Askeri Yargıtay 4. Daire 2016/206 Esas 2016/223 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2016/ 206
Karar No: 2016 / 223
Karar Tarihi: 12.04.2016

(1632 S. K. m. 87) (5271 S. K. m. 34, 220, 230, 231) (5237 S. K. m. 50, 62)

Sanık hakkında Askeri Mahkemece verilen 6.12.2007 tarihli ve 2007/407-590 E.K. sayılı mahkûmiyet hükmünün, Dairemizin 3.6.2008 tarihli ve 2008/1239-1231 E.K. sayılı ilamıyla uygulama yönünden bozulduğu;

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Askeri Mahkemece, 25.9.2008 tarihli ve 2008/634-513 E.K. sayılı karar ile, sanığın 10.12.2006 tarihinde emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediğinin kabul edildiği, ancak CMK’nın 231’inci maddesinde belirtilen koşulların varlığı nedeniyle, mahkûmiyet hükmü açıklanmayıp, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın süresinde itiraz edilmediğinden 30.10.2008 tarihinde kesinleştirildiği;

CMK’nın 231’inci maddesinde öngörülen beş yıllık deneme süresi içerisinde, sanığın … Sulh Ceza Mahkemesinin 12.6.2012 tarihli ve 2012/450-867 E.K. sayılı hükmü ile, 5.3.2012 tarihinde işlediği cinsel taciz suçundan dolayı mahkûmiyetine karar verildiğinin ve bu kararın 12.6.2012 tarihinde kesinleştiğinin tespit edilmesi üzerine, Askeri Mahkemece, 5.3.2013 tarihli ve 2013/388-73 E.K. sayılı hüküm ile, CMK’nın 231’inci maddesinin on birinci fıkrası gereğince, açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanarak, sanığın mahkûmiyetine karar verildiği;

Bu hükmün Dairemizin 2.10.2013 tarihli ve 2013/1094-1185 E.K. sayılı ilamıyla usul yönünden bozulduğu;

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, Askeri Mahkemece, 27.3.2014 tarihli ve 2013/1063 E.- 2014/129 K. sayılı hüküm ile, sanığın tekrar mahkûmiyetine karar verildiği;

Bu hükmün de Dairemizin 10.3.2015 tarihli ve 2015/231-243 E.K. sayılı ilamıyla usul yönünden bozulduğu;

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, Askeri Mahkemece, sanığın emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, ASCK’nın 87/1 (birinci cümlesi), TCK’nın 62, 50/1-f maddeleri gereğince, yirmi beş gün süreyle yardımcı hizmet sınıfında çalıştırılması seçenek yaptırımına çevrilmesine karar verildiği;

Bu hükmün; sanık tarafından, suç tarihinde … Devlet Hastanesinden almış olduğu raporla yatak istirahatli olduğu ileri sürülerek, yasal süresi içinde temyiz edildiği;

Tebliğnamede; hükmün, noksan soruşturma ve usul yönlerinden bozulması görüşünün bildirildiği;

Görülmekle yapılan incelemede;

CMK’nın 231’inci maddesinde öngörülen ve 30.10.2008 tarihinde başlayan beş yıllık deneme süresi içerisinde, … Sulh Ceza Mahkemesinin 12.6.2012 tarihli ve 2012/450-867 E.K. sayılı hükmü ile, 5.3.2012 tarihinde işlediği cinsel taciz suçundan dolayı 1.500 TL adli para cezası ile mahkûmiyetine karar verildiği ve bu hükmün, 12.6.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, Askeri Mahkemece; sanığın, CMK’nın 231’inci maddesinde öngörülen beş yıllık deneme süresi içerisinde, kasten suç işlediğinden bahisle, açıklanması geri bırakılan Askeri Mahkemenin 25.9.2008 tarihli ve 2008/634-513 E.K. sayılı hükmünün, CMK’nın 231/11’inci maddesi gereğince, açıklanmasına karar verilmiş ise de;

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, koşullara uyulmaması nedeniyle varlık kazanacak olan mahkûmiyet hükmünün temyizinde; mahkûmiyet hükmünün temelini oluşturan suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı, suçun niteliğinin hükmedilen cezanın tür veya miktarını değiştirerek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini engelleyecek vasıfta bulunup bulunmadığı, hâkimin takdir yetkisinin yasaya uygun kullanılıp kullanılmadığı, cezanın doğru bir biçimde saptanıp saptanmadığı hususlarının incelenmesi gerektiği gibi, hem hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hem de hükmün açıklanmasına karar verilirken yapılan yargılamaların usule uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin de incelenmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, dava dosyası incelendiğinde; 19.7.2007 (dizi 78), 31.8.2007 (dizi 80), 4.10.2007 (dizi 85), 1.11.2007 (dizi 88) ve 6.12.2007 (dizi 89) tarihli duruşmaların tutanaklarında ve sanığın sorgu ve savunmasının tespit edildiği istinabe duruşma tutanağının (dizi 87) başlığında mahkeme adının bulunmadığı görülmektedir.

CMK’nın 220’nci maddesinde, duruşma tutanağının başlığında; duruşmanın yapıldığı mahkemenin adının, oturum tarihlerinin, Hâkimin, Cumhuriyet Savcısı ile zabıt kâtibinin adı ve soyadının belirtileceği zorunluluk olarak düzenlenmiş, aynı Kanun’un 221’inci maddesinde de, duruşma tutanağının kapsayacağı hususlar ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

“İspat gücü” bakımından, anılan tutanakların, kapsaması gereken unsurlardan birinin yokluğu nedeniyle duruşma tutanağı özelliğini kazandığını söylemek mümkün olmadığından, bu nitelikteki tutanakların, duruşma tutanağı niteliği taşıması ve hükme esas alınması imkânı bulunmamaktadır. Mahkeme adının, yargısal işleme ilişkin tutanakta yer alması şart olup; dolaylı bilgilerin bu tutanağın hangi mahkemeye ait olduğunu belirlemede ölçüt alınması, bu usuli eksikliği ortadan kaldırmayacaktır (Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun, 6.3.2014 tarihli ve 2014/7-12 E.K. sayılı ilamı da aynı doğrultudadır).

Buna göre, 19.7.2007, 31.8.2007, 4.10.2007, 1.11.2007 ve 6.12.2007 tarihli duruşma tutanakları ile sanığın sorgu ve savunmasının tespit edildiği istinabe duruşma tutanağında, duruşmaların yapıldığı mahkemelerin adının yazılı olmamasının, CMK’nın 220/1-a maddesinin emredici hükmüne aykırı olduğu ve dolayısıyla, usul yönünden mutlak hukuka aykırılık teşkil ettiği sonucuna varıldığından; mahkûmiyet hükmünün, usul yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bunun yanında, sanığın Askeri Yargıtay bozma ilamına karşı diyecekleri tespit edilirken ve temyiz dilekçesinde olay tarihinde … Devlet Hastanesinden almış olduğu raporla yatak istirahatli olduğunu beyan etmesi karşısında, böyle bir istirahat raporunun bulunup bulunmadığının araştırılması, böyle bir raporun varlığı halinde, raporda belirtilen rahatsızlığın, sanığın dava konusu emri yerine getirmesine engel teşkil edip etmeyeceği konusunda uzman doktor bir bilirkişinin mütalaasına müracaat edilmesi gerekirken, bu hususların yerine getirilmemiş olmasının, hukuka aykırılık teşkil ettiği sonucuna varıldığından, mahkûmiyet hükmünün noksan soruşturmaya ilişkin hukuka aykırılık nedeniyle de bozulmasına karar verilmiştir.

Bu bozma sebepleri karşısında, TCK’nın 50/1-f maddesi gereğince, sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının yarısından bir katına kadar süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya çevrilmesi mümkün olduğu halde, CMK’nın 34/1 ve 230/1-d maddelerine aykırı olarak, hükmolunan hapis cezasının, yarısından fazla süreyle kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrilmesinin hatalı olduğuna işaretle yetinilmiştir.

SONUÇ VE KARAR: Açıklanan nedenlerle;

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, mahkûmiyet hükmünün usule ve noksan soruşturmaya ilişkin hukuka aykırılıklar yönünden BOZULMASINA;

12.4.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy