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa” ve “Suçun işlenmesindeki özelliklere” göre;

 

“a) Adli para cezasına,

 

b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,

 

c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,

 

d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,

 

e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,

 

f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir.” hükümlerini içermektedir.

 

Sanık hakkında verilen kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi, maddede yer alan “çevrilebilir” ifadesinden de anlaşılacağı üzere, mahkemenin takdirindedir. Mahkemenin bu konudaki takdir yetkisi iki hususu kapsamaktadır. İlk olarak, sanık hakkında kısa süreli hapis cezası yerine seçenek yaptırıma hükmedip hükmetmemeye karar verilecek, kısa süreli hapis cezası yerine seçenek yaptırıma hükmetmeye karar verildikten sonra, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına mı yoksa diğer seçenek yaptırımlardan birine mi hükmedileceği değerlendirilecektir. Mahkeme takdir hakkını kullanırken, suçlunun kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığı ve suçun işlenmesindeki özellikleri dikkate alacaktır (İzzet ÖZGENÇ - Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, 2. Bası, Ankara 2005, s. 646; İsmail MALKOÇ - Yeni Türk Ceza Kanunu, 3. Baskı, Ankara 2008, s. 353; Veli Özer ÖZBEK - Yeni Türk Ceza Kanununun Anlamı, C.1, 2. Baskı, Ankara 2005, s. 494-495; Sedat BAKICI - Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2. Baskı, Ankara 2008, s. 1072).

 

TCK’nın 50’nci maddesinde düzenlenen adli para cezası bir ceza olmakla birlikte, 50’nci maddede düzenlenen diğer seçenek yaptırımlar, tedbir hükümleridir. Bu tedbirlerin, subjektif kriterler anlamında kişisel tercihlere bağlı olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı gibi, sanığın, herhangi bir tedbir hükmünün uygulanması yönünde, açık bir talebi olduğu takdirde, Askeri Mahkemece, uygulanması istenilen bu tedbir hükümlerinin tercih edilip edilmediğine yönelik olarak gerekçe gösterme zorunluluğu bulunmaktadır.

 

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un “Adli para cezasının infazı “ başlıklı 106’ncı maddesinin üçüncü fıkrası; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir.” iken;

 

18.6.2014 tarihli 6545 sayılı Kanun’un 81’inci maddesi ile yapılan değişiklik neticesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir…” şeklinde yeniden düzenlenerek, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesi zorunluluk olmaktan çıkartılmış ve hükümlülerin daha lehine olacak şekilde kamuya yararlı bir işte çalıştırılma şeklinde tedbir niteliğine dönüştürülmüş olması da; Askeri Mahkemenin, hükümlünün açık bir şekilde uygulanmasını talep ettiği kamuya yararlı bir işte çalıştırılma tedbirinin neden tercih edilip edilmediğine ve uygulanmadığına yönelik olarak gerekçe gösterme zorunluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.

 

Bu açıklamalar doğrultusunda, dava dosyası incelendiğinde; sanığın sorgu ve savunması, … Asliye Ceza Mahkemesince istinabe suretiyle tespit edilirken, aynen "…Suçsuzum beraatımı talep ediyorum. Eğer hakkımda mahkûmiyet kararı verilecek ise lehime olan kanun maddelerinin uygulanmasını talep ediyorum. hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına muvafakat ediyorum, ayrıca hakkımda ceza verilmesi durumunda kamuya yararlı bir işte çalışmak istiyorum.." şeklinde beyanda bulunmasına (dizi 44-45); kısa kararda, herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrilmesine yer olmadığına karar verilmesine ve sanık hakkında netice olarak adli para cezasına hükmolunmasına rağmen, Askeri Mahkemece, gerekçeli hükümde, sanığın adli para cezasından önce uygulanmasını talep ettiği kamuya yararlı işte çalıştırma seçenek yaptırımının neden tercih edilmediğinin ve uygulanmadığının gerekçelendirilmediği görülmektedir.

 

Bu durumun CMK’nın 34/1 ile 230/1-d maddelerine aykırılık teşkil ettiği sonucuna varıldığından, mahkûmiyet hükmünün usul yönünden (uygulamaya ilişkin gerekçesizlik) hukuka aykırılık nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

 

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

 

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, mahkûmiyet hükmünün usul (uygulamaya ilişkin gerekçesizlik) yönünden hukuka aykırılık nedeniyle BOZULMASINA;

 

19.1.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy