Askeri Yargıtay 4. Daire 2016/179 Esas 2016/197 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYargıtay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2016/ 179
Karar No: 2016 / 197
Karar Tarihi: 29.03.2016

(1632 S. K. m. 131) (5271 S. K. m. 223)

Askeri Savcılıkça, sanığın, görevi sebebiyle kendisine teslim edilen 2 adet 66 mm. LAW antitank roketinin atımı yapıldıktan sonra boş lançerlerini Birliğe teslim etmeyerek, askeri eşyayı gizlemek suçunu işlediği iddia olunarak açılan kamu davası ile ilgili olarak yapılan yargılama sonucunda;

Askeri Mahkemece; sanığın görevi kapsamında 66 mm. LAW silahı ile atış yaptığı ve 7.1.2008 tarihli sarf tutanağının düzenlendiğinin ve bu tarihten yaklaşık 4,5 yıl sonra sanığın oturduğu … Subay Lojmanları … Apartmanının bodrum katında 2 adet boş 66 mm. LAW lançeri bulunduğunun sabit olduğu, aynı lot ve stok numaralı 260 adet LAW silahının … Komutanlığına teslim edildiği, Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca bahse konu mühimmatın daha önce kullanılması ve yine sanığın doğrudan tasarrufu altında bulunmayan askeri lojmanda kaldığı apartmana ait bodrum katında bulunması dışında, boş LAW lançerlerinin sanık tarafından gizlendiğine ilişkin başkaca bir delil olmadığı, bodrum katına boş LAW lançerlerinin bir başkası tarafından da koyulabileceği, koleksiyon ve hatıra amacıyla sanıkta gizleme kastının olduğunun kabulünde dahi kendisine ait dairede değil de, bodrum katında gizlendiğinin kabul edilmesinin tutarlı olmadığı, bu nedenle müsnet suçun sanık tarafından gizlendiğinin şüpheli kaldığı kabul edilerek, CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca sanığın beraatine, karar verildiği anlaşılmaktadır.

Askeri ceza hukukuna özgü olarak düzenlenmiş olan “askeri eşyayı gizlemek suçu”, genellikle, çalındığı ya da zimmete geçirildiği hususunda herhangi bir emare bulunmayan askeri eşyalar bakımından uygulama alanı bulmaktadır. Bu bağlamda, atılı suçun oluşumu için, gizlenen ve suça konu edilen eşyanın "askeri eşya" niteliğinde bulunması gerekmektedir.

Her askeri eşyayı gizleme eyleminde, esasen, farklı saiklerden kaynaklanan faydalanma niyeti mevcuttur. Eşyanın sahibini takibata uğratmak, askeri birliğin düzen ve disiplinini bozmak, hatıra olarak saklayıp koleksiyona dâhil etmek gibi saiklerle hareket edilse de, bunun sonuçta manevi fayda temin etme amacından kaynaklandığı açıktır.

Ancak, bu suçun oluşumu için öngörülen manevi unsur, hırsızlık için öngörülen “faydalanma niyetinin” çok daha özel ve spesifik hâlidir. Nitekim, Askeri Yargıtay çeşitli kararlarında olayına özgü değerlendirmeler yapmakla beraber, “askeri eşyayı gizlemek özel kastını” ısrarla vurgulamıştır. Bu özel kastın ortaya çıkarılmasında, failin saiki, eylemi icra tarzı, oluşan sonuç ve suçun tanziminde hedeflenen hukuki menfaat göz önüne alınmalıdır.

Somut olaya dönüldüğünde ise; 22.10.2012 tarihinde, Deniz Kuvvetleri personeline tahsis edilen …. Subay Lojmanları …. Apartmanının bodrum katında, 2 adet kullanılmış LAW mühimmatına ait boş lançerin bulunduğu;

Bilirkişi marifetiyle kafile numarası "Lot: 3-2000" ve stok numarası " … " olarak belirlenen mühimmatın hangi birliklere verilmiş olduğu sorgulandığında, MKE tarafından Deniz Kuvvetleri Komutanlığına 260 adet verildiği ve muayene muhtırasının da 13.12.2000 tarihinde düzenlendiğinin bildirildiği;

Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca da, "…. " stok numaralı 260 adet 66 mm. LAW mühimmatının 19.2.2001 tarihinde envantere alındığı, söz konusu mühimmatın kafile numarasının tespit edilemediği, Sualtı Taarruz Komutanlığında mevcut cephane geldi-gitti defteri kayıtlarına göre, 16.12.2004 tarihinde 156 adet mühimmatın 2005 yılına devrettiği ve 6.11.2008 tarihinde kadar olan süreçte de tamamının sarf edildiğinin, daha önceki kayıtlara ulaşılamadığının bildirildiği;

Lançerlerin bulunduğu lojmanda 19.2.2001-20.10.2012 tarihleri arasında oturan ve Sualtı Taarruz Komutanlığında görevli bulunan personel isimleri, lojman tahsisi yapan birimden sorgulandığında, şifahi olarak sanığın ve hâlen emekli olan bir personelin ismine ulaşıldığının bildirildiği;

Sanığın kendi beyanına göre, 2006 yılı Ağustos ile 2010 yılı Temmuz ayları arasında, … Subay Lojmanları … Apartmanında ikamet ettiği;

Söz konusu lojmanlarda ikamet ettiği belirlenen kişilere, "MKE-3-00" lot numaralı ve "…" stok numaralı LAW mühimmatının teslim edilip edilmediğinin, Birlik komutanlığından sorulması üzerine de, 20.11.2007-7.1.2008 tarihleri arsında Güney Özel Görevi icrası kapsamında, sanığa malzeme sorumlusu sıfatıyla 8 adet LAW mühimmatı teslim edildiği ve kullanılmak suretiyle sarf edildiğine dair sarf tutanağı (el yazısıyla tutulan) suretinin gönderildiği, söz konusu tutanakta stok numarası ve kafile numarası bilgisinin bulunmadığı;

Sanığın, tüm aşamalarda, söz konusu lançeri lojman bodrumuna kendisinin koymadığını, kullanılmış lançerleri atış sonrasında cephane sorumlusuna teslim ettiğini beyan ettiği;

Sanığın tim komutanı olarak atışa katılan tanık E.K.'nın ise, soruşturma aşamasında tespit edilen ifadesinde, sarf edilen mühimmatın, arazide bırakıldığını beyan ettiği;

Sanığa, mühimmatın teslim edildiği tarihlerde cephane sorumlusu olarak görev yapan tanık T.A.’nın ise, lançerlerin kendisine teslim edilmediğini, atış sonrasında yakılarak imhasının gerektiği, 2009 Nisan ayından sonra yayınlanan emirle, boş lançerlerin atış sonrasında tesliminin istendiği;

Yine dava dosyasında bulunan 3-20,12.2007 tarihli ve el yazısıyla tutulan sarf tutanağına göre; 11 adet LAW mühimmatının sarf edildiği, 4.1.2008 tarihli cephane sarf tutanağına göre de; "…" lot numaralı 11 adet LAW mühimmatının sarfının yapıldığı, bu belgede, imha ve boş kovan miktarı hanelerinin boş bırakıldığı; keza, 5-28.1.2008 tarihli ve el yazısıyla tutulan sarf tutanağına göre; 15 adet LAW mühimmatının sarf edildiği, 1.2.2008 tarihli cephane sarf tutanağına göre de; " … " lot numaralı 23 adet LAW mühimmatının sarfının yapıldığı, bu belgede, imha ve boş kovan miktarı hanelerinin boş bırakıldığı;

Ayrıca, soruşturma aşamasında dinlenilen bilirkişi tarafından, lançerin silah vasfının bulunmadığı, tekrar kullanımının mümkün olmadığı, ekonomik değerinin de bulunmadığı şeklinde görüş bildirildiği;

7.1.2008 tarihinde yürürlüğe giren DKD 315-1 Dz.K.K.lığı Ordonat Direktifi 14.12.2010 tarihinde güncellenerek yürürlükten kaldırılmış olup, sarf işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan bu direktife göre, atış sonrası boş kovanların azami miktarda ekonomiye kazandırılması için belge karşılığı teslim edileceğinin düzenlendiği, ancak, daha sonra yürürlüğe giren direktifte yer aldığı gibi, LAW roketi lançerlerinin açıkça sayılmadığı;

Öte yandan, Sualtı Taarruz Komutanlığı envanterindeki “ …. ” stok numaralı 66 mm. Law mühimmatının, 3.12.2007-4.9.2009 tarihleri arasındaki muhtelif eğitim, tatbikat ve diğer görevlerde de kullanıldığı, bu eğitim, tatbikat ve diğer görevlerde sanıktan başka personelin silah/mühimmat sorumlusu olarak yer aldığı ve bu eğitim, tatbikat ve diğer görevlerde kullanılan mühimmatın imha edilip edilmediğinin de belli olmadığı;

Dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla, öncelikle belirtmek gerekir ki, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından suça konu edilen lançerin ait olduğu LAW mühimmatının dağıtımının yapıldığı Birliklerde görevli olup, daha sonra, lançerin bulunduğu … Apartmanında ikamet eden personel olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma bulunmamaktadır.

Kaldıki, 22.10.2012 tarihinde bulunan dava konusu lançerlerin, aynı stok numaralı LAW mühimmatından, sanığın mühimmat sorumlusu olarak teslim aldığı mühimmata mı yoksa başka bir eğitim, tatbikat ve görevde kullanılan ve başka bir personel tarafından teslim alınan mühimmata mı ait olduğu hususu, her türlü kuşkudan arınmış delillerle ortaya konulamamaktadır.

Bu bağlamda, lançerlerin bulunduğu lojmanda, söz konusu benzer nitelikte mühimmatın sarf edildiği Sualtı Taarruz Komutanlığında görevli olan ve kendisine bu mühimmattan teslim edilen sanığın bir dönem oturmuş olması, tek başına atılı suça konu eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiği yargısına ulaşmayı mümkün kılmadığı açıktır.

Öte yandan, sarf işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan DKD 315-1 Dz.K.K.lığı Ordonat Direktifinde, azami miktarda ekonomiye kazandırılması için belge karşılığı teslim edilecek malzemeler arasında, daha sonra yürürlüğe giren direktifte yer aldığı gibi, LAW roketi lançerlerinin açıkça sayılmaması, keza, sanığın tim komutanı tarafından, atış sonrasında lançerlerin arazide bırakıldığının bildirilmesi, mühimmat sorumlusu tarafından ise, atış sonrasında lançerlerin arazide yakılarak imha edildiğini ve geri teslim işleminin yapılmadığının bildirilmesi, ayrıca, olay sonrasında dinlenilen bilirkişinin de, lançerin silah vasfının bulunmadığı, tekrar kullanımının mümkün olmadığı, ekonomik değerinin de bulunmadığı şeklinde görüş belirttiği dikkate alındığında, suç tarihleri itibariyle, LAW roketi lançerlerinin askeri eşya niteliğinde bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla, atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmiş olmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, Komutanın kabule değer görülmeyen tüm temyiz sebeplerinin reddiyle, oluşmayan suçtan sanık hakkında verilen beraat kararının onanmasına karar verilmiştir.

Sonuç Ve Karar: Açıklanan nedenlerle;

Komutanın kabule değer görülmeyen temyiz sebeplerinin, 353 sayılı Kanun’un 217/2’nci maddesi uyarınca REDDİNE;

Usul ve esas yönlerinden hukuka uygun bulunan beraat hükmünün ONANMASINA;

29.3.2016 tarihinde, tebliğnameye uygun olarak ve oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy