Askeri Yargıtay 4. Daire 2016/181 Esas 2016/199 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2016/ 181
Karar No: 2016 / 199
Karar Tarihi: 29.03.2016

(1632 S. K. m. 87) (5237 S. K. m. 50, 62)

Askeri Mahkemece; sanığın, 14.2.2012 tarihinde 22.30-24.30 ve 04.30-06.30 saatleri arasında 1 no'lu mevzi nöbetçisi olarak iki nöbetinin olduğu, bunlardan 04.30-06.30 saatleri arasındaki nöbetinin paraflanmasını tercih ettiği ve paraflandığı, 1 no'lu mevzi nöbeti tutacak olan nöbetçi olduğu kendisine tebliğ edilmesine rağmen, sanığın nöbete hiç gitmediği, böylece, hizmete ilişkin emrin yerine getirilmesini söz ve fiili ile açıkça reddetmek suretiyle emre itaatsizlikte ısrar suçunu işlediği kabul edilerek, yukarıda yazılı olduğu şekilde mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;

Tanıklardan Bl.K.'nı Ütğm. E.G.'nin; sanığın talebi üzerine, atış denetlemesine katılanların, gece nöbetlerinin paraflanması için, nöbetçi subay olan Atğm. L.Ç.'ye emir verdiğini, bu emri verdiği sırada, sanığın da yanlarında olabileceğini beyan ettiği, yazıcı ve devriye onbaşısı olan M.T.'nin; bölük komutanının, MG-3 atışına katılanların nöbetlerinin paraflanması emri üzerine, kendisine yeteri kadar personelleri olmadığını söylediğini, bunun üzerine, bölük komutanının "paraflayabildiğin kadarını parafla, en azından tek nöbete gitsinler" dediğini, kendisinin de, sanıkla görüşerek, onun isteği üzerine, saat 4.30-6.30 nöbetini parafladığını beyan ettiği, olay tarihindeki Nöb.Sb. Atğm. L.Ç.'nin ise; bölük yazıcısı tarafından değişiklik ya da iptal için nöbet çizelgesinin getirilmediğini, sanık ile alakalı olarak, kendisi tarafından bir nöbet değişikliği ya da iptali yapılmadığını, bölükte o tarih ve saat itibariyle, nöbet değişikliği yapmaya kendisinden başka yetkili bir personelin olmadığını beyan ettiği,

Öte yandan, sanığın ise, savunmalarında; Bl.K.'nı ile Nöb.Sb. arasındaki konuşmalara tanık olduğunu, nöbetinin paraflanmadığından haberi olmadığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.

Bu aşamada, Üye … ve Üye … ; dosyada noksan soruşturma bulunduğunu, Bl.K.'nı Ütğm. E.G.'nin yeniden ifadesinin alınarak, olay tarihinde yazıcı ve Nöb.Onb.olan M.T. ile ne hususta görüştükleri hususunun tam olarak belirlenmemesinin noksan soruşturma oluşturduğunu beyan etmişlerdir.

Heyet çoğunluğunca, noksan soruşturma bulunmadığı değerlendirilerek, incelemeye devam edilmiştir.

Belirtilen hususlar gözetildiğinde; sanığın, tanık olduğu konuşmalar çerçevesinde, nöbetlerinin paraflandığı düşüncesinde olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, her ne kadar tanık M. T., sanığın 4.30-6.30 nöbetinin paraflandığını beyan etmişse de, paraflanmış nöbet çizelgesinin temin edilemediği, zaten Nöb.Sb. Atğm. L.Ç.'nin de, bu konuda tek yetkilinin kendisi olduğunu, böyle bir paraflama işlemi yapmadığını açıkça beyan ettiği, dolayısıyla, sanığın nöbetlerinden birini tutması gerektiğini bildiği hususunun da şüpheli kaldığı, sanıkta suç kastı bulunduğunun her türlü şüpheden uzak, yeterli delillerle ortaya konulduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle maddi ceza hukukunun sübut konusundaki temel ilkelerinden olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince sanık hakkında beraat hükmü verilmesi gerekirken, mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırı olduğundan, mahkûmiyet hükmünün sübut yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Üye …; sanığın sadece bir nöbetinin paraflandığının, nöbetçi onbaşı tarafından sanığa tebliğ edildiğini, sanığın daha sonra nöbete kalkmadığını, dolayısıyla, atılı suçun oluştuğunu, ancak hapis cezası, kamuya yararlı işte çalışma tedbirine çevrilirken, gerekçesiz olarak teşdiden çevrilmesinin, mahkûmiyet hükmünün uygulama yönünden bozulmasını gerektirdiğini belirterek, ayrışık gerekçeyle karara katılmıştır.

Sonuç Ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle

Sanığın temyizine atfen ve resen, 353 sayılı Kanun’un 221/1’inci maddesi gereğince, mahkûmiyet hükmünün, sübut yönünden BOZULMASINA;

29.3.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy